İçi boşaltılan kavramlar
Tam bağımsızlıktan bahsediyoruz. Nedir tam bağımsızlık?
İsmail Hakkı Pekin Independent Türkçe için yazdı
İsmail Hakkı Pekin Genelkurmay eski İstihbarat Başkanı, emekli Korgeneral
Ulu orta herkesin kullandığı, dilimize pelesenk ettiğimiz, kapsamını, anlamını düşünmeden ifade ettiğimiz çok önemli kavramları aşındırmada üzerimize yok.
Hangi kavramlar mı? Tam bağımsızlık, antiemperyalizm, milli ve yerli, demokrasi, halk iradesi, milliyetçilik vb. kavramlar.
Türkiye’deki siyasi partilerin hemen hepsinin tüzüklerinde, programlarında yer alan ifadeler bunlar.
Siyasi partiler sadece tüzük ve programlarında anıyor. Anlamını yitirmiş, moda olmuş; ama düşünülmeden kullanılan kavramlar haline gelmişler.
Tam bağımsızlıktan bahsediyoruz. Nedir tam bağımsızlık?
Küreselleşmenin alıp yürüdüğü, Türkiye’nin neredeyse 40 yıldır neo-liberal/ kapitalist sisteme eklemlendiği bir ortamda tam bağımsızlık neyi ifade ediyor?
Bugün tam bağımsızlığı tanımlarken hangi parametreleri kullanacağız?
Üstelik birçok uluslararası teşkilata üye olmuşken hatta bazı konulardaki devlet yetkilerini bu teşkilatlara devretme veya sınırlı kullanma vb. taahhütlere girmişken tam bağımsızlığın sınırları nerede başlar, nerede biter biliyor muyuz?
Türkiye’deki siyasi partilerin ne kadarı yerli ve milli?
Ya da hangi konularda yerli ve milli? Biliyor muyuz?
Türkiye’de siyasetin belli dönemlerde sadece iç güçler değil, içerdeki güçlerle bağlantılı olarak dış güçlerle birlikte şekillendirildiğini söylüyoruz ve örneklerini de görüyoruz.
Dışarıdan atılan formatla belirlenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ndeki siyaset ve siyasi partiler bu haldeyken tam bağımsızlıktan ya da yerli ve milli olmaktan bahsedilebilinir mi?
Dışarıdan şekillendirilmiş böyle bir siyaset ortamı ve siyasi partilerin ürettiği programlar ne kadar yerli ve millidir?
Bu programlar hangi ölçüde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ihtiyaçlarına cevap vermektedir?
Bu programlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk milletinin milli menfaatleriyle ne kadar uyumludur?
Siyaset ve siyasi partilerin böylesine dış manipülasyonlara açık olduğu bir ortamda söz konusu programlara yönelik dış müdahale ne kadardır? Hangi ölçüdedir?
Bunun ne kadarını küreselleşme, iş birliği ya da üye olduğumuz uluslararası teşkilatlara yönelik sorumluluklarımızla açıklayabiliriz?
Ya da bununla ilgili yeni parametreler belirlememiz gerekir mi?
Algı yönetiminin, görüntülü propaganda ve psikolojik harp yöntemlerinin uygulandığı günümüzde insanlar ne kadar kendi iradeleriyle oy verebiliyorlar?
Gerçekten ortaya çıkan sonuç halk iradesini yansıtıyor mu?
Halk iradesine ambargo mu konuluyor? Yoksa “Kimleri seçecekseniz ben belirleyeyim, onlar arasından seçiminizi yapın” mı diyoruz halka?
Bunların ilişkilerini biliyor muyuz? Halka bu konuda bilgi veriliyor mu?
Medya bu konuda görevini yapabiliyor mu? İdeolojiden, finanstan, yasalardan, sansürden vb. hususlardan kaynaklanan kısıtlamalar var mı?
Medya ne kadar yerli ve milli? Ne kadar bağımsız?
Ne kadarı içerden ve dışarıdan yönlendiriliyor?
Basının bağımsızlığı ve tarafsızlığı dediğimiz zaman neyi kastediyoruz?
Tarafsızlık ve bağımsızlık nerede başlıyor, nerede bitiyor? Bunu belirleyen kim?
Medya, medya patronları, yazarlar, yayın politikası ne kadar dışarıya bağımlı ve açık?
Kültür emperyalizmine ne kadar maruz kalıyoruz? Bunu önlemek için aldığımız tedbirler var mı?
En başta da bilinçlendirme geliyor... Gerçekten mücadele ediyor muyuz?
Kültürel emperyalizmin dayattıkları, içerideki ve dışarıdaki eğitimle alınan değerler vatandaşlarımızı ne kadar bağımlı kılıyor?
Belki de daha doğru soru şu;
Kültür emperyalizmi, siyasetçilerimizi, yöneticilerimizi, sivil ve askeri bürokrasiyi karar alırken ne kadar etkisi altına alıyor?
Bu durumda tam bağımsızlık, yerli ve millilik, milliyetçilik hangi ölçüde tecelli ediyor veya etmeli?
Türkiye yerli ve milli silahları kullanarak ABD’nin politikaları istikametinde bir savaş yaparsa ya da kuvvet kullanma tehdidinde bulunursa bu ne kadar yerli ve millidir?
Aynı şekilde alınan diğer kararlar ya da belirlenen ve uygulanan stratejiler ne kadar yerli ve millidir?
Dış güçlerin etkisini sadece doğrudan veya dolaylı müdahale olarak görmeyin; eğitim ve kültür emperyalizmi onların istediği doğrultuda karar almamızı sağlayabilir.
O zaman tam bağımsızlığın, yerli ve millinin ölçüsü ne olacaktır?
Tabii ki aklımıza ilk gelen şey milli menfaatler, hem devletin hem milletin milli menfaatleri ve vatandaşların güvenlik başta olmak üzere ihtiyaçları ve refahı oluyor.
Peki, milli menfaatlerin belirlenmesi ve vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması ortak bir akılla mı yapılıyor?
Yoksa yukardan aşağıya verilen talimatlarla mı yani jakoben bir mantıkla mı yapılıyor?
Sorulacak sorular ve incelenecek konular çok ve yaşamsal önemde.
Teoride, cevap vermeye bu kadar zorlanıyorsak uygulamada ortaya çıkan sorunları nasıl aşacağız?
Yoksa bugün yaptığımız gibi kavramların içini boşaltarak mı kullanacağız?
Bütün bunların cevabını biliyor muyuz yoksa gerekli olmadığı kanısında mıyız?
* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
The Independentturkish