İktidar ve muhalefet bu toplantıda bir araya geldi

SİYASİ PARTİLERİ BULUŞTURDU

İktidar ve muhalefet bu toplantıda bir araya geldi


İktidar ve muhalefet bu toplantıda bir araya geldi

Milli Görüş'ün merhum lideri Necmettin Erbakan'ın vefatının 10'uncu yılında, Saadet Partisi tarafından düzenlenen anma programı MHP dışında iktidar ve muhalefeti buluşturdu. Törene Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın katılmadığı, AKP'yi temsilen Mahir Ünal'ın katıldığı görüldü.

Hakan KAYA

Saadet Partisi tarafından Ankara Meyra Palas Otel’de “Yaşanabilir Türkiye” temasıyla gerçekleştirilen anma programına Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan başta olmak üzere tüm siyasi partilerin genel başkanları da davet edildi.  Erdoğan programa katılmayarak mesaj gönderirken, MHP’den ise katılımın olmadığı görüldü.

SİYASİ PARTİLERİ BULUŞTURDU

Çeşitli partilerden siyasi isimleri bir araya getirdiği anma programına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Oğuzhan Asiltürk, Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Tevfik Eren, HDP Eş Başkanı Mithan Sancar, İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı Nuri Okutan, İran Ankara Büyükelçisi Mohammad Farazmand, Pakistan Ankara Büyükelçisi Muhammad Syrus Sajjad Quazi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve çok sayıda davetli katıldı.

KILIÇDAROĞLU, ASİLTÜRK İLE SOHBET ETTİ

Anma programı öncesi Oğuzhan Asiltürk ile  Kılıçdaroğlu sohbet etti. Sohbeti, Milli Görüş hareketinin duayen isimlerinden Recai Kutan, Mithat Sancar ve Gültekin Uysal da ilgiyle dinledi. Kılıçdaroğlu, anma töreninde de Oğuzhan Asiltürk’ün yanına oturduğu görüldü.

İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda daha sonra Kuran-ı Kerim Tilaveti okundu.

ERDOĞAN: HOCAMIZIN EN BÜYÜK HAYALİNİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRDÜK

Programa mesaj yollayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yaşanabilir Türkiye” teması altında düzenlenecek etkinliklerin merhum Hocamızın fikriyatını, kişiliğini, dava aşkını, ümmet bilincini, ülkeye ve millete hizmet sevdasını anlama bakımından hayırlara vesile olasını diliyorum. Rahmetli Erbakan Hocamız, 84 yıllık ömrüne siyasetten bilime, diplomasiden kalkınmaya uzanan geniş bir yelpazede sayısız başarıyı, eser ve hizmeti sığdırmış gerçekten müstesna bir şahsiyetti. 86 senelik mahzunluğun ardından Ayasofya'yı yeniden ibadete açarak, Sultan Fatih'in vasiyeti yerine getirme yanında Erbakan Hocamızın en büyük hayalini de gerçeğe dönüştürdük. Türkiye'yi, Merhum Hocamızın da uğruna ömrünü adadığı hedefleriyle buluşturana dek durmayacak, inşallah 94 ruhu ve 2053 vizyonuyla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

“BİR AVUÇ YANDAŞA AKTARILMASINA KARŞI ÇIKIYORUZ”

Programın açılış konuşmasını ise  Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yaptı. Karamollaoğlu’nun konuşmasının satır başlıkları şu şekilde;

*Erbakan hayatı boyunca sanayileşmenin kalkınmanın Anadolu’yu fabrikalarla mücadelesini vermiştir, şimdi bizler Erbakan’ın kurduğu şeker fabrikalarını satılmasına bundan dolayı karşı çıkıyoruz. Biz şeker ithal eden değil, şeker ihraç eden bir ülke olmayı arzu ediyoruz. Şeker küspesini değerlendirerek besiciliği geliştirmeyi, böylece de et ithalini önlemeyi arzu ediyoruz.

