Hıncal Uluç diyor ki; Savcı ve hakimler FETÖ'ye alet olmasın!

Hıncal Uluç'tan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ü uyutmayan köşe yazısı...

Hıncal Uluç diyor ki; Savcı ve hakimler FETÖ'ye alet olmasın!




Hıncal Uluç diyor ki; Savcı ve hakimler FETÖ'ye alet olmasın!

Sabah  Gazetesi’nden Hıncal Uluç öyle bir yazı kaleme aldı ki,  bu yazıdan sonra Adalet Bakanı Abdülhamit Gül  uyuyamamıştır.

Hıncal Uluç , Mülkiye’den arkadaşı Güner Özmen aracılığıyla tanıştığı Ünal Erkan, Mehmet Ağar ve ismini vermediği  Emniyet’in üs kademelerinden hala aktif görevlerdeki arkadaşlarına, dostlarına soruyor;

FETÖ'cülerin temizlenmesi ne âlemde’ oluyor. Allahın günü, ekranlarda, gazetelerde, sürekli askerde, poliste ve adliyede yakalananlar haberlerini okuyoruz ya..

Son aldığım cevap kanımı dondurdu. ‘Yakaladıklarımız, buzdağının görünen kısmı…’ Yahu binlerce FETÖ'cü yakalandı. Dava edildi. Mahkumlar var.. Bu nasıl buzdağıdır?. Hâlâ içimizde, polis dahil gittiğimiz her devlet dairesinde daha kaç bin FETÖ'cü var?”

“BİLEREK VEYA BİLMEDEN FETÖ'YE ALET OLMASIN, SAVCI VE YARGIÇLARIMIZ”

Uluç, Sözcü davasında verilen kararı ise şöyle eleştirdi:

“Şimdi bu ortamda Sözcü gazetesinin patronundan başlayarak, Genel Yayın Müdürü, köşe yazarı, karikatüristi, ki çoğu yıllanmış arkadaşlarım, kefil olacağım dostlarım, ‘FETÖ'cü’ diye mahkum edilirlerse bu karar kime yarar?.

En başta ülkemizin devlet, özel her kadrosuna örümcek gibi sızmış Fetullah Gülen hainine değil mi?.

Bakın bu devlet en azılı Gülen düşmanlarını bile FETÖ'cü diye mahkum ediyor, anlayın tuttukları ve mahkum ettikleri binlerce masum insana yaptıkları ne demek oluyor’ diyor, gerçek Fetullahçılar şimdi ve zil takıp oynuyorlar..

‘FETÖ davası sulandı, artık kimse inanmaz..’ Adalet Bakanımız bile ‘Bu adalete inanmadığını’ söyledi.

Karar büyük ihtimalle Yargıtay'dan dönecek. Dönecek ama, asıl mesele, ‘bu sulandırmaların önüne geçmek..’ Yani Adli teşkilatımızı da, FETÖ ilişkileri açısından çok hem de çok dikkatle elden geçirmeliyiz!. Bilerek veya bilmeden FETÖ'ye alet olmasın, savcı ve yargıçlarımız..”

Madem Hıncal Uluç herşeyi çok güzel  özetledi.  Ben de Hıncal Uluç’a FETÖ Operasyonları ile ilgili çok özel bilgiler vereyim.

Sevgili Hıncal Uluç;

FETÖ’nün üst düzey imamı, önemli adamı, para kasası suçlaması ve MİT Operasyonu ile tüm dünyaya  “terörist  ve hain” ilan edilerek getirilen gazeteci kim biliyor musunuz?

-Ak Parti kurucusu.
-Yenilikçilerin, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının yüzde 34 oy potansiyeli olduğunu dünyaya duyuran gazeteci.

-Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Şehit Cenazelerinde yuhalanırken, Şehit Cenazeleri üzerinden provokasyonlar yapılırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı İzmir Şehit Aileleri ile buluşturan, provokasyonların önünü alan SehitlerOlmez.com sitesinin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni.

-CHP + FETÖ tarafından İzmir ve İstanbul adliyesinde adli ve mali mobbinge maruz bırakılan Yerel Gündem gazetesinin sahibi.

