İdlib’de yerinden olan yarım milyon çocuk ne olacak?
64 BİN KİŞİ AÇIKTA YAŞIYOR
İdlib’de yerinden olan yarım milyon çocuk ne olacak?
İdlib konu olduğunda bu köşede sıkça stratejik kavşak noktalarına açılan otoyollardan, muhalefet ile rejim arasında el değiştiren alanlardan, sahadaki askeri hareketlilikten, karşılıklı hamlelerle tırmanmakta olan gerilimden söz ediyoruz.
Bugün konumuz yine İdlib ama bu kez projektörlerimizi sahadaki insanlara çeviriyoruz. Esad rejimi ve Rus uçaklarının bombardımanı ve çatışmalar nedeniyle evlerini ya da sığındıkları yerleri terk etmek zorunda kalan, kendilerini yollara atan, özetle ölümden kaçan, çaresizlik içinde hayatta kalabilme mücadelesi veren insanlara...
İç savaşın 2011 yılında patlak vermesinden sonra Suriye’de insani açıdan en ağır tablonun halen İdlib’de yaşanmakta olduğu hususunda herkes görüş birliği içinde.
Bugün itibarıyla verebileceğimiz resmi rakam, Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) 13 Şubat, yani geçen perşembe günü yaptığı açıklamada paylaşılan verilere dayanıyor. Bu döküme göre, yalnızca 1 Aralık 2019 tarihi sonrasında yerinden olan ve kuzeye doğru iç göç yaşayan insanların sayısı 12 Şubat günü (çarşamba) 800 bini bulmuştur. İdlib’de sahada OCHA ile koordine bir şekilde çalışan İnsani İhtiyaçlar Değerlendirme Programı’nın (HNAP) 12 Şubat tarihli ayrı raporunda ise bu rakam 831 bin olarak verilmiştir.
Bu arada, son göç dalgasının başlaması öncesinde İdlib’de Türkiye sınırına yakın kamplarda yaşamakta olan insanların sayısının zaten 870 bine ulaşmış olduğunu da unutmayalım.
64 BİN KİŞİ AÇIKTA YAŞIYOR
Yerinden olan insanların en acil, en hayati sorunları başlarını sokacak bir barınak bulabilmektir. HNAP’nin İdlib’deki saha çalışmasına dayanarak hazırladığı raporda, aralık sonrasındaki dalgada iç göç yaşayan 832 bin kişinin (toplam 158 bin 212 aile) nasıl barındığı konusunda verdiği rakamlar durumun ciddiyetini anlatmak bakımından çok çarpıcıdır.
Buna göre, bu toplam içindeki 174 bin kişi geldikleri yeni yerleşimlerde kendilerine evlerini açan başka ailelerin yanına sığınmıştır. 140 bin kişi ise zaten var olan çadır kamplara yeni konuklar olarak eklenmiştir. 128 bin kişi gittikleri yeni yerleşimlerde kiraladıkları evlere yerleşmiştir.
Ayrıca, toplam içinde 123 bin kişi tamamlanmamış olan inşaatlara sığınırken, 102 bin kişi kamplar dışında kendi kurdukları çadırlarda yaşamaktadır. 72 bin kişi ise ‘toplu merkezler’ denilen yerlere sığınmıştır. Bu merkezlerden göçmen barınağına dönüşen camiler, okullar ve fabrika gibi yerleri anlıyoruz.
Şimdi daha rahatsız edici bir bölüme geliyoruz. Rapora göre 64 bin kişi açık alanda yaşamaktadır. “Ağaç altında” (under trees) diye bir kategori daha var. Bu koşullarda yaşayanların sayısı 18 bin olarak veriliyor. “Ev” ve “diğer” şeklindeki iki ayrı kategori altında gösterilenlerin sayısı da 9 bindir.
ISINMAK İÇİN EŞYALARINI YAKANLAR
Şimdi bütün bu veriler içindeki en üzücü bölüme geçelim. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) raporuna göre, yerinden olan yaklaşık 800 bin kişiden yüzde 60’ı çocuk (480 bin), yüzde 21’i kadındır. OCHA raporunda bu saptamanın ardından “Yer değiştirme nedeniyle en çok sıkıntıya maruz kalanlar kadınlar ve çocuklardır” deniliyor. Raporda dondurucu soğuklar nedeniyle ölen çocuklar olduğu da belirtiliyor.