“PAZAR YERLERİNDE ARTIKLARI TOPLAYAN İNSANLARIN HAKKINI ARIYORUZ”

*Necmettin Erbakan vefat ettiğinde Saadet Partisi'nin genel başkanıydı. Bugün Milli Görüşçü olmanın, Erbakan'ın yolundan gitmenin, Erbakan’ın çizgisini takip etmenin tek ölçüsü vardır; O da Saadet Partili olmaktır.

NAZIM HİKMET’TEN ÖRNEK VERDİ

Törende konuşan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında şu ifadeleri kullandı;

*Bir cumhuriyet çocuğu olan merhum Erbakan destekçilerinin ve karşıtlarının da Erbakan Hocası olarak yaşamını sürdürdü. Onun hocalığı aynı zamanda ömrünü verdiği bir siyasi hareketin vatan ve bayrak sevdasıyla bir araya getirmiş milli bir görüşün hocalığıydı. Yaşanabilir bir Türkiye, Nazım Hikmet'in dizelerin de karşılığını bulmuş ortak bir özlemin ifadesidir.

*Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine. Tıpkı bir orkestranın aynı ezgide birleşen enstrümanları gibi olacağız. O ezgi nedir? O ezgi demokratik laik bir sosyal devletine bağlılıktır, kuvvetler ayrılığına inanmaktır, düşünce ve vicdan özgürlüğünü, medya özgürlüğünü kayıtsız şartsız savunmaktır. O ezgi ülkemizin kaynaklarını peşkeş çektirmemektir. Ben Türkiye'nin ihtiyacı olan ezgiyi bir kez daha bu salonda seslendirmeye başladığımıza inanıyorum.

“TÜM KIRGINLIKLARIMIZI VE ACILARI GİDERMELİYİZ”

*İhtiyacımız olan budur. Tüm kırgınlıklarımızı ve acıları gidermeliyiz. Bütün geçmişi geride bırakarak helalleşmeliyiz. Karşılıklı bağışlamaya ve hoşgörüye dayanan kardeşlik ortamını oluşturmalıyız. Ancak bunları başardığımız amana yaşanabilir bir Türkiye'yi kurabiliriz. Ama bugün dostlarımın arasında saymadıklarımız da düşmanlarımız olarak görmüyoruz.

“DAHA FAZLA DEMOKRASİ…”

*Ülkemizin içinde bulunduğu temel sorunların çözümünün ekonomik buhrandan çıkabilmemizin bir tek yolu vardır, daha fazla demokrasi… Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin parlamenter sistemle yeniden hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu temel ilkesine uygun hale getirilmesinin herkesin düşüncelerini özgürce ifade edebilmesinin din  ve vicdan özgürlüğünün önündeki bütün engellerin kaldırılmasının, kimsenin ötekileştirilmediği, kimsenin dışlanmadığı bir ülke olabilmemizin bağımsız ve barışçıl bir dış politika uygulayabilmemizin, kamu istihdamında liyakatin esas olmasının, işçimizin ve çiftçimizin hakkını, alın terini kurumadan alabilmesinin, esnafımızın gününü bereketle geçirmesinin, sanayicilerin ve küçük ve orta boy işletmelerimizin gelecek endişesi taşımadan üretebilmesinin, kamu bütçesinin denetlenebilir ve şeffaf bir şekilde tüm vatandaşlarımızın  refahı doğrultusunda kullanılabilmesinin, terörün kalıcı olarak gündemden çıkarılmasının yegane yolu daha fazla demokrasidir.

“BİZ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMDEN YANAYIZ”

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, anma konuşmasında şu ifadeleri kullandı;

*Bugün rahmetli Erbakan'ın siyasi nezaketine, saygı sınırlarını ihlal etmeyen siyasi üslubuna her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Haktan ve hakkaniyetten uzak durmamaya ihtiyaç vardır. Güçler ayrımını ve hukukun üstünlüğünü yaşatmaya ihtiyaç vardır. Hem şiddete hem de hak ihlallerine karşı durmaya ihtiyaç vardır.

