İdlib'te neler oluyor

Halep’ten Şam’a ve Lazkiye’ye uzanan kara yollarının güvenliğini sağlamaya söz vermişti..

İdlib'te neler oluyor


Türkiye, Astana mutabakatı sürecinde, Suriye’nin başka bölgelerinden İdlib’e gelen cihatçı teröristleri temizlemeye, Halep’ten Şam’a ve Lazkiye’ye uzanan kara yollarının güvenliğini sağlamaya söz vermişti...

 Türkiye, Astana mutabakatı sürecinde, Suriye’nin başka bölgelerinden İdlib’e gelen cihatçı teröristleri temizlemeye, Halep’ten Şam’a ve Lazkiye’ye uzanan kara yollarının güvenliğini sağlamaya söz vermişti.

Türkiye, bu mutabakatın bir parçası olarak on iki gözlem noktasını İdlib çevresine yerleştirmişti.

O zaman da ifade ettiğimiz gibi, bu planlama yanlıştı. Türkiye’nin, İdlib’in içindeki cihatçı teröristleri temizleme sorumluluğunu yüklenmesi doğru değildi.

Geçen uzun zaman sürecine rağmen Türkiye, İdlib’deki cihatçı teröristleri temizleme, M4 ve M5 karayollarının güvenliğini sağlama sözünü yerine getirmedi veya getiremedi.

Ayrıca, gözlem noktalarının İdlib’in çevresinde konuşlandırılması da doğru bir hareket tarzı değildi. Bu gözlem noktaları tasarlanan görevi ifa edemediği gibi, halen Suriye ordusunun geri aldığı toprakların içinde kalan gözlem noktaları mevcuttur ve bunların tasarlanan görevlerini yerine getirmesi artık mümkün değildir.

Bu gözlem noktalarının, o zaman da ifade ettiğimiz gibi, sınırdan 10-15 kilometre ilerde konuşlandırılması, böylece sınırla gözlem noktaları arasında göç edecek Suriyeli sivillerin yerleşmesine ve güvenliklerinin sağlanmasına hizmet edecek bir tampon bölge oluşturulması gerekirdi.

 

İdlib’de Türkiye’nin aleyhine gelişen yeni ve ciddi bir durum mevcuttur.

Günümüzde Rusya desteğinde Suriye birlikleri İdlib içerisinde ilerlemekte, savaştan kaçan yüz binlerce Suriyeli sınırımıza dayanmaktır. Türkiye çok ciddi bir göç sorunu ile karşı karşıyadır.

Eğer, İdlib’deki siviller Türkiye’ye girecek olursa, onların içine karışacak cihatçı teröristlerin de Türkiye’ye girmesi mümkün olabilecektir.

Türkiye, Astana sürecinde verdiği sözleri tutmadığı veya tutamadığı için Rusya artık toleranslı davranmamakta, Libya sorununa ek olarak, İdlib meselesi, Türkiye-Rusya ilişkilerini zora sokmaktadır.

Unutmayalım ki İdlib de Suriye devletine ait bir toprak parçasıdır ve Suriye’nin meşru yönetimi hala Esad rejimidir. Suriye ordusunun İdlib’deki sivillere de zarar verdiği doğrudur. Bu nedenle de Türkiye’nin girişimi ile sivillerin korunmasından sorumlu uluslararası kuruluşlar harekete geçirilmelidir.

Hızla gelişen bu şartlarda Türkiye, İdlib’deki, artık bir fonksiyonu kalmayan gözlem noktalarını sınırın 10-15 kilometre ilerisine çekerek göç eden siviller için Suriye’nin içinde yeni bir tampon bölge oluşturmalıdır.

İdlib ile ilgili olarak Türkiye, Rusya ile diyaloğu devam ettirmeli, sivillerin zarar görmesini minimize etmek için birlikte çareler üretmelidir.

Türkiye, aynı zamanda, uluslararası kuruluşlar ile temas ederek sınırın ilerisinde karşılanacak siviller için yardım talep etmelidir.

Türkiye’nin, silahlı güce başvurmadan, barışçıl bir yolla İdlib sorununa çözüm bulma ihtiyacı her zamankinden daha fazladır.

SON SÖZ:

Gerçek ulusal çıkarlara dayanmayan, rasyonel olmayan, milli imkanları esas almayan, ideolojiye öne çıkaran stratejiler, İdlib’de de olduğu gibi sorunlara yol açar.

Nejat Eslen

Odatv.com