Hukuka darbe
‘HAK İHLALİ VARSA SON SÖZÜ ANAYASA MAHKEMESİ SÖYLER’
Hukuka darbe
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararını tanımayıp üyeler hakkında suç duyurusunda bulunmasını hukukçular ‘yargı darbesi’ olarak yorumladı. Türk yargı tarihinde ilk defa karşılaşılan krizin çözüm adresi olarak HSK gösterilirken, iktidar kanadından gelen ‘Yargı hiyerarşisinde Yargıtay AYM’nin üstünde’ şeklindeki açıklamalar dikkat çekti.
‘HAK İHLALİ VARSA SON SÖZÜ ANAYASA MAHKEMESİ SÖYLER’
SAMİ SELÇUK: Anayasa Mahkemesi kararına herkes uymak zorunda. Ortada bir hak ihlali varsa burada son sözü söyleyecek olan yüksek mahkemedir.
İBRAHİM KABOĞLU: (AYM üyelerine suç duyurusu) Bu bir operasyondur. AYM kararını geçersiz ve değersiz kılmaya yönelik bir yargı darbesini ifade eder.
ADEM SÖZÜER: Anayasa Mahkemesi hükümlerinin uygulanmasını önleme fiilleri tüm yargı sistemini işlevsiz bırakma girişimidir.
İZZET ÖZGENÇ: Yargıtay TBMM’ye vekilliğin düşürülmesi için talimat verip sınırını aşıyor. Yargıtay Başkanı ve üyeler istifa etmeli.
OSMAN CAN: Hukuk dışına sapmış bir güç gösterisi. Hiçbir mahkemenin hükmüne uymaması AYM’nin işlevini yitirmesine yol açar.
14 Mayıs’ta yapılan genel seçimde Hatay’dan TİP milletvekili seçilen Av. Şerafettin Can Atalay, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ‘hak ihlali’ kararı vermesine rağmen hala tahliye edilmedi. Bunun yanında Yargıtay 3. Ceza Dairesi, hukuk tarihinde bir ilke imza atarak Can Atalay hakkında ihlal kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Daha önce Atalay’ın mahkumiyet kararını onayan daire, önceki kararının doğru olduğunda ısrar ederek AYM’nin ihlal kararına uyulmamasına karar verdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay’ın milletvekilliğinin de düşürülmesi için de TBMM’ye bildirim verdi.
YARGISAL AKTİVİZM SUÇLAMASI
AYM kararını uygulamayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, hem ret kararı hem de AYM üyelerini ‘anayasayı ihlal’ ile suçlaması, Türkiye tarihinde bir ilk. Daire, kararında MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’la özdeşleşen ‘yargısal aktivizm’ sözlerine de yer verdi. Kararda, AYM’nin vesayet makamı gibi davrandığı ileri sürüldü. Ayrıca, AYM’nin Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerini tehdit ettiği de iddia edildi. Oy birliğiyle alınan kararda Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk, ile daire üyeleri Hakan Yüksel, Mustafa Doğru, Şerafettin Saka ve Mustafa Karayıldız’ın imzası bulunuyor. Siyaset gündemine oturan suç duyurusu hakkında değerlendirmelerde bulunan hukukçular ise, tarihte görülmemiş bu olayın hiçbir şekilde kabul edilebilir olmadığını vurguladı.
HSK DEVREYE GİRMELİ
Ceza Hukuku Profesörü Adem Sözüer: “Anayasal yetkiyle görev yapan Anayasa Mahkemesinin kararlarının uygulanmasını önleme fiilleri, sadece Anayasa Mahkemesini değil tüm yargı sistemini işlevsiz bırakmak girişimidir. HSK’nın devreye girip AYM’nin Can Atalay kararını uygulanmasını sağlamalı.
