Hukuktan bağımsız yargı!
Mahkemeler, hukuktan bile bağımsız!
Hukuktan bağımsız yargı!
Anayasa Mahkemesi (AYM) yeniden, bir kez daha, daha fazla oyla TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın hak ihlaline uğradığını, tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.
Öncelikle şunu vurgulayalım: AYM her şeyden önce kendi onurunu korudu.
Hâlâ hukuk devleti için mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
AYM’nin ilk kararı “demokratik” bir şekilde tartışmaya açılmıştı! Adalet bakanı, “Herkes görüşünü söylesin” demişti.
Yerel mahkeme, “Bir de Yargıtay’ın incelemesini istiyorum” demişti.
Yargıtay, AYM’yi Can Atalay’dan daha ağır suçlu ilan etmiş, tahliye diyenlerin topuna, “özgürlük istemekten” suç duyurusunda bulunmuştu!
Saray, “Ben başhakemim, hangi taraf haklı bir bakalım” demişti.
Saray’ın baş ortağı AYM için birbirinden demokratik iki seçenek ortaya koymuş, “Ya budayalım ya kapatalım” demişti!
***
İşte konunun bu kadar çoktan seçmeli olduğu bir ortamda AYM ikinci kez hak ihlali kararı verdi. Bu kez, AYM kararlarının uygulanması gerektiği görüşü, “oybirliği” ile çıktı. Bir başka deyişle, AYM üyelerinin tümü, “Bizim içimizden bir karar oyçokluğu ile çıksa bile, uygulanması şarttır” dedi.
Önceki karar 25 Ekim’de 5’e karşı 9 oyla çıkmıştı. Bu kez karşı oy 3’e düştü. Demek ki iki kez daha başvuru olduğunda hak ihlali de oybirliği ile çıkacak!
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç öncekilerde olduğu gibi bu kez de “Mahkemeler bağımsızdır” dedi. Yerel mahkemenin ve Yargıtay’ın tutumuna baktığımızda Tunç’un sözlerinin tamamen gerçeği yansıttığını görüyoruz.
Mahkemeler, hukuktan bile bağımsız!
İşin abecesini yeniden anlatmaya çalışmak çok acı. Anayasal bir düzende Anayasa Mahkemesi en yüksek yargı organıdır. Herkes orada verilen karara uymak zorundadır. Bu ilkenin darmadağın edildiği, hukukun katledildiği günlerden geçiyoruz.
Dün akşam saatlerine dek yerel mahkemenin AYM kararına uyup uymayacağını bekledik. Gerekçeli kararı görmek istedikleri duyuldu. Bunun anlamı şu:
-AYM kapıyı açın demiş ama kapı kolunun yukarı çevrilerek mi yoksa aşağı çevrilerek mi açılacağını yazmamış. Bu netleşmeden karar verilemez!
Yerel mahkemeyi daha gülünç duruma düşmemeye, madde madde duyurulan kısa kararın gereğini derhal yerine getirmeye çağırıyoruz.
***
Yukarıda kara mizaha bulayarak anlatmaya çalıştığımız süreç nedeniyle Can Atalay aylardır hapiste.
Özgürlüğün zamansal ölçümü zordur.
Türkçeye “anı yakala” diye çevrilen zamanın felsefi anlatımı “carpe diem” değişik şekillerde ifade edilir:
Bir yılın kıymetini, sınıfta kalan bilir.
Bir ayın kıymetini, erken doğum yapan bilir.
Bir haftanın kıymetini, dergi çıkaran bilir.
Bir saatin kıymetini, üniversite sınavına giren bilir.
Bir dakikanın kıymetini, uçağı kaçıran bilir.
Bir saniyenin kıymetini, atletizmde gümüş madalya kazanan bilir.
Bu anlatıma son bir ek de biz yapalım:
Bütün bu zamanların kıymetini, hapiste yatan bilir!
Ağızdan çıkan söz, yaydan çıkan ok, geçen zaman geri gelmez!
Yerel mahkemenin sayın üyeleri... “Gerekçeli kararı” görme gerekçesiyle kararınızı önümüzdeki haftaya ertelediniz. Kendinizi hafta sonu zoraki olarak sevdiklerinizden uzakta bir odaya kapatın!
Belki o zaman özgürlüğün kıymetini anlarsınız!
MUSTAFA BALBAY / CUMHURİYET