İhracat Yaptırım Tehditlerine Takılmadı

​​​​​​​İhracatımız rakiplerimizin üzerinde artışlar sergiliyor

İhracat Yaptırım Tehditlerine Takılmadı




Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ekim ayı ihracat rakamlarını Denizli’de açıkladı. Türkiye’nin ihracatı 2019 yılı ekim ayında 16 milyar 336 milyon dolar oldu.

TİM Başkanı İsmail Gülle, “2019 yılında küresel ticaretin içerisinden geçtiği zorlu sürece rağmen Türkiye olarak ihracatta olumlu bir grafiğe imza atıyoruz. Yakın dönemde Barış Pınarı Harekatımız sonucunda ülkemize yönelik yaptırım tehditlerine rağmen ihracatımız başarılı seyrini sürdürdü. İhracatçılarımızın dinamizmleri ve stratejik kararları sayesinde ihracatımız, doğru rota tespitleri ile rakiplerimizin üzerinde artışlar sergilemeye devam ediyor. Sayın Bakanımız öncülüğünde, ihracatımızda hayata geçirilen atılımlar ve dijitalleşme adımları rekorlara uygun zemin hazırlıyor. Daha çok çalışıp, katma değer odaklı üretim bilinci ile 226,6 milyar dolarlık 2023 yılı ihracat hedefimizi rahatlıkla aşacağız” dedi.

 

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın katılımıyla ekim ayı geçici dış ticaret verilerini, TİM’in açık iletişim platformu niteliğindeki bölgesel meclislerinin altıncısı olan “TİM Denizli Meclisi’ni düzenlediği Denizli’de açıkladı. Ekim ayında ihracat, Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre 16 milyar 336 milyon dolar oldu. Yılın ilk 10 ayında ise ihracat yüzde 2,1 artış ile 149 milyar dolara, son 12 aylık ihracat da 180 milyar dolara ulaştı.

Küresel piyasalarda korumacılık rüzgarlarının etkilerini sürdürmeye devam ettiğini söyleyen TİM Başkanı İsmail Gülle, sözlerine şöyle devam etti: “Küresel yatırımların karşı karşıya kaldığı durağanlık sonucu, hali hazırda zaten negatif seviyelere inen faiz oranlarının daha da inebileceği beklentisi piyasalara hakim olmuş durumda. ABD Merkez Bankası FED, geçen haftaki toplantısında bu sene üçüncü kez faiz indirimi gerçekleştirerek gösterge faizlerini 1,50 -1,75 bandına indirdi. Avrupa Merkez Bankası ise son gerçekleştirdiği toplantıda, faiz değişikliğine gitmese de politika faizini sıfırda, mevduat faizini ise yüzde eksi 0,50 seviyelerinde sabit bırakırken, 1 Kasım itibariyle 20 milyar Euro tutarında bir tahvil alım programına tekrar başlayacağını duyurdu. Bilhassa Avrupa’da, küresel gelişmelerin yarattığı belirsizlik, piyasada kredi muslukları sonuna kadar açık olmasına rağmen, toplumun talebinde ve yatırımlarda bir canlanma ibaresi yaratamıyor. Bu durum da dünya ticaretini ve küresel büyümeyi, haliyle doğrudan etkiliyor. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2019 yıl sonu büyüme beklentisi, Dünya için yüzde 3’e çekilirken, Ülkemiz içinse, Ekim ayında revize edilerek yüzde 0,2’ye yükseltilmiş durumda. Önde gelen derecelendirme kuruluşlarından Fitch’in, dün Türkiye raporunda görünümü yükselterek, ekonomimizin özellikle dengelenme noktasında ilerleme kaydettiğinin altını çizmesi de, Türkiye’nin çizmiş olduğu toparlanma tablosunu onaylar niteliktedir. Bu toparlamada 2018 yılında karşı karşıya kaldığımız kur saldırılarının etkilerini, Hükümetimizin ve Merkez Bankamızın doğru ve yerinde karar ve politikalar ile bertaraf etmiş olmalarının etkisi büyük. İhracatçılar olarak bizler, “Yeni Ekonomi Programı” ile çizilen yol haritasının, büyüme, istihdam, enflasyon ve cari denge beklentilerine uygun olarak, 2020 yılının ilk çeyreği itibariyle bir değişim sürecini sırtlayacağını öngörüyoruz. “