-Haber sitesinde yapılan bir anket nedeniyle FETÖ tarafından tüm domainleri hacklenen, şirketi bir gecede batırılan iş adamı. Hacklenen domainler arasında Ak Parti İzmir Teşkilatı'nın domain adresi de yer alıyordu. (Yıl 2002 - 2004) (Belgeler UYAP Sistemi'nde mevcut)

-Eleştirel haberler nedeniyle Zaman Gazetesi / Feza Gazetecilik A.Ş ve Ekrem Dumanlı tarafından iki adet ceza davası, iki adet tazminat davası açılan bir gazeteci. (Yıl 2013 – 2014) (Belgeler UYAP sisteminde mevcut)

-CHP + FETÖ mobbinglerine dayanamayarak gazetesini kapatmak zorunda kalan gazete sahibi.

-Dönemin Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak’a yirmiye yakın dava ve soruşturma dosyasını götürüp, netice alamayınca kurucusu olduğu Ak Parti'ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a küserek ülkeyi terkeden Ak Parti kurucusu gazeteci.  (Yıl 2013-2014)

-19 yıl içinde FETÖ iltisaklı onlarca şirketin hiçbirinden bir liralık reklam alamamış bir gazete sahibi. 

-Fethullah Gülen'in internette yayınlanan ses kaydında, adliyelerde hesap sorun diye talimat, fetva verdiği, o talimat sonrasında hakkında sayısız dava ve soruşturma açılan, FETÖ’NÜN üst düzeyde düşman ilan ettiği gazeteci. (Hepsi UYAP sisteminde mevcut)

-İnternette Canlı Hayvan Satışı yapan E-Ticaret  Sitesi kurarak, adak ve kurbanlıkları 30 - 40 dolara satışa sunarak  FETÖ’nün kurban ve adak sistemini  çökerten, girişimci iş adamı. 

-Ukrayna’da Türk bayrağını dalgalandıran, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı onurlandıran ilk ve tek iş adamı.

-2013 -2018  yılları arasında 7 kez ülkeye giriş çıkış yapmış, Ukrayna'da yaptığı her işi ve yaşadığı sorunları, Türkiye'yi ilgilendiren olayları hem gazetesinde yazmış, hem de BİMER ve CİMER üzerinden, devleti bilgilendirmiş bir gazeteci.

-Evlendiğinde, çocukları olduğunda konsolosluğa giderek bildirmiş, tescil ettirmiş bir aile babası.

-Ukrayna'da yaptığı ticari işler, ve yaşadığı olaylar hakkında konsolosluğu doğrudan bilgilendirmiş, diyalog kurmuş bir iş adamı ve gazeteci.

-Bölgede yaşayan, Türkçe konuşan toplulukların yaşadığı sorunlara duyarlılık göstererek haberlerini yazan, devleti gazetesi üzerinden bilgilendiren bir gazeteci.

-On bine yakın makale ve haber yazan, on binlerce makalesi ile Türkiye’de eşine az rastlanan “Doğrucu Davut” gazeteci.

19 yıllık gazetecilik hayatında zenginleşmemiş, evden işe, işten eve belediye otobüsüyle gidip gelmiş  iki şirket ve gazete sahibi.

-21 yıl önce kurduğu SehitlerOlmez.com sitesi ile Şehit Aileleri'nin haklarını savunan bir vatansever.

-Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın villasıyla siyaset yaparken, Kılıçdaroğlu’nun yaptırdığı villasını bulup  haber yapan, o haberler nedeniyle CHP düşmanı ilan edilen, 19 yıl içinde CHP’li Belediye Başkanlıkları tarafından reklam ve adliye sopasıyla adli ve mali mobbinge maruz bırakılan gazeteci.

Hincal Uluç ne demişti?

‘Bakın bu devlet en azılı Gülen düşmanlarını bile FETÖ'cü diye mahkum ediyor, anlayın tuttukları ve mahkum ettikleri binlerce masum insana yaptıkları ne demek oluyor’ diyor, gerçek Fetullahçılar şimdi ve zil takıp oynuyorlar..

Böyle bir gazeteci kimler tarafından karalandı?

-Pensilvanya’ya defalarca giden,  Fethullah Gülen ile fotoğraf çektiren, fotoğrafları gazetelerde boy boy yayınlanan,  bu süreçte önemli makamlara getirilen ve hala hakkında işlem yapılmamış  bir kişi tarafından.

