Hırvatistan Başbakanı: AB sınırlarını korumak için 6 bin 500 polis görevlendirdik
"Türkiye ile ilişkileri yeniden düzenlemeliyiz"
Hırvatistan, Avrupa Birliği’nin (AB) en yeni üyesi ve Schengen Bölgesi'ne girmek için büyük bir adım attı. Diğer Batı Balkan ülkelerinin Hırvatistan’dan geri kaldığı düşünülürse bu durum bölgede büyük bir başarı hikayesi olarak görülebilir.
Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic ile ülkesinin başarılarını, karşısındaki engelleri ve bölgenin önündeki sorunları konuştuk.
Hırvatistan Başbakanı AB'nin Türkiye ile ilişkilerini yeniden düzenlemesi gerektiğini söylerken sınıra göçmenlere karşı 6 bin 500 polis koyduklarını belirtti.
euronews: Andrej Plenkovic , Global Conversation’a verdiğiniz bu röportaj için teşekkürler.
Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic: Çok teşekkürler.
euronews: Avrupa Komisyonu’ndan Schengen Bölgesi için yeşil ışık aldınız. Birçok kişi için bu karar sürpriz oldu çünkü Avrupa son dönemde açılmaktan çok kapanma eğilimi gösteriyor gibi. Bu yolun sonuna ulaşamayacağınızdan korkuyor musunuz?
Andrej Plenkovic: Her şeyden önce Avrupa Komisyonu’nun, Jean-Claude Juncker’in komisyonunun geçen hafta Strazburg’da aldığı karar Hırvatistan’ın 4 yıllık çalışmasının bir meyvesi. Hırvatistan’ın 8 ayrı fasıldan oluşan Schengen kriterlerini yerine getirmesinin meyvesi.
Her fasılda biz Hırvatistan’ın Schengen'in bir parçası olması için hazırlık seviyesini yükselttik. Bu, Komisyon’un hizmetleri tarafından çok teknik bir gelişme idi.
euronews: Sorumun özel bir içeriği var ve bu Slovenya ile Piran Körfezi tartışması. Slovenya tarafı eğer bu konuda bir çözüm olmazsa sizin Schengen sürecinizi veto edebileceğini bile söyledi. Yakın gelecekte herhangi bir çözüm görüyor musunuz ?
"Schengen süreci ülkelerin sınır problemlerinden ayrı tutulmalı"
Andrej Plenkovic: Her şeyden önce Slovenya ile sınır problemimiz 30 yıldır devam eden ucu açık bir problem. Bu durum iki ülkenin de AB’ye üyeliğinde, iç içe olan bu iki süreç, Schengen’de bir şart olsa Slovenya için de sorun olurdu. Bizim düşüncemiz Schengen sürecinin iki ülkenin sınır problemlerinden kesinlikle bağımsız olması. Bizim için orası Savudrija Koyu onlar için Piran Koyu. Günün sonunda bir çözüm bulabiliriz.
euronews: O zaman endişeli değilsiniz?
Andrej Plenkovic: Bir çözüm bulacağımıza eminim. Bizim Slovenyalı komşularımız ile ilgili söylediğimiz şey şu: 'Açık bir sorunumuz var, bunu çözmenin yolları var, barışçıl yollar, iyi komşuluk ilişkileri ve her iki tarafın kabul edeceği bir çözüm. Tabii Schengen arzumuzdan bağımsız olarak.”
euronews: Hırvatistan’da uzun bir sahil şeridiniz var. Biz Yunanistan'da botlarla gelen göçmenleri durdurmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz? Ayrıca AB üyesi olmayan ülkelerle 1300 kilometre sınırınız var. Sınırlarınızı korumak için özel önlemler düşündünüz mü?
Andrej Plenkovic: Sadece düşünmedik bu önlemleri uygulamaya da koyduk. Hırvatistan polis güçlerine çok yatırım yaptı. AB sınırlarını korumak için eğitimli ve tam donanımlı 6 bin 500 polisimiz var. Bunlar Schengen sınırları. Başka ülkeler gibi duvarlar, barikatlar ya da teller tercih etmedik. Çünkü her şeyden önce Bosna Hersek ile olan ilişkimiz sınır muhafaza etmeye elverişli değildi. Bu sebeple Hırvatistan ile Bosna Hersek polis güçleri ve Karadağ ile işbirliği içindeyiz.
euronews: Bazı sivil toplum kurumları çok sert olduğunuzu söylüyor. Göçmenlere karşı polis şiddeti suçlamaları var. Bu iddiaları soruşturdunuz mu? Suçlamalarda gerçeklik payı var mı?
