İdlib açmazının çözümü ne
İdlib’deki bu ciddi duruma çözüm bulmak aslında politikacıların görevidir.
Türkiye, İdlib’de ciddi bir açmazın içindedir ve bu durum ciddi bir stratejik soruna dönüşmektedir...
Türkiye, İdlib’de ciddi bir açmazın içindedir ve bu durum ciddi bir stratejik soruna dönüşmektedir.
İdlib’deki bu ciddi durum, strateji öğrencileri tarafından bir durum incelemesi olarak ele alınabilir ve bu soruna çözüm bulan ise tam puanı kapabilir.
İdlib’deki bu ciddi duruma çözüm bulmak aslında politikacıların görevidir.
Biz bu sorunu strateji sistematiği içinde inceleyelim.
Ulusal çıkarlar, bir ulusun uluslararası ortamdaki arzuları ve ihtiyaçlarıdır ve ulusal çıkarlar genellikle güvenlik ve refah ile ilgilidir.
Bir ülkenin güvenlik çıkarları beka şiddet derecesinde etkilenmişse askeri güç kullanılır. Yaşamsal önemde ulusal çıkarlar etki altında ise askeri güç duruma göre kullanılabilir. Ulusal çıkarlar, politik amaçların tanımlanmasına, yön verir.
İçinde bulunduğumuz şartlarda İdlib ile ilgili uluslararası ortamdaki arzularımızın ve ihtiyaçlarımızın politikacılar tarafından nasıl tanımlandığını bilmemiz gerekir. Türkiye’ye daha fazla göçmen gelmesini önlemenin en önemli çıkarımız ve politik amacımız olduğu söylenebilir. Uygulanacak strateji bu amacı sağlamalıdır.
İçinde bulunduğumuz şartlarda, İdlib ile ilgili politik amaç, artık sadece potansiyel göçmenler ile ilgili değildir. Türkiye’nin HTŞ ile ilgili amacının ne olduğu ise belirsizdir.
İçinde bulunduğumuz şartlarda, İdlib’de kuşatma altındaki Türk gözlem noktalarının bu kuşatmadan kurtarılmasının öncelikli amaca dönüşmüş olduğu politik otorite (Cumhurbaşkanı) tarafından açık seçik ifade edilmiştir. Ve Türkiye bu amaçla İdlib’in içine askeri gücünü yığmıştır.
O halde İdlib’deki bu sorunun askeri güç ile çözülmesi gündemdedir ve bu amaçla askeri strateji uygulanması gerekmektedir.
İdlib’e yığılan askeri gücün, Soçi mutabakatı sınırlarına geri dönüşü sağlamak amacı ile dolaylı (caydırıcı) olarak kullanılması hamlesi başarısız olmuştur.
Eğer yine sistematiğe dönecek olursak, askeri stratejiyi en basit şekli ile şu şekilde tanımlayabiliriz:
Askeri strateji= Askeri güç+ Askeri hedef + Askeri yöntem
Askeri HEDEF açık seçik tanımlanmıştır; askeri hedef, gözlem noktalarının güvenliğinin sağlanmasıdır. Askeri GÜÇ İdlib’in içine yığılmıştır; ancak, bu askeri güç hava desteğinden yoksundur; çünkü, hava sahası Suriye ordusunu destekleyen Rusya tarafından kontrol edilmektedir.
Uygulanacak YÖNTEM’e gelince: İdlib’deki askeri gücün, havada üstünlük sağlamadan, tanımlanan askeri hedefleri elde etmesi sorunun temelini oluşturmaktadır. ABD’den ve NATO’dan hava desteği almak için yaptığımız taleplerin ise olumlu karşılanmadığı söylenmektedir.
İşte strateji öğrencileri ve hatta Milli Savunma Bakanı için yüz puanlık soru budur:
Hava sahası Rusya tarafından kontrol edilirken, ABD’den ve NATO’dan hava desteği sağlamak mümkün değilken, bir başka ifade ile karşı taarruz için şart olan hava üstünlüğü sağlanamazken, İdlib’deki askeri güç ile Soçi mutabakatında tanınan şartlara dönmek ve Türk gözlem notalarının güvenliğini sağlamak NASIL mümkün olabilecektir?
Bu askeri stratejinin başarı şansı nedir?
Bu askeri strateji ancak, Rusya’nın İdlib’de hava sahasını Türkiye’ye karşı kullanmama hususunda, diplomasi masasında ikna edilmesi ile başarılı olabilir.
Yoksa, İdlib sorununun gerçek çözüm yeri diplomasi masası mıdır?
SON SÖZ:
Stratejik zeka, büyük söylemlerden çok büyük eylemleri gerektirir.
Strateji, çok ciddi sonuçları olan, çok ciddi bir oyundur.
Askeri güç, diplomasinin başarısız olduğu şartlarda, savaş aracı olarak kullanılır. Politik amacın sağlanması için diplomasi her zaman öncelikli olmalıdır. Çünkü, savaşın maliyeti büyüktür.
Nejat Eslen
Odatv.com