Hukukun İdesi Adalettir: Adaletin Temellerini Sarsan Tehditler
Adliyelerdeki Skandallar ve FETÖ Borsaları
YUSUF İNAN YAZDI...
Hukukun İdesi Adalettir: Adaletin Temellerini Sarsan Tehditler
Adaletin idesi, yani nihai amacı, her zaman ve her koşulda adaleti sağlamaktır. Ancak Türkiye'de hukukun ve adaletin temel değerleri, son yıllarda ciddi tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sosyal medyada dile getirdiği "Hukuku ve Adaleti tahkim etmeye devam edeceğiz" söylemi, bu tehditlere karşı güçlü bir duruş sergilemesi gereken bir çağrı gibi görünse de, pratikte adaletin sağlanmasında ciddi eksiklikler olduğu göz ardı edilemez.
Adliyelerdeki Skandallar ve FETÖ Borsaları
Adliyelerde yaşanan rüşvet olayları, skandal kararlar ve FETÖ borsaları, hukukun işleyişine gölge düşürmektedir. FETÖ adına operasyonlar yapan, kırmızı bülten çıkararak devleti manipüle eden ve milyon dolarlık rant sağlayan savcılar ve hakimler, Türkiye’nin adalet sistemine olan güveni sarsmaktadır. Adalet Bakanı'nın bu tür skandalları göz ardı etmesi, hukuk ihlallerine karşı sessiz kalması, Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arkasındaki halk desteğini zayıflatmaktadır.
Yasal dayanağı olmayan kararları veren, adeta Ak Parti’yi zayıflatmak için hukuku araçsallaştıran hakim ve savcılar hakkında neden harekete geçilmiyor? Geciken adalet, zulme dönüşmekte ve adaletin temel ilkelerine aykırı bir hal almaktadır. Hiçbir suç ve suç kanıtı olmadan, yaklaşık 7 yıl boyunca adli kontrol uygulamaları, hukukun bir sopa olarak kullanılmasının açık bir örneğidir.
Adaletin Uluslararası Boyutu ve Ukrayna Örneği
Adaletin sadece Türkiye içinde değil, uluslararası arenada da tecelli etmesi gerekmektedir. Ukrayna'da indirilen Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarıyla ilgili olarak neden bir girişimde bulunulmadı? Bu tür olaylar, sadece ulusal bir onur meselesi değil, aynı zamanda hukukun evrensel değerlerinin korunması adına da önemlidir.
Elif ve Ayşe bebekler, 7 yıldır Ukrayna'da hukukun tecelli etmesini bekliyor. Bu çocukların yaşadığı mağduriyet, geciken adaletin nasıl bir insanlık dramına dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. Adalet Bakanı, bu gibi durumlarda harekete geçmediği sürece, adaletin gerçekten sağlanabileceğine dair inancı zayıflatmaktadır.
Yargı Sisteminin İçindeki Tehlikeler ve Yargı Darbesi
Türkiye'nin yargı sisteminde legal görünümlü illegal unsurların hala aktif olması ve UYAP sistemi üzerinden yeni operasyonlar için zemin hazırlanması, büyük bir tehlikeyi işaret ediyor. 17-25 Aralık benzeri bir operasyon için hazırlıkların tamamlandığına dair iddialar, ciddiyetle ele alınması gereken konulardır. Adalet Bakanı, UYAP sistemindeki verileri ve istatistikleri dikkatlice incelemeli ve bu durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Ak Parti yönetimine sunmalıdır.
Yargı darbesinin ayak sesleri duyulmaya başlandığında, bu durumu görmezden gelmek, sadece adalete değil, Türkiye’nin geleceğine de ihanet olacaktır. Adalet Bakanı'nın görevi, hukuku ve adaleti korumak, bunları siyasetin ve diğer çıkar gruplarının etkisinden bağımsız kılmaktır.
Geciken Adalet, Adalet Değildir
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar, ne yazık ki sahadaki gerçeklerle örtüşmemektedir. Adaletin sağlanması, sadece söylemde kalmamalı, somut adımlarla desteklenmelidir. Geciken adalet, adalet değildir ve kimse 7 yıllık bir adli kontrol yalanını Türk milletine yutturamaz. FETÖ ile mücadele adı altında, 7 yıldır FETÖ’ye aktarılan milyon dolarların üzeri kapatılamaz.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu gerçekleri görmek ve üzerine gitmek zorundadır. Adalet, toplumun en temel ihtiyaçlarından biridir ve onun eksikliği, toplumu derinden yaralar. Adalet Bakanı, adaletin sağlanmasından sorumlu olduğunu hatırlamalı ve bu sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir. Aksi takdirde, hukukun ve adaletin tahkim edilmesi söylemi, sadece bir retorikten ibaret kalacaktır.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
İnstagram: fondinan2016
Mail: [email protected]