HZİ Vakfı ve 12 Eylül Tartışmaları: İddialar ve Gerçekler

HZİ Vakfı’nın 12 Eylül döneminde cezaevlerinde etik dışı ilaç deneyleri yaptığı iddiaları tekrar gündemde. Muazzez İlmiye Çığ ve Turan İtil’in açıklamaları, dönemin mahkumlarının tanıklıkları ve kamuoyu tartışmaları haberimizde.

HZİ Vakfı ve 12 Eylül Tartışmaları: İddialar ve Gerçekler


HZİ Vakfı ve 12 Eylül Tartışmaları: İddialar ve Gerçekler

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

12 Eylül ve HZİ Vakfı Hakkındaki İddialar Yeniden Gündemde

Türkiye’nin önde gelen Sümerologlarından Muazzez İlmiye Çığ’ın vefatı, 12 Eylül döneminde HZİ Vakfı’na yönelik iddiaları tekrar gündeme taşıdı. Kamuoyunda, vakfın o dönemde cezaevlerinde mahkumlar üzerinde etik dışı ilaç deneyleri yaptığı ve mahkumları "kobay" olarak kullandığı yönündeki iddialar tartışılıyor.

HZİ Vakfı, Hamide Zekeriya İtil tarafından 1970 yılında kurulmuş ve adını Muazzez İlmiye Çığ’ın ebeveynlerinden almıştı. Vakfın yönetiminde Çığ’ın kardeşi, ünlü nöropsikiyatrist Prof. Dr. Turan İtil yer alıyordu.


İddiaların Merkezinde Turan İtil

Prof. Dr. Turan İtil, nöropsikiyatri alanında geliştirdiği çalışmalarla uluslararası tanınırlığa sahip bir isimdi. Ancak, 12 Eylül döneminde cezaevlerinde mahkumların ruhsal profillerini çıkarma amacıyla yürütülen araştırmalarda, mahkumların rızası olmadan anket ve deney yapıldığı öne sürüldü.

BBC Türkçe’ye konuşan dönemin mahkumlarından Recep Küçükizsiz, kendisinin rızası alınmadan bir anket uygulandığını ve bu süreçte absürt sorularla karşılaştığını ifade etti. Öte yandan, dönemin Erzurum Cezaevi mahkumlarından İbrahim Aydın, kendisine zorla enjeksiyon yapıldığını iddia etti.


Savunmalar ve İddialara Yanıtlar

HZİ Vakfı’nın ABD’deki faaliyetlerini yöneten eski yöneticilerden Emin Eralp, deneylerin gönüllülük esasına dayandığını ve uluslararası etik standartlara uygun yürütüldüğünü savundu. Eralp, zorla deney yapıldığı iddialarını kesin bir dille yalanladı.

Muazzez İlmiye Çığ ise, iddiaların vakıfla kişisel sorunlar yaşayan bir kişi tarafından ortaya atıldığını, Sağlık Bakanlığı ve müfettişlerin yaptığı incelemelerde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını ifade etmişti. Çığ, vakfın etik standartlara bağlı olduğunu ve araştırmaların uluslararası dergilerde yayımlandığını belirterek savunmasını yapmıştı.


Meclis ve Kamuoyu Tartışmaları

1985 yılında, Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı iddialarla ilgili soruşturma başlattı. Aynı yıl, konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşındı. Sağlık Bakanlığı, deneylerde kullanılan ilaçların kişilerin rızası alınarak uygulandığını belirtti. Ancak kamuoyunda tartışmalar sona ermedi ve iddialar geniş yankı buldu.


HZİ Vakfı’nın Sonu

HZİ Vakfı, 1990 yılında Dev-Sol tarafından gerçekleştirilen bir bombalı saldırının ardından Türkiye’deki faaliyetlerini sonlandırdı. İtibar kaybı ve artan baskılar, vakfın kapanmasının başlıca nedenleri arasında gösterildi.


www.yerelgundem.com