İdlib’de büyük bir insani felaket yaşanıyor

8 AYDA YARIM MİLYON İNSAN İÇ GÖÇ YAPTI

İdlib’de büyük bir insani felaket yaşanıyor




“YAĞMUR, soğuk ve kış koşulları, yerlerinden olmuş ailelerin pek çoğunun çektikleri zorlukları ağırlaştırmıştır. Aynı zamanda, Suriye parasının değer kaybının yol açtığı enflasyon ve arzdaki sıkıntı nedeniyle, ısınma için kullanılan akaryakıt fiyatı ülke ortalamasından pahalıdır. Bu ayın başında İdlib’de ailelerin ısınabilmek için otomobil lastiği, eski elbiseler ve başka ev eşyalarını yaktıkları yolunda haberler aldık.”

Bu ifadeleri geçen perşembe günü (19 Aralık) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Suriye’deki durumu görüştüğü oturumuna hitap eden BM’nin İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) Başkan Yardımcısı Ursula Mueller’in konuşmasından alıntıladım.

BM’nin küresel düzeydeki insani yardım çalışmalarını yöneten iki numaralı yetkilisi olan Mueller, konuşmasına İdlib’deki durumun “alarm verdiğini” belirterek başlıyor.

Mueller, İdlib’de yaşanan krizde sorumluluğu iki tarafa da atfediyor. Önce Suriye ve müttefiklerinin (Rusya), teröristler dahil devlet dışı silahlı grupların kontrolündeki bölgelere dönük hava saldırıları ve topçu ateşini sürdürdüklerini kaydediyor. Hemen ardından, devlet dışı silahlı grupların da hükümet güçlerinin kontrolündeki bölgelere karşı saldırıları arttırdıklarına dikkat çekiyor. BM yetkilisi, bu saptamalardan sonra “Bedeli ödeyen, cephe hattının her iki tarafındaki siviller oluyor” diye konuşuyor.

8 AYDA YARIM MİLYON İNSAN İÇ GÖÇ YAPTI

Mueller’in bu konuşmayı yapmasının öncesinde, Rus ve Suriye savaş uçaklarının İdlib’in güneyindeki hava harekâtları bir süredir yoğun bir şekilde sürmekteydi. Mueller, bu konuşmasında “son haftalardaki çatışmalar sonucu” İdlib’de yerlerinden olan, ülke içinde mülteci durumuna düşen insanların sayısını ‘60 bin’ dolayında veriyor.

Oysa BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’yi görüştüğü 19 Aralık tarihi, aynı zamanda Esad rejiminin İdlib’in güneyinden kara operasyonunu başlattığı gündür. Aralık ayındaki ikinci kuvvetli göç dalgası bu etapta başlamıştır.

OCHA’nın geçen pazartesi günü (23 Aralık) tarihi itibarıyla yayımladığı İdlib’e ilişkin en son ‘durum raporu’na göre, ‘11 Aralık sonrasında’, yani yaklaşık 10 günlük bir zaman kesiti içinde tespit edilen yerinden olmuş insanların sayısı 130 bine çıkmıştır. Bu durumda Mueller’in 19 Aralık’ta verdiği 60 bin rakamının iki katının da üstüne çıkılmıştır geçen hafta sonunda başlayan göç dalgasında.

OCHA’nın yine 23 Aralık tarihli Suriye ile ilgili genel ‘İnsani Durum Güncelleme’ belgesinde de son dalgada evlerini terk etmek zorunda kalanların “Kuzeybatı Suriye’de geçen nisan ayı sonrasındaki dönemde yerlerinden olan 400 bin kişinin üstüne geldiği” belirtiliyor.

BM’nin bu rakamlarından hareket edersek, son sekiz ay zarfında İdlib’de evinden barkından olan insanların sayısının yarım milyonun üstüne çıktığı sonucuna varıyoruz.

