İmamoğlu Kararı ve Tepkiler Washington’daki Türkiye Konferansı Gündeminde

"Yargının aklıselim davranmasını bekliyoruz"

İmamoğlu Kararı ve Tepkiler Washington’daki Türkiye Konferansı Gündeminde


İmamoğlu Kararı ve Tepkiler Washington’daki Türkiye Konferansı Gündeminde

Türkiye 2023 yılı yazında genel seçimlere hazırlanırken iç politikada sürekli farklı konular ön plana çıkıyor. Suriye’nin kuzeybatısına olası bir kara harekatı, Suriyeli mültecilere duyulan öfke, derinleşen ekonomik krize son olarak 14 Aralık’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen, 2 yıl 7 aylık ceza ve siyaset yasağı başlığı eklendi.

ABD’de Biden yönetimin Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla tepki gösterdiği karar, başkent Washington’un etkili düşünce kuruluşlarından Ortadoğu Enstitüsü’nün 11’inci Yıllık Türkiye Konferansı’nın da gündemindeydi.

Konferansın konuşmacılarından TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi CHP’li milletvekili Ünal Çeviköz, İmamoğlu'na verilen cezanın, Türkiye’de kuvvetler ayrılığının kalmadığını ve yargının yürütmenin ciddi şekilde kontrolu altında olduğunu gösterdiğini söyledi.

"Yargının aklıselim davranmasını bekliyoruz"

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Emekli Büyükelçi Çeviköz, "Türkiye'de uzun zamandan beri yargıya müdahale vardır. Türkiye'de yargının siyasi iyileşmesi süreci sadece bu örnekle değil, bundan evvel de çeşitli örneklerle görülmüştür. Biz bundan sonraki süreçte yargının aklıselimle davranarak kararın yanlışlığının bir şekilde anlaşılması ve düzeltilmesi sonucunu bekliyoruz" dedi.

İmamoğlu’nun avukatlarından Gökhan Günaydın, daha önce VOA Türkçe’ye değerlendirmesinde, "Bundan sonra bu kararı istinafa götüreceğiz. Burada onama olursa temyiz yolu açık. Sonrasında Yargıtay safhası olacak. Burada hiçbir tereddüt yok" demişti.

"Türkiye'de yargı o kadar ciddi bir şekilde iktidarın kontrolü altında ki oralardan da buna benzer bir sonuç çıkabilir. Eğer öyle bir şey çıkarsa tabii bu fevkalade yıpratıcı ve Türkiye'deki bütün süreçlere zarar verici bir durum olur" diyen Çeviköz de sürecin iç hukuk yollarıyla tamamen kapanmayacağına dikkat çekti.

"Bundan sonra tabii ki Anayasa Mahkemesi vardır. Hatta o bittikten sonra Avrupa Konseyi vardır, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi vardır" diye konuşan CHP milletvekili, meselenin bir demokrasi mücadelesi olduğunu, bu anlamda ABD ve Avrupa gibi demokrasiye inanan bütün güçlerin, İmamoğlu kararına tepki vermesinin doğal olduğunu kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan, İmamoğlu kararının açıklandığı gün ve ertesi gününde peş peşe açıklamalar gelmişti.

"İfade özgürlüğünü kısıtlamayı amaçlayan hakaret yasalarına dayanılarak, İmamoğlu’nun bugün iki yıl yedi ay hapis cezasına çarptırılmasından derin bir rahatsızlık ve hayal kırıklığı duyuyoruz" diyen bakanlık, "Türk halkının cezalandırma korkusu olmadan temel özgürlüklerini ve haklarını kullanma kabiliyetini hak ettiğini" vurgulamıştı.

"İmamoğlu kararının taşları Diyarbakır’da, Mardin’de, Van’da döşendi"

Ünal Çeviköz’le aynı panelde konuşan TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi HDP’li milletvekili Hişyar Özsoy ise İmamoğlu kararının 2015’ten beri süren bir trendin son halkası olduğunu ve yargının hükümet tarafından sopa olarak kullanıldığını söyledi.

VOA Türkçe’ye konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhtemel adaylığının konuşulması nedeniyle ceza kararının haklı olarak gündem yarattığını kaydetti.