BAŞKAN DAHİL HEPSİ İSTİFA ETMELİ
Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç: Yargıtay’ın TBMM’ye milletvekilliği düşürülmesi talimatı vererek haddini aştığını” belirtip, Yargıtay Başkanı ve karara imza atan herkesin istifa etmesi gerektiğini söyledi. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, AYM üyelerine suç duyurusuna ilişkin “Bu mütalaa bir operasyondur, AYM’nin kararını geçersiz ve değersiz kılmaya yönelik bir yargı darbesi girişimidir” dedi.
AYM’YE HERKES UYMAK ZORUNDA
Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk “Yargıtay’da böyle bir karar verilebileceğine ben inanmıyorum. Bu olamaz” diyerek “Anayasa Mahkemesi’nin kararına herkes uymak zorundadır. AYM hak ihlalleri konusunda yetkili makamdır. Ortada bir hak ihlali varsa burada son sözü söyleyecek olan AYM’dir” ifadelerini kullandı.
DEVLETİN ÇÖKÜŞÜNÜN TARİFİ
AYM Eski Ropörtörü Anayasa Hukuku Profesörü Osman Can “Cümle kurmakta zorlanıyorum. Anayasa Mahkemesi anayasal yetkisini kullandığı için, anayasal yetkisine aykırı davranan Yargıtay tarafından suçlanıyor ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunuluyor. Devletin çöküşünü başka nasıl tarif edebiliriz ki?” yorumunu yaptı.
ANAYASAL AÇIDAN BEKA SORUNU
Eski İstanbul Barosu Başkanı, Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocasakal: “Bir yerel mahkeme ile yüksek yargı organının, Anayasa Mahkemesi’ne, üstelik kabul edilemeyecek bir üslup ve biçimde meydan okuması, adeta aba altından sopa göstermesi hukuk devleti ve anayasal düzen açısından gerçek anlamda bir beka sorunudur.”
BİR YARGI DARBESİ GİRİŞİMİ
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, AYM üyelerine suç duyurusuna ilişkin “Bu mütalaa bir operasyondur, AYM’nin kararını geçersiz ve değersiz kılmaya yönelik bir yargı darbesi girişimidir” dedi.
HUKUKA VURULMUŞ EN BÜYÜK DARBE
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz: “Üst mahkemeler arasında hiyerarşi değil, yetki ve görev ayrımı vardır. Yargıtay temyiz mahkemesidir ve asla Anayasa Mahkemesinin üstünde yer almaz. Anayasa Mahkemesi nihai olarak Anayasayı yorumlar. Bunca yanlış bilgi cehaletten değil ancak kötü niyetten kaynaklanabilir.
‘Ben bunu uygulamıyorum’ demek hukuka vurulmuş en büyük darbedir. Devlet düzenini temelden sarsar. Burada Yargıtay’ın yaptığı yalnız AYM’nin görevine ve yetkisine gasp etmek değil aynı zamanda TBMM’nin de yerine geçmektir. TBMM’nin yerine geçip kanun maddesi mi ihdas ediyorsunuz? Üstelik bununla da yetinmeyip Anayasa Mahkemesi’ni tehdit ediyorsunuz.” Öte yandan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Anayasayı yok sayan ilgili daire üyeleri bakımından ‘görevden el çektirmeye davet’ yaptırımının uygulanması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu’na gerekli başvuru yapılacaktır” açıklaması yaptı.
İSTANBUL BAROSU’NDAN ‘YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ’ İÇİN SUÇ DUYURUSU
İstanbul Barosu, ‘Can Atalay’la ilgili Anayasa Mahkemesi tarafından verilen hak ihlali kararını yerine getirmedikleri’ gerekçesiyle Yargıtay 3. Ceza Daire hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçede dairenin ‘görevi kötüye kullanmak’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçunu işlediği belirtildi. Başkan Filiz Saraç tarafından Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’na verilen dilekçesi, ayrıca disiplin yönünden de takdir ve ifası için Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu ile HSK Başkanlığı’na gönderildi.
KARAR