Her aileye bahçeli ev, bir dönüm arazi, beş koyun ve keçi verecek parti aranıyor!
Siyasi Partilerin Türk Milletine vereceği bir şeyleri yok!
Her aileye bahçeli ev, bir dönüm arazi, beş koyun ve keçi verecek parti aranıyor!
Ak Parti, sizlere ömür. Çünkü, yeni bir şey söyleyemiyor. Basireti bağlanmış. Mühür onda, güç onda ama silkinip de özüne dönemiyor. Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan müjde deyince ümitlenmiştim.
O da gaz çıktı!
Ak Parti, sadece geriye bakmayı başarabilse, kuruluş günlerine dönse, Erdoğan, bir şiir okuduğu için hapse gönderildiği o süreci hatırlasa, Ak Parti’nin önü açık.
Sayın Erdoğan’ın ve Ak Parti’nin akıllı danışmanları var. Bizden çok daha iyi düşünüyorlardır. (Herkes öyle düşünüyor. )
Ak Parti ve Başkan Erdoğan’ın danışmanları da yeni bir şey söyleyemiyor!
Ak Parti’yi çöküşe ve bitişe sürüklüyorlar.
Biz ne desek, Başkan Erdoğan duymaz!
Ak Parti’nin akilleri, duayenleri, üst yönetimleri burun kıvırır.
Ama olsun! Ben bir Ak Parti kurucusu ve Ak Parti mağduru olarak görevimi sonuna kadar yaptım!
Duymayan, duymak istemeyen, burun kıvıran utansın!
İkinci güçlü parti CHP. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, güzel konuşuyor. Güzel şeyler yapmak için çabalıyor. Soğukkanlı bir siyaset için elinden gelen herşeyi yapıyor.
Ama olmuyor.
Türk Milleti, CHP’ye vereceğim azami destek, yüzde 25’i geçmez diyor…
Türkiye’nin yükselen yıldızı, Meral Akşener ve İYİ Parti. Sayın Akşener Koronavirüs tehlikesine rağmen sokaklarda, halkın arasında dolaşıyor.
İlgi büyük. Oy oranı da 14 – 15 seviyelerine doğru yükseliyor.
Ama İYİ Parti de de yeni bir şey yok!
Meral Akşener de yeni bir şey söyleyemiyor.
Evet tencere her iktidarı sallar da, tencere iktidarı sallayacak, siz gelip koltuğa oturacaksınız.
Yok öyle şey!
Türk Milleti, artık mührü kolay kolay bir kişiye, bir siyasi partiye teslim etmez.
O devir geçti.
Ali Babacan, ben de varım deyince, Türk Milleti heyecanlanmıştı. Sayın Babacan da tencerenin iktidarı devirmesini bekliyor. Tencere Ak Parti ve Erdoğan’ı devirecek, vatandaş da mührü Ali Babacan’a teslim edecek!
Çok beklersiniz!
Türkiye, proje istiyor. Ne yapacaksanız baştan anlatın dinleyelim ona göre hareket edelim diyor.
Mesut Yılmaz, az konuşurdu, millet bir şey yapacak sanırdı. Ali Babacan da Mesut Yılmaz’a özeniyorsa, hüsrana uğrar.
Ali Babacan ki, hesap kitap adamı.
Bu millet aç. Fakir, çaresiz.
Herkes iyi ezberlemiş, ver, ver ver…
Türk Milleti diyor ki, önce sen ver, sonra ben sana verip vermeyeceğimi söylerim!
Ahmet Davutoğlu ve Gelecek Partisi.
Eski Başbakan.
Sayın Davutoğlu’nun da yaptığı bir şey yok. Başbakanlık döneminden iki özel bilgi sallıyor, sonra çay kahve, sohbete devam.
Ah Hocam, o devir geçti. Erdoğan’a muhalefet yaparak alacağın oy yüzde 2 -3. Daha yukarısı olmaz.
Siz Başbakanlık yaptınız. Uzun süredir dinleniyorsunuz. Hatalarınızı bize söylemeseniz bile, mutlaka muhasebesini yapıyorsunuzdur.
İktidara gelirseniz Türk Milleti’ne ne vereceksiniz?
Projeleriniz ne?
Önce vereceklerinizi söyleyin, sonra Türk Milleti size bir cevap verir!
*
Siyasi partiler ve Sayın Genel Başkanları kusura bakmasın! Hiçbirinin dişe dokunur bir projesi yok.
Artık, Ak Parti’nin fakir fukaraya devlet kesesinden yaptığı yardımlar da yeterli gelmiyor.
Bu millete balık tutmasını öğretecek, ülkenin sorunlarını bir kaç yıl içinde çözecek, 2001 yılının Erdoğan’ı gibi cesur ve pratik zekalı bir lider lazım!
Aksi takdirde Türk Milleti mührü kimseye vermez.
