İftihar yerine utanmalıyız

Dün veya Bugün, İnsanlarımız neden hep dışarda başarılı oluyor.

İftihar yerine utanmalıyız


Esfender KORKMAZ

İftihar yerine utanmalıyız

Almanya Merkezli Bion Tech'i kuran ve Koronovirüse karşı en etkili ilacı geliştiren, Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci'yi, Finansal Times ''Dünyada Yılın Kişisi'' olarak ilan etti.

Amerika Birleşik Devletleri; Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill Sarah Graham Kenan Biyokimya ve Biyofizik Programı'nda görevli Prof. Aziz Sancar, Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde ''2015 Nobel Kimya Ödülü''nü kazandı.

ABD'de bulunan Mehmet Özdoğan, ABD Ulusal Bilimler akademisine seçildi.

İsviçre Basel Üniversitesi'nde görev yaptığı dönemlerde Ordinaryüs Prof. Dr. Gazi Yaşargil, sayısız uluslararası ödül aldı. Dünya çapında bir isim yaptı. 

Dün veya Bugün, İnsanlarımız neden hep dışarda başarılı oluyor. Ne yapmalıyız ki, bu beyinleri kaçırmayalım?

Sosyal Demokrasi Vakfı'nın 19 Mayıs Gençlik Araştırması Raporu'na göre, Türkiye'deki gençlerin yüzde 62.5'i yurt dışında yaşamak istiyor.

Yine; geçen yıl  Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık iş birliği ile yapılan 'Gençlik Araştırması'nın sonuçlarına göre; 18-29 yaş grubu arasında gençlerin yüzde 76'sı daha iyi bir gelecek için yurt dışında yaşamak istiyor.

Gençleri hangi yaşta olurlarsa olsun başka ülkelere kaptırmak, Türkiye'nin dinamizmini düşürüyor. Hele hele önce eğitip uzman yapıp sonra kaybetmenin (beyin göçü) topluma maliyeti daha yüksek oluyor.

Vasıflı iş gücü yetiştirmek için her ülke büyük kaynaklar ayırır. Bir ülkenin yetiştirdiği vasıflı insanlar, gençler, bilim adamları, hekim, mühendis, başka ülkeye gidip, orada kalıp çalışmaya başlarsa, bu toplum tarafından katlanılan maliyetin atıl kalması demektir. Bu şekilde vasıflı işgücünün göçüne "Beyin göçü (brain drain)" deniliyor.

Türkiye 1933 yılında Üniversite reformunu yaptı.  Darülfünun kaldırıldı. Adı İstanbul Üniversitesi oldu. İstanbul Üniversitesi'nin kuruluşu ve gelişmesi, Türkiye'ye göç eden Alman profesörlerin desteği ile gerçekleşti. Bunlardan bir kısmı da Ankara'da hizmet verdi; bir çoğu kamu reformunda görev aldı.

Türkiye beyin göçü alan bir ülke iken neden beyin göçü vermeye başladı?

Göç veren ülkeler gelişmekte olan ülkelerdir. Yani beyin göçü temelde gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere yönelik bir kaynak aktarımıdır. Beyin göçünün nedenleri, işsizlik, çalışma ve araştırma imkânları, demokrasi sorunu gibi çeşitli sorunlardır.

Türkiye'den beyin göçünün temelinde toplumun siyasi iktidar tarafından partizanlar ve muhalefet olarak kamplaştırılması geliyor. Demokrasi, hukuk alanında kayıplar da bir başka faktördür. Nihayet üç gençten birisi işsizdir.

İş ve özgürlük veremediğimiz bir genç eğer yurt dışına gitmek isterse, bunun nedeni de sorumlusu da biziz, seçmendir. Çünkü şartlar ne olursa olsun, seçmenlerin bu günkü kısa vadeli çıkarlarına değil Türkiye'nin uzun vadeli geleceğine bakması gerekir.

Beyin göçü Türkiye için karşılığı olmayan beşeri sermaye kaybına yol açmaktadır. Beşeri sermaye kalkınmanın en önemli ayağıdır. Bu sermayenin kaybı, ülke kalkınmasını da olumsuz etkiliyor. Bugün tersine eğer çözüm bulunmazsa, Türkiye genç beyinleri kaybedecektir.

Eğer bizim insanımız bizde değil, başka ülkelerde daha başarılı oluyorsa, onlarla iftihar edebiliriz ve fakat kendimizden utanmalıyız.

Kaynak Yeniçağ: İftihar yerine utanmalıyız - Esfender KORKMAZ