"Ekrem İmamoğlu'nun yapılan şeyin taşlarının hepsi Diyarbakır'da, Mardin'de, Van'da döşendi. Ekrem Bey gibi daha önce defalarca kez yargılanan, tutuklanan, terörizmle suçlanan HDP'li belediye başkanları vardı. 150'den fazla belediye başkanınız bizim hapislere girdi. Siyasetçiler Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, bazı CHP'li milletvekilleri, Canan Kaftancıoğlu’nun durumunu biliyoruz. Dolayısıyla bu bir trend ve seçimlere doğru gittikçe haliyle toplumdan rıza alamayan iktidar, elindeki baskı araçlarını zor aygıtlarını kullanarak muhalefeti susturmaya silikleştirmeye çalışıyor" diyen Hişyar Özsoy, HDP olarak sonuna kadar buna karşı olduklarını vurguladı.

Hişyar Ozsoy
Hişyar Ozsoy

İmamoğlu’nun seçilmiş bir belediye başkanı olarak İstanbul’un iradesini ve milyonlarca seçmeni temsil ettiğini belirten Özsoy, bundan sonraki temyiz süreci ile ilgili, "Hem mahkemelerin hem hükümetin bu iradeye saygı duyması lazım. ‘Yok biz duymuyoruz’ derlerse seçimlerde bunun siyasi faturasını çok ağır ödemek durumunda kalırlar’’ öngörüsünde bulundu.

Uluslararası kamuoyunun İmamoğlu kararına gelene kadar yeterince bir tavır ortaya koyamadığı, kınama ve kaygı mesajlarının ötesine geçemediği eleştirisinde bulunan HDP’li Özsoy, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın son açıklamaları ile üzerine düşeni ‘’kısmen’’ yaptığını söyledi. Özsoy, uluslararası demokratik kamuoyunun muhalefetle dayanışma içerisinde olması gerektiği mesajını verdi.

Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı dönemi hatırlatması

Washington’daki Türkiye konferansında, "Dış politika, seçimleri şekillendirecek mi?" başlıklı panelde konuşan AKP’li milletvekili ve 75. Dönem Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Başkanı Volkan Bozkır, Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza ile ilgili herhangi bir yorum ya da açıklamada bulunmadı. Aynı panelin katılımcılarından gazeteci Cengiz Çandar ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde aldığı cezayı hatırlattı.

Erdoğan, 1997'de Siirt'te bir etkinlikte okuduğu şiirle, "halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Erdoğan, 1999’da cezaevinde dört ay on gün kaldıktan sonra tahliye edilmiş; siyasi yasağının kaldırılmasının ardından 2003’te Siirt milletvekili seçilmişti.

Çalışmalarını İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde sürdüren Çandar, "O karar o zaman ne kadar haklı görülüyorsa ve bugün bakıldığında aslında ne kadar haksız ve yanlış olduğu tartışma götürmez bir şeyse, Ekrem İmamoğlu kararının çok isabetsiz ve haksız bir karar olduğu sonucuna varmamız gerekir" dedi.

‘’ABD tavrını daha yüksek sesle ortaya koymalı’’

VOA Türkçe’ye konuşan Cengiz Çandar, ABD’nin kararla ilgili tepkisini doğru ancak gecikmiş bulduğunu, Washington’un daha güçlü bir açıklama yapmasının daha isabetli olabileceğini söyledi.

Çandar, "Ne olursa olsun, Türkiye'de ne kadar ‘anti-Amerikan’ duygular, siyaset aktörleri tarafından kamçılanırsa kamçılansın Amerika, Türkiye karar vericileri bakımından dikkatle dinlenilen, aldığı pozisyonun çok önemli ağırlığı olan bir ülke. Dolayısıyla Amerika bu gibi konularda ne kadar yüksek sesle ne kadar kesin bir tavır alırsa Türkiye'de işlerin doğruya, doğru yön almasına o derece faydalı olur. Ancak Amerika doğru bir tavır gösterdi ve sanıyorum bu kararın yol açabileceği daha olumsuz gelişmelerden, müttefik bir ülke olarak endişe duyduğunu da ortaya koymuş oldu. Amerika yüksek sesle ve daha net bir tavır alırsa, Türkiye'deki demokrasinin yeniden inşasına daha fazla katkıda bulunur kanısındayım" ifadelerini kullandı.

Dilge Timoçin / VOA