İdlib'de neler oluyor?

Haritaya hızlı bir bakış, savaşın Türkiye sınırındaki son birkaç kilometre içinde yaşandığını gösterecektir

İdlib'de neler oluyor?


Abdurrahman Raşid Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni ve El- Arabiyye kanalının eski müdürü @aalrashed 

Suriye’de iç savaş, dokuz yıl önce başladı. Türkiye ilk kez, hava kuvvetleri ve topçu birlikleriyle savaşa katılarak, Suriye rejimi ve İran destekli milisleri hedef almaya başladı.

ABD koruması olmadan, Türkiye savaş uçakları ve SİHA’larının bölgede uçabileceğini düşünmek zor. Nitekim İran, Suriye ve özellikle Rus hava savunma sistemlerinin tümü aktif durumda.

Rusya nasıl ki İsrail’in özgürce Şam civarındaki Hizbullah ve İran’a ait askeri üsleri vurmasına izin verdiyse, İdlib’de de Türkiye uçaklarının, iki Suriye uçağını düşürmesine göz yumdu.

Türkiye ayrıca rejimin tanklarını ve zırhlı araçlarını SİHA’larla bombaladı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Moskova’ya giderek Başkan Vladimir Putin ile görüşme niyeti olduğunu söyledi, Putin’in sözcüsü de, Rusya’nın savaş çemberini genişletme niyeti olmadığını açıkladı.

Türk cumhurbaşkanını, kuzeydeki İran-Suriye askeri hareketliliğinin doğası endişelendirmiş olmalı.

İran-Suriye askeri birlikleri İdlib’i ele geçirip buradaki silahlı birlikleri sınır ötesine püskürtmeyi hedefliyordu. Belki de savaşı Türkiye topraklarına taşıma niyetleri vardı.

Ankara şüphelerini açığa vuran bir açıklama yaparak, bu kez sınırlarını ve Türk vatandaşlarını korumak zorunda oldukları için operasyona başladıklarını ifade etti.

Şam ve Tahran, niçin savaş çemberini genişletmek ve savaşı belki de Türkiye içlerine taşımak istiyordu?

Türkiye’nin, PYD’nin Türkiye’ye saldırmasını engellemek gerekçesiyle Suriye topraklarına girmiş olmasının, benzeri bir gerekçesiyle hareket ediyor olmalıydılar.

Türkiye’nin yaptığı gibi, güvenli bir bölge inşa ederek, yabancı silahlı gruplar dahil olmak üzere, tüm silahlı muhalefeti sınır ötesine püskürterek, kendilerine yönelik saldırıları minimize etmeyi hedefliyordular. Böylelikle aşamalı olarak Türkiye’yi de zayıflatmaları mümkün olacaktı.

Ankara son iki yılda Rusya, İran ve Suriye ile Soçi’de yaptığı anlaşmaların aleyhine geliştiğini gördü ve tekrar ABD müttefikliğine dönerek destek istedi.

ABD, Soçi Mutabakatı’na karşıydı ve o zamanlar da Türkiye’nin pozisyonunu eleştirmişti. Washington, Suriye muhalefetine yönetimden pay verilmesini ve İran’a bağlı askeri güçlerin Suriye’den çıkarılmasını istiyor.

Belki de iki yıldır sessiz olan Ürdün sınırındaki Dera’da çatışmaların yeniden başlaması ABD’nin yeniden müdahil olduğu anlamına geliyordur.

Dera’da çatışmaların şiddetlenmesi Suriye ordusunun gücünü sarsacaktır, nitekim rejim birlikleri İdlib savaşı dolayısıyla kuzeye yığılmış durumda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye muhalefeti hesabına İran ve Rusya ile yakınlaşmanın ve askeri müdahaledeki geç kalmasının bedelini ödüyor.

Haritaya hızlı bir bakış, savaşın Türkiye sınırındaki son birkaç kilometre içinde yaşandığını gösterecektir.

Geçtiğimiz birkaç hafta içinde, rejim ve müttefikleri İdlib ve civarına yönelik daha önce olmadığı kadar sert bir saldırı başlatmıştı. Türkiye kınamakla yetinmiş ve yüzbinlerce mülteci Türkiye sınırına doğru harekete geçmişti.

Türkiye’nin önünde manevra yapabileceği geniş bir alan yok, eğer İdlib’de yaşayan Suriyelileri korumak için müdahil olmasaydı, savaş kendi sınırları içine sirayet edebilirdi. Milyonlarca Suriyeli mülteci de Türkiye’ye girmek zorunda kalırdı.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Mustafa Yıldız

Şarku'l Avsat

 

The Independentturkish