İhracatımız rakiplerimizin üzerinde artışlar sergiliyor

Yılbaşından beri küresel ticaret savaşlarının ve ekonomi-politik çalışmaların negatif etkisine rağmen ihracatın öngörüldüğü gibi aylık performansındaki iyi seyrini devam ettirdiğini kaydeden İsmail Gülle, “2019 yılında küresel ticaretin içerisinden geçtiği zorlu sürece rağmen Türkiye olarak ihracatta olumlu bir grafiğe imza atıyoruz. Yakın dönemde Barış Pınarı Harekatımız sonucunda ülkemize yönelik yaptırım tehditlerine rağmen ihracatımız başarılı seyrini sürdürdü.Rakiplerimiz ve hedef pazarlarımız ile karşılaştırdığımızda, ülkelerin 2019’da sergiledikleri ihracat performansları, ülkemizin başarısını daha da öne çıkarır nitelikte. 2019 yılı ilk 8 aylık ihracat verisini açıklayan ülkelerden Güney Kore’nin ihracatı yüzde 9,6 düşmüş durumda. Birleşik Krallık’ta ise azalma yüzde 5,9, Almanya’da yüzde 5,6, İspanya’da da düşüş yüzde 4,7 olurken, Güney Afrika’da yüzde 5’lik bir ihracat daralması var. Dünya devi Çin ise, yüzde 0,3’lük sınırlı bir ihracat artışı gerçekleştirdi. Ülkemiz ise ilk 8 ayda yüzde 2,9 artış oranına imza atmıştı. Dolayısıyla, ihracatçılarımızın dinamizmleri ve stratejik kararları sayesinde ihracatımız, doğru rota tespitleri ile rakiplerimizin üzerinde artışlar sergilemeye devam ediyor. Sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın odak noktasında olan İhracat Ailemiz her geçen gün büyümeye devam ediyor. İhracat yapan firmaların sayısı 13 yıldır ilk defa ithalat yapanları geride bırakmış durumda. 2018 yılında 79 bin 773 ithalatçımız var iken, ihracatçı sayımız 83 bin 286’e yükseldi. Sayın Bakanımız öncülüğünde, ihracatımızda hayata geçirilen atılımlar ve dijitalleşme adımları rekorlara uygun zemin hazırlıyor. Çok daha başarılı rakamlara ulaşabilmemiz adına, firmalarımızın finansman olanaklarına erişimi kritik önemde. Hazine ve Maliye Bakanımızın açıkladığı son gelişmeler, 1 Kasım itibariyle de faizlerin 11-14 bandına inmesi, ek istihdama sağlanan krediler gibi adımlar, bilhassa yatırım ortamının da iyileşmesi adına memnuniyet verici gelişmeler. Özellikle girdi maliyetlerindeki artışa karşın Hükümetimizin dengeleyici kur politikasından vazgeçmemesi ihracatçılarımız için en önemli önceliklerden birisi” dedi.