REJİM VE RUSYA M-5 OTOYOLUNU DA BOMBALIYOR

OCHA’nın sahadaki görevlilerine dayanarak hazırladığı İdlib’e ilişkin ‘durum raporu’na göre, bombardıman ve çatışmalardan kaçmak üzere yola düşenler önemli bir risk alıyorlar. Bunun nedeni hava saldırılarının karayollarını da hedef almasıdır. İdlib’i kuzeyden güneye bağlayan M-5 otoyolu üzerindeki Maarat el Numan’dan ayrılan sivil araçların da saldırıya uğradığı bildiriliyor bu raporda. OCHA raporunda şöyle deniliyor: “İdlib’in güneyini kuzeye bağlayan M-5 yolu hava saldırıları nedeniyle hasar görmüştür. En azından bir noktada trafik tek şeride düşmüştür. M-5’in yanı sıra kuzeye giden diğer yan yollar da hava saldırısına hedef olmuştur.”

Rus ve Suriye savaş uçaklarının düzenledikleri bu saldırıların canlarını kurtarmak için yollara dökülen insanlara dönük büyük tehlikenin aynı zamanda ‘caydırıcı’ bir etki de yarattığı anlaşılıyor. Raporda “Güney İdlib’deki şehir ve köylerde yaşayan binlerce aile kuzeye gitmek istemekle birlikte çevrede ve yollardaki hava saldırıları ve topçu ateşinden korkmaktadır. Ayrıca, özel araçlar açısından yakıt sıkıntısı yaşanması durumu ağırlaştırmaktadır.”

İdlib’de riski göze alıp kaçanlar, kaçmak istediği halde hava saldırısından korktuğu için yola çıkamayanlara ek olarak bir de üçüncü grup var... OCHA raporunda “Bazı aileler umutlarını yitirdiklerini ve kalacaklarını belirtmektedirler” diye devam ediyor.

ÇOCUKLARA DÖNÜK VAHİM İHLALLER

Çatışmalardan en çok etkilenenler arasında özellikle yaşlılar ve hastaların durumuna dikkat çekiliyor. Etkilenen bir diğer kesim ise çocuklar... Yerinden olmuş 20 bin okul çağında çocuğun İdlib’in kuzeyindeki Ariha, Harim ve Salqin bölgelerine intikal ettiği kaydediliyor raporda.

Bu bölümünde “Çocuklara dönük ve çocukların korunmasıyla ilgili diğer konularda artmakta olan vahim ihlaller”le ilgili bir uyarıya da yer veriyor OCHA raporu. Özellikle yer değiştirme, ebeveynlerin ölümü ve yolda kargaşa yaşanması gibi nedenlerle refakatçisi olmayan, ailelerinden kopmuş çocukların bu ihlallere açık oldukları vurgulanıyor.

Evlerini terk edip yola koyulduktan sonra başlarını sokacak bir yer bulamayanların barınma meselesi en acil çözüm bulunması gereken sorunlardan biri olarak vurgulanıyor. Geçen yaz İdlib’de açıkta kalan ‘iç mülteciler’in bir bölümünün zeytin ağaçlarının altında kendilerine barınak buldukları BM raporlarına geçmişti. Ancak ısının geceleri eksinin altına düşebildiği ve ağır yağmurların da başladığı kış koşullarında zeytin ağaçları çare değildir.

Barınmanın yanı sıra hazır gıda ve sağlık diğer iki yakıcı sorun olarak sıralanıyor. OCHA’nın ‘güncelleme raporu’nda da İdlib içinde göç edenler arasında “günlerdir yemek yememiş, hiç uyumamış çok sayıda insanın bulunduğu” da belirtiliyor.

Ve kaçabilenler dalga dalga kuzeye doğru geliyorlar. Türkiye sınırına yakın noktalardaki kampların da kapasite olarak taşmış durumda olduklarını biliyoruz.

Sınırımızın hemen yanı başında İdlib’de büyük bir insanlık felaketi yaşanıyor.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/idlibde-buyuk-bir-insani-felaket-yasaniyor-41406026

SEDAT ERGİN / HÜRRİYET