-Emine Hanım’ın başörtüsü ile alay eden biri tarafından.

-Ekrem Dumanlı ile birlikte Fethullah Gülen'i koruma yasası çıkarmak üzere iken,  yazdığım bir köşe yazısı ile dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Çankaya köşkünden kovulan kişiler tarafından.

-Fethullah Gülen’in damadı olarak bilinen, kendisini o şekilde tanıtan, FETÖ’nün Ege Bölge İmamı Bekir Baz ile abi kardeş ilişkisi içinde olan, özel hayatındaki özensizliik nedeniyle Ak Parti’yi batma noktasına getiren, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a itibar operasyonu düzenleyen, FETÖ Operasyonlarını Ak Parti kurucularına ve FETÖ  karşıtlarına yönlendiren bir ekip tarafından.

Bunu Emniyet’e anlattım, bu iş bizi aşar dedi, Cumhuriyet Savcısına yönlendirdi.

Cumhuriyet Savcısı’na bir klasör dilekçe yazdım, dikkate almadı.

Ağır Ceza Mahkemesi’ne dört klasör dilekçe yazdım, 11 ay sonra dikkate aldı. Onlar da, berat verirsek başımız belaya girer, sana az da olsa bir ceza verelim, nasıl olsa İstinaf Mahkemesi düzeltir dedi.

Masumiyet Karinesi, Lekelenmeme Hakkı alenen ihlal edilerek, yalan ve düzmece haberlerle FETÖ’NÜN üst düzey yöneticisi diye tüm dünyaya ilan edilen gazeteci de FETÖ ÜYELİĞİ  bulamadılar.

Ama...

-11 ay ceza evinde FETÖCÜ suçlaması ile  yatırdılar.
-19 ay evinden, eşinden beşikteki çocuğundan ayırdılar. Hala aynı durumda.

-Annesi, babası ve kardeşi olmayan bir kadını başka bir ülkede, ıssız bir bağ evinde, biri beşikte, diğeri 2,5 yaşında iki kız çocuğuyla ölüme terkettiler.

-Hem de dünya çapında önemli bir teröristin karısı suçlamasıyla..

O kadın, tüm dünya medyasında kocası “terörist” ilan edildiği ve hedef gösterildiği için baskı gördü, aşağılandı, hakarete maruz kaldı. Tehdit edildi. Şantaja maruz kaldı.

O kadın Ukrayna’da Türk bayrağını dalgalandırmıştı. Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarını  FOND’un duvarına asarak Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı onurlandırmıştı.

Türkiye’ye ve Türk Milleti’ne hizmet etmişti. Bilmeden de olsa FETÖ’YE bayrak açmış, karşı durmuştu.

O kadının doğumda göz damarları çatladığı için görmüyordu.  Gözlüğü  9 derece. Ameliyat olması gerekiyordu.

Gazeteci kocası terörist ilan edildiğinde, üzüntüden 1,5 ay yemek yemedi, su içmedi. Böbrek ve kalp hastası oldu. Beşikteki bebek (Ayşe)  sürünerek sıcak çaydanlığı üzerine döktü ve kendisini yaktı. Beşikteki bebek iki kez ameliyat edildi. Vücudu yanık içinde.

Cumhurbaşkanı Recep  Tayyip Erdoğan, gençler neden evlenmiyor diye sitem ediyor.

Sayın Cumhurbaşkanım, evlendik, çocuk da yaptık. O eş ve çocuklar şehir dışında ıssız bir bağ evinde ölüme terk edildi. Kimse feryatlarını duymadı.

Keşke evlenmeseydim!

Adalet Bakanı Gül, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günün'de gazetecilere karanfil verirken...

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Yargı hiçbir yerden ve kimseden emir almaz. Yargının emir alacağı tek yer Anayasa'dır ve kanunlardır. Yargı, sadece hukukun emri altındadır" .

Gül, “FETÖ ile mücadelenin sulandırılmasına da berrak suyun bulandırılmasına da karşıyız. Herkesi bir torbaya doldurmak mücadeleyi sulandırır. Bu en çok FETÖ’yü sevindirir”  .

BAKAN Abdulhamit Gül, “Yargı kararlarının yanlışı, eksiği olabilir. Bu yanlışın düzeltilmesini de yine yargının kendi olağan işleyişine bırakmak gerekir. Milletimizin beklentisi, milletimizin vicdanını tatmin eden kararların makul sürede çıkmasıdır”. 

