Hereke Halısının Gerçek Hikayesi: Hediye Eden Sultan Abdülhamid Değilmiş
Uluslararası Adalet Divanı’ndaki Hereke halısının Sultan Abdülhamid tarafından değil, Sultan Reşat tarafından hediye edildiği ortaya çıktı. Tarihi yanlış anlama düzeltildi.
Hereke Halısının Gerçek Hikayesi: Hediye Eden Sultan Abdülhamid Değilmiş
İYİ PSİKOLOG / TÜRKİYE
Tarihçi Dr. Mehmet Tütüncü, Uluslararası Adalet Divanı’ndaki Hereke halısının Sultan Abdülhamid tarafından değil, Sultan Reşat tarafından hediye edildiğini belirtti. Dr. Tütüncü, bu yanlış bilginin düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.
Tarihi Yanlış Anlayış
Dr. Tütüncü, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın restorasyon çalışmaları sonrası düzenlenen törenin ardından yaptığı açıklamada, yıllardır yanlış bir şekilde Sultan Abdülhamid’e atfedilen hediyenin gerçekte Sultan Reşat dönemine ait olduğunu açıkladı. Halının dokunma fikrinin, Sultan Abdülhamid’in 1909’da tahtan indirildikten sonra, İttihat ve Terakki iktidarında gündeme geldiğini belirten Tütüncü, bu tarihi gerçeğin arşiv belgeleriyle kanıtlandığını söyledi.
1911’deki Tarihi Bağış
Hereke halısı, 1907’de temeli atılan Lahey’deki Barış Sarayı’na Osmanlı Devleti tarafından hediye edildi. Arşiv belgelerine göre halı, Osmanlı’nın uluslararası barış projesine katkısı olarak dokunmuştu. Halının yapımı için verilen emir, Sultan Abdülhamid’in tahtan indirildiği tarihten sonra gerçekleşti.
Tütüncü, 28 Temmuz 1909 tarihli bir belgede, Osmanlı Dışişleri Bakanlığı’nın halı bağışına dair bilgiyi kabineye sunduğunu, 1911’de ise halının Barış Sarayı’na teslim edildiğini belirtti.
Restorasyon ve Tarihi Hassasiyet
Geçtiğimiz yıl, Adalet Divanı’nda yıprandığı tespit edilen halı, Türkiye’ye getirilerek restore edildi ve 9 Ocak 2025’te düzenlenen törenle Japon Salonu’ndaki yerine yerleştirildi. Törene katılan Dr. Tütüncü, medya ve yetkililerin tarihi hassasiyet konusunda daha dikkatli olması gerektiğini ifade ederek, “Bu tür yanlış bilgiler Türkiye’nin güvenilirliğine zarar verebilir,” dedi.
Sultan Reşat’ın Tarihi Katkısı
Tütüncü, halının Sultan Reşat tarafından hediye edildiğini kanıtlayan dokuz belgeyi makalesinde detaylandırdı. Belgeler, halının dokunmasından teslimine kadar tüm süreci kayıt altına alıyor.
Tarihçi, tarihi gerçeklere uygun bilgilendirme yapılmasının, hem ulusal hem de uluslararası alanda Türkiye’nin itibarını koruyacağını belirtti.