Bakan Pekcan öncülüğünde “İhracat Ana Planı” doğrultusunda TİM ve ihracatçı birlikleri olarak hem hedef pazarlarda yoğunlaşmaya odaklandıklarını, hem de İhracat Ailesini 100 bine taşıyacak proje ve eğitimleri aralıksız sürdürdüklerini belirten Gülle, “Dijital dönüşüm bilinci ile, lojistik ve finansal süreçlerimizi kolaylaştıracak, ABD gibi hedef pazarlarına tedarik sistemimizi bir üst seviyeye taşıyacağız. Bilhassa, yüksek teknoloji yoğunluğu anlamında, belirlenen yüzde 5,8’lik pay hedefini, hem rekabetçilik, hem de ülkemizin marka değeri anlamında en önemli hedeflerimizden birisi olarak kabul etmeliyiz. TİM olarak, Ülkemizin 7 bölgesinin tamamında gerçekleştirdiğimiz, projeler, eğitimler ve inovasyon odaklı çalışmalar da, yüksek teknoloji ihracatının payının arttırılmasına verdiğimiz önemin en net göstergesidir. İhracatçılar olarak bizlerin sorumluluğu, Bakanlığımızın açıkladığı İhracat Ana Planı’nda, altı çizilen hedeflere yönelik stratejileri, sahada en iyi şekilde yürüterek, hem ihracatçılarımıza hem de ülke ekonomimize, en iyi getiriyi sürdürülebilir şekilde sağlayabilmektir. Daha çok çalışıp, katma değer odaklı üretim bilinci ile 226,6 milyar dolarlık 2023 yılı ihracat hedefimizi rahatlıkla aşacağız” dedi.

Ekim’de 1.555 firma ihracata başladı

Ekim ayı ihracatına ilişkin detaylara değinen TİM Başkanı şunları kaydetti: “Öncelikle, ekim ayında 1.555 firmamızın ihracata ‘Merhaba’ dedi. Denizli ilimizden de 18 firmamız, ilk kez ihracat ailemize katıldı. Firma özelinde bakıldığında, ekim ayı içerisinde toplam 40 bin 312 firmamız ihracat gerçekleştirdi.”

Otomotiv sektörü liderliğini korudu

Ekim ayının lideri, 2,82 milyar dolarlık ihracat ile Otomotiv sektörü oldu. Otomotivi, 1,93 milyar dolar ihracat ile Kimyevi Maddeler ve 1,55 milyar dolar ihracat ile Hazırgiyim ve Konfeksiyon sektörleri takip etti. İhracatını en çok artıran sektörler ise yüzde 95,2 artışla 347 milyon dolara ulaşan Fındık ve Mamulleri, yüzde 35,8 artışla 281 milyon dolara ulaşan Savunma ve Havacılık ile yüzde 22,2 artışla 1,93 milyon dolara ulaşan Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri oldu. Sektörlerin ihracat yaptıkları ülke sayılarına bakıldığında 205 ülke ve bölgeye gerçekleştirdiği ihracatla Kimyevi Maddeler birinci, 198 ülke ile Hububat ikinci, 192 ülke ile Çelik üçüncü oldu.

106 ülkeye ihracat arttı

Ekim ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını 207 ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı. Bu ülkelerin 106’sına ihracat artarken 78 ülkede ise artış yüzde 10’un, 36 ülkede ise yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti. En çok ihracat gerçekleştirilen ilk 3 ülke ise 1,49 milyar dolar ile Almanya, 982 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 978 milyon dolar ile Irak oldu. İlk 10 ülkenin ihracattaki payı yüzde 48,3 olurken, ilk 20 ülkede bu pay yüzde 65,7 olarak gerçekleşti. En büyük pazarımız olan Avrupa Birliği’nin ihracatımızdaki payı ekimde yüzde 48,4 oldu.

En dikkat çekici artış Giresun’da yaşandı

İllerin ihracatına bakıldığında; ekim ayında 47 il ihracatını artırdı. En çok ihracat gerçekleştiren ilk 3 il sırasıyla; 6,19 milyar dolarla İstanbul, 1,43 milyar dolarla Bursa ve 1,34 milyar dolarla Kocaeli oldu. En dikkat çekici artışlar ise; ihracatını 3 kata çıkararak 39 milyon dolara ulaşan Giresun, yüzde 83 artışla 30 milyon dolara ulaşan Düzce ve yüzde 63 artışla 50 milyon dolar ihracat yapan Afyon’da yaşandı. Giresun ve Düzce’de ihracat artışında fındık sektörü etkili olurken, Afyon’da hububattaki artış başarıyı getirdi.

