İhmal, yoksulluk ve çaresizlik
Halkın büyük bölümü evlerine girmiyor.
Elazığ merkezi, gece olduğunda hayalet şehri andırıyor. Hava sıcaklığının gece eksi 10’ları bulduğu kentteki binaların ışıkları sönük. Halkın büyük bölümü evlerine girmiyor.
AFAD ve belediye, deprem bölgesine 10 bin 5 aile çadırı, 400 genel maksatlı çadır kurdu. Çadırda yer bulamayanlar ise geceyi ya camilerde ya da yakınlarının evlerinde geçirdi. Elazığlılar, dün de işyerlerinin büyük bölümü açmadı.
Depremden en fazla etkilenen bölgelerden olan Mustafa Paşa Mahallesi’ni gezdik. Birçok kişiye mezar olan Mustafa Paşa Mahallesi’nde yıkılan Kalay Apartmanı’nda terzi dükkânı olan Ali Sertkaya, binada 2010’daki deprem sonrasında hasar olduğunu belirterek “Sıvalarla buradaki çatlakları kapattılar. Karakol, belediye ve bakanlıktan geldiler. Yardım yapacağız diye söz verdiler. Ancak alakası kalmadı. Kimse yardım yapmadı. İnsanlar mecbur burada oturmak zorunda kaldı” dedi.
BİR KARIŞ BETON, ÜSTÜNE BİNA
“Ölenler komşularım. Benim terzi dükkânım var. Makineler enkaz altında kaldı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Her şey sizlerin gözünüzün önünde. Buradaki binalar eski ve 1990’lı yıllarda yapılan binalar. Binaların doğru düzgün temeli yok. Bir karış beton atıp üzerine bina yapmışlar.”
90’LARDAN KALMA
Mahallede 1990’lı yıllardan kalma binaların neredeyse tamamının duvarlarında çatlak veya yıkıklar olduğu görüldü. Yurttaşlar buradaki binalarda kalmamaları konusunda uyarıldı. Bazı yurttaşlar, bu nedenle evdeki değerli eşyalarını dahi alamadı. Evleri hasar gören yurttaşların muhtarlık ve kaymakamlıklara başvurmaları istendi. Ancak halkın bundan sonraki süreçte nasıl davranacakları konusunda yeterli bilgilendirmelerin yapılmaması tepki çekti. Doğalgaz ekipleri ise gün boyunca sokak sokak gezerek mahalledeki doğalgaz bağlantılarını kesti.
‘GECE NEREDE KALACAĞIM BİLMİYORUM’
Mahalleli ile konuştuğumuzda en çok kimsenin gelip durumlarını sormamalarından yakındıkları görüldü. Yaşının 70’i aştığını söyleyen Dursun Üstünkaya, evini kontrol etmeye gelmiş. Depreme evde yakalandıklarını söyleyen Üstünkaya, “Ben torunlarımı kucaklayıp zor bela dışarı kaçtım. Ev gitti geldi, yıkılacak zannettim. Şimdi de bir tanıdığımın evinde kaldık iki gece. Ama bu gece nerede kalacağım, bilmiyorum. Çadır nereden alacağım bilmiyorum. Kimse gelmedi buraya, halimizi sormaya. Evimde hasar büyük. Yarın nerede kalacağım bilmiyorum. Korkuyorum ki evin dibine geleyim. Nerede oturacağımızı bilmiyorum” dedi. İsmini vermek istemeyen üniversite mezunu bir genç ise geceyi camide geçirdiklerini belirterek, çadır istemelerine karşın kendisine verilmediğini iddia etti.
20 GÜNLÜK BEBEKLE SOKAKTA KALDIK
Şehrin merkezindeki Kültürpark’ta kurulan çadırların büyük bölümüne Suriyeli sığınmacıların oturduğu görüldü. Buradan iki çocuğu ile birlikte geçen Hasan Aydın adlı yurttaş, “Çadır alamadık, 20 günlük bebeğimle sokakta kaldık” ifadesini kullandı.
İKİ KARDEŞ AYNI TABUTTA
Ayken Apartmanı’ndan önceki gün cansız bedenleri çıkarılan aynı aileden 5 kişinin cenaze törenleri dün Kışla Camisi’nde yapıldı. Mehmet ve Aişe Arifoğlu çifti ile kızları Halime ve torunları Miraç Ali Aslan (12) ve Rüya Aslan (2 aylık) için cenaze namazı kılındı. 7 yaşındaki Miraç ile 2 aylık Rüya aynı tabuta konuldu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kaldırdığı cenaze namazına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin de katıldı. Zorlukla ayakta duran baba Fikret Aslan, iki çocuğunun tabutuna sarılarak gözyaşı döktü.
İKİ AY ÖNCE GELDİN KEŞKE BİRAZ DAHA KALSAYDIN
Depremde eşini, çocuklarını ve eşinin ailesini kaybeden babanın cenaze töreninde güçlükle ayakta durduğu gözlendi. Tabutun önüne gelen baba Serhat Aslan, “2 ay önce geldin, keşke biraz daha kalsaydın. Takdir böyle, iman etmişiz ama ciğerimiz yanıyor” dedi.
ALİCAN ULUDAĞ / CUMHURİYET