*Bugün uluslararası ilişkilerde çok taraflılığa ihtiyaç vardır. İşte bu yüzden bu program bu ihtiyaçlara yönelik kıymetli bir çabadır. Biz de DEVA Partisi olarak farklı seslerin zenginlik olduğuna inanıyoruz. Demokrasiden vazgeçmeyeceğiz. Biz güçlendirilmiş parlamenter sistemden yanayız. Hesap verme ilkesinden vazgeçmeden halka hizmet ilkesinden vazgeçmemeden tarafız. Sözlerimin sonuna gelirken tek tipçiliğin dayatıldığı bu dönemde Saadet Partisi'ne tekrardan teşekkür ediyorum.

“ERBAKAN, SORUNU SİYASETLE VE BU ÜLKENİN DİNAMİKLERİYLE ÇÖZMEK İSTİYORDU”

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise şunları söyledi:

*Necmettin Erbakan Hocayı anarken 28 Şubat'a değinmeden geçmenin imkanı olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Darbenin hedefi dönemin RefahYol Hükümetinin Başbakanı olarak merhum Necmettin Erbakan ve partisiydi. Ama darbe sadece hükümetle sınırlı değildi. Bunun çok ötesinde geniş bir toplumsal ve siyasal alanı, demokratik örgütlenmeleri de kapsamına alıyordu.

*Bu sürecin yaşandığı dönemi kısaca hatırlarsak bir yandan Kürt sorununda çatışmalar yoğunlaşmış, şiddet yükselmiş, acılar yaygınlaşmış ama diğer yandan Kürt sorununa barışçıl, demokratik çözüm arayışları da özel yoğunluk kazanmıştı. Necmettin Erbakan Hocanın bu arayışlarda çok önemli ve özel bir yeri olduğunu mutlaka onu anarken hatırlamak ve hatırlatmak lazım.

*Bu konuda samimiyetle çaba harcıyor, cesaretle girişimlerde bulunuyordu. Erbakan Hocanın Kürt sorununa yaklaşımı; meseleyi diyalogla, siyasetle ve önemli bir husus olarak içeride bu topraklarda bu ülkenin kendi dinamikleriyle kardeşlik hukuku içerisinde çözme esasına dayanıyordu. Eğer Necmettin Erbakan Hocanın o dönemki çabaları sonuca ulaşmış olsaydı, müdahale ile karşılaşmamış olsaydı şu an çok farklı bir ülkede yaşıyor olurduk. Hayatının ve müktesebatının bu çok kıymetli tarafı ne yazık ki çok fazla öne çıkarılmıyor. Hatta biraz gölgede tutuluyor. O nedenle burada özel olarak bunu vurgulama ihtiyacı hissettim.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise şöyle konuştu;

“Bu gün biz hep beraber nereden ve kimden gelirse gelsin, hangi gerekçe ve hangi bahaneye dayanırsa dayansın her türlü darbe teşebbüsüne , darbeci anlayışa otoriter zihniyete, ve otoriterin arkasında saklanan yolsuzluklara karşı da dimdik ayakta durmak ve yaşanabilir bir Türkiye’yi böyle inşa etmek zorundayız.”

“BÜTÜN SİYASİLERİ UYGUR DAVASINA SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUM”

“Bizim sözümüz de eylemimizde insanlığa hitap etmeli, İslam dünyasının her kanayan yarasına ses vermeliyiz. Bu gün şu anda biz buradayken Doğu Türkistan’da milyonlarca Müslümanın çocuklarına Müslüman ismi vermesi, sokakta selamlaşması yasaklanmışken, kadınlarına her türlü insanlık dışı davranış sergilenirken hocamızı yad edip her şeyden önce bütün siyasileri Uygur davasına buradan sahip çıkmaya davet ediyorum. Bu olmadan mirasa sahip çıkamayız”

SÖZCÜ