Andrej Plenkovic: Kesinlikle, duyduğumuz bütün iddiaları soruşturduk. Biz her zaman Hırvatistan yasalarına saygı gösterdik. Yüksek standartlara saygı gösterdik. Ama sınırlarımızı da koruyoruz. Polislerimizin davranışlarına gelince, onların sınırlarımızı ve hemen arkamızda bulunan AB üyesi ülkelerinin sınırlarını korumak için ortaya koyduğu çabalarını sadece takdir edebiliriz.
euronews: Toplu göç Avrupa’da büyük bir kaygı. Kuzey Makedonya’nın ve Arnavutluk’un katılım tarihi alamamasının arkasında bu mu var?
Andrej Plenkovic: Biz bu iki ülkeninde kriterler açısından çok şey yaptığına inanıyoruz. Bu sebeple Avrupa Komisyonu tıpkı Hırvatistan’ın Schengen süreci için dediği gibi “katılım müzakerelerini açmak için şimdi doğru zaman” dedi.
euronews: O zaman ne yanlış gitti?
Andrej Plenkovic: Bence birçok sebep var. Bazıları üye ülkelerin bir kısmının analizlerinden daha fazlası, değerlendirme olarak, her şeyin hazır olduğunun tamamen doğru olup olmadığı ya da diğeri de genişleme politikası açısından daha genel bir değerlendirme, AB’nin genel fonksiyonları açısından bugünkü şekliyle, 28 üyeli AB olarak.
euronews: Karşı olan sadece Fransa değil miydi?
Andrej Plenkovic: Hayır maalesef başka ülkeler de vardı. Ama çok azı diyebilirim.
euronews: Hangileri olduğunu bilmememiz mi gerekiyor?
Andrej Plenkovic: Avrupa Komisyonu’ndaki müzakereleri ifşa etmeme gibi yazılı olmayan bir kuralımız var. Bu uygulamayı değiştirmeyeceğim.
Bence medya az çok bunların hangi ülkeler olduğunu tahmin edebilir. Ama bizim arzumuz ikna olmayan bu ülkelerle konuşmak ve onlara katılım sürecinin başlamasının bölgenin istikrarı için komşularımızın Avrupa geleceği için daha iyi olacağını söylemek.
Yani benim argümanım “onlara bir şans ver ve bunu başlat, bugün hiç kimse, bu yüksek belirsizlik oranı ile sürecin ne kadar uzun olacağını tahmin edemez.”
"Türkiye ile ilişkileri yeniden düzenlemeliyiz"
euronews: Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’a bakınca Türkiye ve AB’nin yaşadıklarını tekrar ettiğimiz korkusuna düşüyor musunuz? Türkiye bugün AB’den çok uzakta gözüküyor ve Suriye harekatına bakınca Rusya gibi onların politikalarını etkileyen başka büyük güçlerin olduğu görülüyor.
Andrej Plenkovic: Kuzey Makedonya ile Arnavutluk’u Türkiye ile kıyaslayabileceğimizi düşünmüyorum. Türkiye’nin çok özel bir Avrupa adımı vardı. Orta Doğu ya da başka bir yerdeki krizlerin mülteci ya da göçmen sorunu olarak daha sonra geri dönebileceğini akılda tutarak AB ile yapmamız gerekenin Türkiye ilişkilerini yeniden düzenlemek olduğunu düşünüyorum.
euronews: Bu mümkün mü sizce?
Andrej Plenkovic: Bence mümkün olmalı.
euronews: Önümüzdeki dönemde AB Konseyi’nin başkanlığını alacaksınız. Yani, Brexit sizin gözetiminizde gerçekleşecek. Yumuşak bir geçiş olacağı konusunda umutlu musunuz?
Andrej Plenkovic: Son üç yıl dört ayda Brexit ile ilgili hiçbir şey yumuşak geçmedi. Şimdi seçim tarihi ve diğer konularda başka sorunlar görüyoruz. Brexit tarihini 31 Ocak’a kadar uzatmaya hazırız ama bir esneklikle. Eğer onlar iç sorunlarını çözerse biz Konsey ve Avrupa Parlamentosu olarak gereken prosedürleri yapabiliriz. Böylece Brexit esnek ve küçük olabilir. Ama biz başkanlık olarak bizim zamanımızda Brexit gerçekleştiğinde onunla ilgileneceğiz. Şimdi şahit olduğumuz tüm şeylerle birlikte çok az insanın doğru öngörebildiği bir sürecin ‘büyük kahini’ olmak istemiyorum.