179 ülkeye TL ile ihracat yapıldı

Ay boyunca 179 ülkeye ihracatta TL kullanıldı, toplam rakam 5,9 milyar TL oldu. 7 bin 213 firma ekim ayında beyannamelerinde Türk Lirasını tercih etti.

10 aylık parite kaybı 4,2 milyar dolar

Miktar bazında ihracatta ise ekimde yüzde 23,3 artışla 15 milyon tona, yılın ilk 10 ayında yüzde 19,1 artışla 122,8 milyon tona ulaşıldı. Son olarak, ekim ayında Euro dolar paritesinin etkisi negatif yönlü 302,4 milyon dolar olurken, yılın ilk 10 ayında pariteden kaynaklanan negatif etki 4,2 milyar dolar oldu.

Denizli potansiyelini bir üst lige taşıyabilir

TİM’in “Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye” hedefi doğrultusunda ihracatçının taleplerini dinlediği ve bölgesel sorunlarını masaya yatırdığı “TİM Denizli Meclisi” toplantısına Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Denizli Valisi Hasan Karahan, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli İhracatçı Birlikleri temsilcileri ve bölgenin önde gelen iş insanları katıldı.

Denizli ilinin ihracat potansiyeline vurgu yapan TİM Başkanı İsmail Gülle, şunları aktardı:

“Ege Bölgesinde İzmir ve Manisa'nın ekonomik yığılma avantajına rağmen Denizli’miz başarılı bir ivme ile bir sanayi merkezi olarak ön plana çıkmayı başarmıştır. Bugün ülkemizin dışa açılan kapılarından olan Denizli, tekstil, hazırgiyim ve mermer başta olmak üzere, tüm ekonomik faaliyet alanlarında, Dünya ile rekabet edebilir hale gelen bir ilimiz haline gelmiştir. İhracatta istisnasız ilk 10 il içerisinde olurken; TİM’in gelenekselleşmiş araştırmalarından olan

İlk1000 İhracatçı Araştırması’nın 2019 Raporuna göre, Türkiye’nin en büyük 1000 ihracatçısının arasında 28 Denizlili firmamız bulunmaktadır. Havlu ve bornoz üretiminde önemli bir merkez olan Denizli, bu alanda ülkenin yıllık ihracatının yaklaşık üçte birini karşılamakta olup, pamuklu tekstil alanında da dünya başkenti olarak kabul görmektedir. 2002’de Denizli ilimizin yıllık ihracatı 680 milyon dolar iken, 2004’de 1 milyar doları aşarak 1,2 milyar dolara, 2018 itibari ile de 3,1 milyar dolara yükseldi. İlimizin 2018 yılında eriştiği bu rakam, aynı zamanda da tüm zamanların en yüksek yıllık ihracat rakamı. 2018 yılında toplam ihracatımızdan aldığı pay ise yüzde 1,9 olarak karşımıza çıkıyor. 2002’de de bu oran yüzde 1,9 idi. Türkiye’nin ihracat artışına paralel bir artış performansı olan ilimizin, ülkemizin ihracat artış oranını da aşan bir tempoda performans göstermesini bekliyoruz. Bunun için ölçek büyütmeden, markalaşmaya, tasarım ve Ar-Ge merkezlerinin verimliliğinden pazar çeşitliliğine kadar birçok konuyu gündeme getirebiliriz. Çünkü sanayileşmesi birçok ile örnek olarak gösterilen Denizli’nin, bu anlamda da öncü olması mümkün. Böylece önce bölgemiz, ardından ülkemizin ihracatını sırtlamak, ilimizin hedefleri arasında öne çıkarak, Denizli’nin potansiyelini de bir üst lige taşıyabilir.”