Tansu Çiller, yalan da olsa millete iki anahtar vaat etmişti, iktidar oldu.
Cem Uzan, mazot 1 lira olacak dedi, az kalsın barajı aşıyordu!
Ben bir parti kursam, projelerim hazır.
Ülkenin sorunları belli.
Çözümü de basit.
Necip Fazıl’ın dediği gibi dört inanmış adam lazım.
1. Her aileye bir dönüm devlet arazisi, arazinin içine iki katlı ev, bahçesine minik ahır. İçine de beş koyun ve keçi koyup teslim ederim.
Sevgili vatandaşım, al bu evi, burada huzurla yaşa. Bahçeni ek biç, koyunlarına bak, sütünü sağ, peynirini , terayağını yap, kimseye muhtaç olma.
Devlete de her ay gücünün yettiği kadar 500 – 1000 lira öde…
İster 10 sene de öde, istesen 20 senede öde. İstersen 50 senede öde.
Önemli olan senin huzurun ve sağlığın…
- Kadına şiddet mi diyorsunuz, bu projeyle o sorunu ortadan kaldırın!
- Sağlık harcamaları mı diyorsunuz, sıfırlayın!
- Adli sorun mu diyorsunuz, cezaevlerini müze bile yapmayın, boş dursun!
- Deprem sorunu mu diyorsunuz, deprem kelimesini literatürünüzden çıkarın!
*
Ekrem İmamoğlu depreme dayanıklı 29 bin konut yapacakmış!
Kafa hep aynı!
16 Milyonluk İstanbul'a, 29 bin konut!
Hep tribünlere oynamak istiyorlar!
Madem bir proje geliştiriyorsun, öyle bir proje yap ki, Türkiye’ye mührünü vur!
Müteahhit Başkan'ın, canı inşaat yapmak istemiş!
Olmaz!
Bu şekilde büyük mührü eline alamazsın, alsan bile öncekilerden farkın kalmaz.
Ana dilde eğitimmiş!
Kürt sorunuymuş!
Mezhepsel sorunlarmış!
Avrupa’da yaşayan Kürtler restoran açıyor, camlarına Türk Döneri yazıyor!
Açın milletin önünü, milletten almayın, verin.
Bakın insanlar dağa taşa çıkıyor mu?
İnsanlar aç, insanlar çaresiz, insanlar itilip kakılıyor.
Aile diyorsunuz, devlet aile yıkıyor.
Devletin görevi çocukları babasız bırakmak mı?
Çocukları anasından, babasından ayırmak mı devletin görevi.
Devletin görevi eline odunu alıp, gelene geçene vurmak mı?
Bu mantıkla giden arabanın tekerlekleri patlar.
Biri gelir seni ezer, sen gelirsin onu ezersin. Başkası gelir ikinizi ezer.
Cennet vatan, olur cehennem…
Muharrem Şemsek, vatani görevini yaparken silahlı saldırıya uğradı. Kenan Evren, Muharem Şemsek’i yurt dışına tedaviye göndermedi. Muharrem Şemsek yıllardır tekerlekli sandalyeye mahkum.
Aradan 41 yıl geçti, değişen bir şey yok!
Kanser hastası 8 yaşındaki Ahmet, annesinin yurt dışına çıkış yasağı nedeniyle, sağlıklı tedavi olamadı ve öldü.
Annesi bayramda Ahmet’in mezarının fotoğrafını paylaşmış!
Grup Yorum’un iki üyesi açlık grevinde öldü.
Şimdi iki avukat Ebru ve Aytaç açlık grevinde ve ölmek üzere.
Benim çocuklarım benzer şekilde 3. yıla girdi babalarını göremiyor.
Elif ve Ayşe Ukrayna'da ıssız bağ evinde, pandemi günlerinde aç kaldı.
Haksız ve hukuksuz konulan Yurt Dışına Çıkış Yasağı nedeniyle çocuklarımın yardımına koşamadım.
Hem de devlet görevlilerinin hatası yüzünden.
Devletin görevi vatandaşını mağdur etmek mi?
Beşikteki çocukları aç, susuz bırakmak mı?
Böyle mi yönetiliyor devlet?
Bu mu Müslümanlık?
Bu mu devlet babalık?
Bu mu adalet?
Böyle devlet yönetecekseniz, bu kadar ahı alacaksanız, boşuna çabalıyorsunz!
Bu gidişin sonu hüsrandır, pişmanlıktır, üzüntüdür.
Eğer inanan bir Müslümansanız, ahireti kaybetmek demektir.
Hz. Muhammed, hayatında kimseyi incitmedi.
Kimseye kumpas kurmadı.
Kimsenin canını yakmadı.
Kimseyi aldatmadı.
Ömrü hayatında sadece 2 ay savaştı.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
E-Mail: [email protected]