İlber Ortaylı son noktayı koydu: Türkiyeli değil, Türküm

RAFAEL SADİ: "TÜRKÜM, TÜRKİYELİ DEĞİL"

İlber Ortaylı son noktayı koydu: Türkiyeli değil, Türküm




İlber Ortaylı son noktayı koydu: Türkiyeli değil, Türküm

Fatih Altaylı'nın Teke Tek Bilim'de sorularını yanıtlayan Prof. Dr. İlber Ortaylı Türk mü, Türkiyeli mi tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ortaylı, "Bu da Türkiye'dir. Üzerinde oynama hakkın yok. Beni zedelemeye hakkın yok. Senin yüzünden Türkiyeli gibi bir tabire giremem. İstemiyorsan isteme. Senin beni kendi çamaşırın içine koyma hakkın yok. Bendeniz Türkiyeli değilim. Türkiye'yi çok seviyorum. Ecnebi olsaydım Türkolog olurdum. Şu anda ben Türküm." ifadelerini kullandı.

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Fatih Altaylı'nın Teke Tek programında son zamanlarda gündeme gelen Türklük tartışmalarıyla ilgili görüşlerini açıkladı. "İsteyen Türk olur, istemeyen olmaz. Memleketin adı Türkiye olur." diyen Ortaylı, "Bendeniz Türkiyeli değilim. Türkiye'yi çok seviyorum. Ecnebi olsaydım Türkolog olurdum. Şu anda ben Türküm. Bunu böyle biliyorum. Bu bir mirastır. Bunu benimsersin, devam ettirirsin, o şekilde ölürsün." diye konuştu.

Prof. Ortaylı'nın açıklamaları şu şekilde:

Bu işin cıvıması, mantığın dışına çıkmak. Ben Türkçe'den uzak kalmayı yapamam. Zaten belli Türkçe'den uzak kalmayacağım. Türk dilinde yazıyor olmak. Türk şairisindir, Türk romancısısındır, Türk tarihçisisindir. Sovyet şairi, Sovyet yazarı, Sovyet tarihçisi gibi bir konsept gelmedi. Zaten o da Rusya'da tutmadı. Bu tutmaz. Kimse Amerikan tarihçisi demez. Halil İnalcık Amerika'da yazıyor diye Amerikan tarihçisi olmaz. Türkçe yazanlar, Türkçe yazıyorsa yazsın. Etnik kimliğini muhafaza etmek isteyen o dilde yazar. Bu çok açık bir şeydir. Mesela Türk dilinde yazanlar, saçma. Nizami Gencevi Türk'tür. Tek Türkçe beyiti yok. Bu fevkalade önemli bir olay. Yok Türkçe yazanlar boş laftır. Türkiyeli yazar falan beni hiç ilgilendirmiyor. O Türk edebiyatıdır. Etnik grubu beni ilgilendirmiyor. Meşhur şair Şehriyar, sureti katiyede Türk'tü ama Türk yazar değildi. Sonra Türkçe'ye başladı, Haydar Baba'yı yazdı ondan sonra Türk edebiyatının mensubu oldu.

RAFAEL SADİ: "TÜRKÜM, TÜRKİYELİ DEĞİL"

Rafael Sadi, kendisinin Türkiyeli değil Türk olduğunu söylediği iki yazı kaleme aldı.

2017'de Odatv'de yayınlanan yazısında şu ifadeleri kullandı:

Aşağıdaki yazıyı 2004 yılında “THINK TANK TURKEY” isimli bir gruba yazmıştım. Daha sonra ise yazı neredeyse bütün dünyayı dolaştı ve birçok gazetede yer aldı. Söylediklerimden bir milim bile şaşmadım.

Üstelik bu “TÜRKİYELİ” olma kavramı Türkçe Gramer-Dilbilgisi bakımından da hatalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşamakta olan insanlara “TÜRKİYELİ” demek çok doğru bir ifade değildir. Şayet Türkiye dışında iseniz ve birçok değişik ülkeden gelmiş insanlar arasında Türkiye’den de gelmiş insanlar varsa o insanlara “TÜRKYELİLER” diyebilirsiniz.