Sayın Bakan “Yargı kararlarının yanlışı, eksiği olabilir. Bu yanlışın düzeltilmesini de yine yargının kendi olağan işleyişine bırakmak gerekir” diyor.

Cumhuriyet Savcısı suç bulamayınca dosyayı tahrif ediyor. Bununla ilgili Adalet Bakanlığı’na iletilmiş dilekçe mevcut.

Ağır Ceza Mahkemesi suç bulamıyor ama dosyada o da tahrifat yapıyor. Bununla ilgili de Adalet Bakanlığı’na iletilmiş dilekçe mevcut.

Aradan 19 ay geçti.
Eş ve çocuklar başka bir ülkede. 
Ölüler mi, sağlar mı? 
Ne yiyip, ne içiyorlar? 
Aile yerinde duruyor mu?
Karda, kışta hem yetim, hem öksüz bir kadın iki sabi çocukla yalnız başına ne yapıyor?
Gecesi var, gündüzü var, ıssız bir bölgede bir kadın iki çocukla korkmadan nasıl yaşıyor?

Odunlarını kim kırıyor?

Sobasını kim yakıyor?

Çocukları kim hastahaneye götürüyor?
Alışverişleri kim yapıyor?
İçme suyu yok, su damacanalarını kim taşıyor?
Kalp ve börek hastalığı nedeniyle rutin hastane kontrollerinde çocuklara kim bakıyor?
Dünyaca ünlü terörist  ilan edilmiş bir gazetecinin  eşi, toplumsal baskılara nasıl dayanıyor?
Akli dengesini kaybetti mi, kaybetmek üzere mi?

Sayın Adalet Bakanımıza sormak istiyorum. Tüm bu acıları, haksızlıkları  hangi adalet,  ne zaman ve nasıl düzeltecek?

15 yıl sonra 17 -19 yaşlarında Ayşe ve Elif adında iki kız çocuğu  Bakan Gül’ün önüne çıkıp, bize bu acıları yaşatan siz miydiniz derse, Sayın Bakan ne cevap verecek?

Sevgili Hıncal Uluç, size FETÖ ile mücadeleden yaşanmış acı ve ızdırap dolu bir örnek verdim.

Devleti yanıltan, devlete ve Cumhurbaşkanı'na kumpas kuran, devlet  erkini kullanan görevliler, (FETÖCÜ veya değil, bilmiyorum) suçlarını örtmek için canla başla çabalıyor.

Bu kumpasları kuranlar,  FETÖ tarafından kullanılanlar, yönlendirilenler  marifetiyle  muhabirlere düzmece haberler hazırlatarak kendilerini aklamaya çalışıyor. Tehdit ediyorlar.

Soruyorum size!

Bu mağduriyetleri savcı, hakim, Adalet Bakanlığı ve CİMER dinlemeyecekse, kim dinleyecek?

Vatandaş derdini kime anlatacak?

Düşmanın mı var? 

FETÖ'YÜ yaşatmak mı istiyorsun?

FETÖ'nün düşmanlarını bitirmek mi istiyorsun?

Vur FETÖCÜ damgasını gitsin.

Nasıl olsa kimseye derdini anlatamaz.

Anlatsa da aylar, yıllar geçer. O süreçte zaten ocağı söner. 

İşte  FETÖ ile mücadele...

Önce suçlu ilan et, tutukla.

Sonra suç bulmaya çalış.

Suç bulamayınca, suç uydur.

O da olmayınca, uzatabildiğin kadar uzat, İstinaf, Yargıtay dolaştır, bu arada yurtdışı çıkış yasağı koy.

Millete adelet arat!

Bunun adı FETÖ ile mücadele değil. Bunun adı devlete ve millete düşman üretme.

Bunun adı, Ak Parti'yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Bitirme Planı, 16 Temmuz  Nitelikli Darbesi. (Son anket sonuçlarına bakınız)

Sevgili Hıncal Uluç, bu hikayeye en fazla kim sevindi?
Kim mutlu oldu?

Karar ve vebal sizin ve tüm vicdan sahiplerinin, Türk Milleti’nin yetki ve sorumluluk verdiklerinin.

 

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]