Kış ortasındaki iklim koşulları iç göç sorununu iyice ağırlaştırmıştır. OCHA’ya göre, geçen hafta 10 Şubat Pazartesi gecesi ısı eksi 7’ye kadar düşmüş ve rüzgâr faktörü soğuğu daha da aşağı çekmiştir. Raporun bu bölümünde şöyle deniliyor:
“Bu durum Halep’in batı kırsalında Atarib bölgesinde binlerce ailenin evlerini terk etmek zorunda kaldığı bir gecede yaşanmıştır. Bu aileler, kaçarken yanlarında götürebildikleri bazı eşyalarını da almış ve ısınabilmek için mobilya dahil bulabildikleri ne varsa yakmaktadırlar. Bazı aileler kendilerini soğuktan koruyabilmek için paralarını birleştirerek, üstü, kapısı, pencereleri açık, henüz inşaatı tamamlanmamış barakalar satın almaktadır. 11 Şubat (Salı) akşamı Killi’de ısınmak için kampta yaktıkları malzemelerin yaydığı zehirleyici gazı teneffüs eden beş kişi ölmüştür. Salt iklim koşullarından dolayı yardıma ihtiyaç duyan insanların sayısı 448 bindir.”
CİNSİYETE DAYALI ŞİDDET SORUNU
OCHA raporunda beslenme hayati sorunlardan biri olarak anlatılıyor, bu sorunun özellikle çocuklar açısından ciddiyeti vurgulanıyor. Bu arada, hamile olan ya da bebeklerini emzirmek durumundaki kadınların yetersiz beslenmesi sıkıntılı bir başka meseledir. Rahatsız edici bir konu da, kurulan bazı gayriresmi kamplarda mahremiyetin gözetilmediği derme çatma temizlik bölümlerinde çocuk ve kadınların cinsiyet temelli şiddet gibi korunma risklerine açık olmalarıdır.
OCHA raporuna göre 29 Nisan 2019’dan 10 Şubat 2020’ye kadar olan 10 aya yakın süre içinde İdlib’de 1710 sivil hayatını kaybetmiştir. Bunların 337’si kadın, 503’ü çocuktur. Bu toplamda rejim bölgesinde ölen sivillerin sayısı yalnızca 93’tür sivildir. Bunların da 23’ü kadın 28’i çocuktur. Bu rakamlar, Esad ordusu ve Rus savaş uçaklarının sorumlu oldukları sivil kayıpların silahlı muhalefetin yol açtıkları kayıpların katbekat üstüne çıktığını ortaya koyuyor.
OKULLAR, HASTANELER KAPANDI
Raporda İdlib’de sağlık hizmetlerinin de geçen aralık ayı sonrasında ciddi bir şekilde aksadığı aktarılıyor. Hastane, sağlık ocağı, bakım merkezi, seyyar klinik gibi toplam 72 sağlık tesisi kapanmıştır. Toplam 191 doktor, 304 hemşire ve 55 ebenin görev yaptığı bu tesislerin kapanması aylık düzenli görülen 106 bin vizitenin askıya alınması sonucunu doğurmuştur. Yapılamayan önemli ameliyat sayısı 1690 olarak gösteriliyor.
OCHA raporunda İdlib’de eğitim faaliyetinin da büyük ölçüde durduğu anlatılıyor. Kapanan okulların sayısı 180’dir. Zaten göç alan yerleşimlerdeki okulların çoğu yeni gelenler için sığınma barınaklarına dönmüştür. OCHA, okul çağında olup eğitimleri yer değiştirme nedeniyle etkilenen çocukların sayısını 180 bin olarak veriyor. Bu öğrenciler aileleri ile birlikte yollarda, sığınabildikleri yerlerde ya da açıkta yaşama tutunmaya çalışmaktadır.
Bu metni okuduktan sonra köşe yazısını tamamlayan fotoğraftaki çocuğun yerinde bir yakınınızın olduğunu düşünün. Bir an gözlerinizi kapatıp açıkta, soğukta o bavulların, yatağın üstünde oturan çocukların kendi çocuklarınız ya da yeğenleriniz olduğunu düşünün.
İdlib’de yaşanan insanlık felaketine şimdi bir daha bakabilirsiniz. İdlib’e hoş geldiniz...
Önemli Not: Bu yazının geçilmesinden sonra dün akşam saatlerinde OCHA’nın tepe yöneticisi olan BM İnsani Yardım Direktörü Mark Lowcock , İdlib’deki duruma ilişkin yeni bir açıklama yaptı. Lowcock, açıklamasında 1 Aralık 2019 tarihinden sonra İdlib’de yerinden olan insanların sayısının 900 bine yükseldiğini bildirdi. Bu durumda OCHA’nın 12 Şubat’taki 800 bin tespitinden sonraki 5 gün içinde İdlib’de 100 bin kişilik yeni bir göç hareketinin yaşandığı ortaya çıkıyor.
SEDAT ERGİN / HÜRRİYET