“TÜRKİYE” içinde olanlara “TÜRK” demek yerine “TÜRKİYELİ” demek bazılarımıza “TÜRK DEĞİLSİNİZ” demekle aynı şeydir. Saygıdeğer Edebiyat Hocam Sayın SERHAT KESTEL hanımefendinin bana öğrettiği Türkçe’de bu böyle bilinir.

TÜRKYELİ kavramı ise Türkiye içindeki değişik etnik gruplara farklı hatırlatmalarda bulunulmak istenmiş olduğu ve ülke insanın resmen bölünmek istendiği aşikardır.

Bunu anlamazlıktan gelmek ise ayrı bir hatadır.

Sayın Başbuğ’un bunu gündeme getirmiş olmasından sevinç duyuyor ve neden bu kadar geç kaldığını da sormadan edemiyorum.

BEN TÜRK’ÜM TÜRKİYELİ DEĞİL…

Saygıdeğer Tink Tank Turkey üyeleri,

Sanırım grubun en yeni üyelerinden biri olmakla beraber son günlerin en tartışılır konusu olan Azınlıklar meselesinde çok dikkatli olunması gerektiğini ve bir tuzağın içine düşmekten ülkenin kurtarılması gerektiği görüşündeyim.

Özellikle bu TÜRK ve TÜRKİYELİ kavramlarının ortalıkta dolaşması kesinlikle gizli bir Bölücülük işlemekte ilginç ve güzel bir mozaik olan Türkiye’nin yapısını kökünden sarsmaya dengeleri alt üst etmeye sebebiyet verebilecek bir durumla karşı karşıyayız gibi geliyor bana.

Ben ecdadı 1492 yılında İspanya’daki Engizisyon’dan kaçıp Osmanlı Türkiyesi’nce kucak açılmış ve kabul edilmiş, Yahudi dinine mensup bir Türk vatandaşıyım.

1955 yılında doğup 1961 yılında ilkokul 1. sınıfına girdiğim günden itibaren: TÜRKÜM DOĞRUYUM ÇALISKANIM tümceleri ile beynime benim TÜRK olduğum kazıldı.

Bayrağım ve Milli Marşımın ne olduğu öğretildi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kurucusu Atatürk’ün söylediği “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE” sözünü okul duvarında, kitabında ve her türlü malzemenin üzerinde öğrenerek bilinçlendirilerek büyüdüm.

Şimdilerde birileri kalkacak ve bana yok kardeşim sen Oğuz ve Kayı boylarından, Orta Asya’dan gelmediğin için TÜRK değil TÜRKİYELİSİN diyecek ve ben de “ha peki haklısınız” diyeceğim, hadi canım sen de! Ne olacak benim 50 yıllık eğitimim, öğrenimim, ne olacak 26 yaşına gelmiş oğluma 23 yaşına gelmiş kızıma verdiğim TÜRK eğitimi kimliği! Şimdi kalkıp kendilerine “kusura bakmayın çocuklar biz TÜRK değilmişiz, sadece TÜRKİYELİYMİŞİZ” mi diyeceğim.

Bunun adına Milleti bölmek, halkı parçalamak denmez mi? Kimse bana üst kimlik, alt kimlik hikayeleri anlatmasın, her birimiz bu ülkede ne olduğumuzu biliyoruz, dinlerimiz, ırksal veya yöresel farklılıklarımız olabilir ve bu hiç bir zaman bizleri rahatsız etmedi. Şimdi ne oldu da birden bire azınlık sayılacakmışım, benim atalarım kendilerine özel haklar verebilecek azınlık statüsünü Lozan anlaşmasında bile kabul etmemişler, biz TÜRK vatandaşıyız deyip azınlık haklarını reddetmişlerdir.
 

Odatv.com