Hüsamettin Cindoruk: Can Atalay'ı Meclis kapısında karşılardım

Cindoruk, "Mazbata tahliye kararı yerine geçer"

Hüsamettin Cindoruk: Can Atalay'ı Meclis kapısında karşılardım


Hüsamettin Cindoruk: Can Atalay'ı Meclis kapısında karşılardım

Vekili seçilmesine rağmen tahliye edilmeyen Gezi tutuklusu Can Atalay'ın serbest bırakılması gerektiğini söyleyen Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Mazbata tahliye kararı yerine geçer" dedi.

DUVAR - Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Gezi tutuklusu TİP Milletvekili Can Atalay için ‘'Seçilmiş bir milletvekili mahpus olamaz, derhal serbest bırakılmalı. YSK adaylığını kabul etmiş, halk da oy verip seçmiş. Aldığı mazbata tahliye kararı yerine geçer. Ben TBMM Başkanı olsam kendisini Meclis'in giriş kapısında karşılarım'' dedi. 

Sözcü'den Emin Özgönül'e konuşan Cindoruk, dokunulmazlığın milletvekiline verilen bir imtiyaz olduğunu söyledi.

Bu konuda otorite ve muhatabın YSK olduğunu belirten Cindoruk, "Seçildiği tescil edilmiş. TBMM yönetimi de milletvekili olduğunu kabul ediyor ki odası var, kapısında adını taşıyan tabelası var. Can Atalay derhal serbest bırakılmalıdır. Milletvekili seçilen bir kişi iktidarın idari kararı ile mahpus olarak cezaevinde tutulamaz. Dosyası Yargıtay'da ve hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet yok. Ben Meclis Başkanı olsam, mazbatasını teslim alırım. Tahliyeden sonra Meclis'e geldiğinde giriş kapısında karşılarım. Ünlü siyasetçi Osman Bölükbaşı 1957 yılında ‘Zalimlerin uşaklarısınız'' dediği için TBMM'ye hakaretten tutuklandı. Aynı yıl genel seçimler yapıldı ve Cumhuriyetçi Millet Partisi'nden milletvekili seçildi. Bölükbaşı milletvekili yeminini Ankara Merkez Cezaevi koğuşunda, mahkûmların önünde yaptı. Dokunulmazlık kazandığı için cezaevinden tahliye edildi. 66 yıl önce işleyen hukuk bugün işlemiyor" ifadelerini kullandı.

'KÜRSÜ MASUMİYETİ VE MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI VAR'

1991 yılını hatırlatan Cindoruk, “TBMM Başkanıyken Leyla Zana ve HEP milletvekillerinden bazıları TBMM'de Kürtçe yemin etti. Bunu tasvip etmedim. Ancak dönemin DGM Başsavcısı, bu vekillerin yargılanması için TBMM'ye fezleke gönderdi. Ben de bütün fezlekeleri kendisine iade ettim. Kürsü masumiyeti ve milletvekili dokunulmazlığı var, fezleke gönderemez. Çok tartışma yaşandı ve daha sonra Yargıtay Genel Kurulu beni haklı buldu" dedi. (HABER MERKEZİ)