İMAMOĞLU: “TESİS YAPMAK DEĞİL, NASIL YÖNETİLDİĞİ ÖNEMLİ”

“ÇÖZÜMÜN ÖNEMLİ BİR PAYDAŞIYIZ”

İMAMOĞLU: “TESİS YAPMAK DEĞİL, NASIL YÖNETİLDİĞİ ÖNEMLİ”


İMAMOĞLU: “TESİS YAPMAK DEĞİL, NASIL YÖNETİLDİĞİ ÖNEMLİ”

İBB, 2001’de 4 dönümlük alan üzerine kurulan ama süreç içerisinde ihtiyaca yanıt veremez hale gelen “Kemerburgaz Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi”ni yeniden düzenledi. Atıl görünümünden kurtulup yeni çehresine kavuşan bakımevinin alanını 16 dönüme çıkaran İBB, tesisi İstanbulluların hizmetine açtı. 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü'nde gerçekleştirilen açılışta konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Tesis yapmak değil, nasıl yönetildiği daha önemli. Bir tesisi yapabilirsiniz ama içini aktive edemezseniz, sahiplendirme konusunda insanlar buraya gelip gitmiyorsa, vatandaş girip, onlara belirlenen alanlarda burayı sahiplenmiyorsa bunun bir anlamı yok. Çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, bütün hemşehrilerimizi buraya davet ediyoruz, bekliyoruz” dedi.

KEMERBURGAZ / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Veteriner Müdürlüğü, “Hasdal Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi”ni 2001’de kurdu. 4 dönüm üzerine inşa edilen bakımevi, süreç içerisinde işlerlik kazanamadı. İBB’nin yeni yönetimi, yaklaşık 19 yıldır faaliyette olan ama güncel ihtiyaçlara yanıt veremez hale gelen alanı yeniden düzenledi. 4 dönümden 16 dönüme çıkarılan alan üzerine 26 tekli, 6 çoklu kafes kapasiteli kedi barınağı; 50 kulübelik köpek barınak bölümü, 21 kulübelik köpek tedavi bölümü, 12 kedi kafesi, 9 köpek kafesi kapasiteli müşahede bölümü, 66 kişilik yemekhane, 90 kişilik eğitim salonu eklendi. Gelen ziyaretçilere eğitim verilmesi amacıyla tesis bünyesinde bir de konferans salonu bulunuyor. Ameliyat ve kısırlaştırma operasyonlarının yapılacağı bakımevinde dijital röntgen, köpek yıkama makinesi gibi teknolojik aletler de yer alıyor.

“ÇÖZÜMÜN ÖNEMLİ BİR PAYDAŞIYIZ”

İstanbullulara 7/24 hizmet verecek olana “Kemerburgaz Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi”nin açılışı, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü'nde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi. İmamoğlu, açılış nedeniyle gerçekleştirilen törende bir konuşma yaptı. Sokak hayvanları konusunun önemli, ancak genellikle görülmeyen ve konuşulmayan bir mesele olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Ama çok temas edilmesi gereken, sıkı bir biçimde çözüme muhtaç bir konu. En büyük metropollerden birisi İstanbul’da, bu, çok daha fazla hissedilebilir durumda. Bir de tabii gündeme geliş biçimine baktığımızda; ülkemizde ne yazık ki işte kadına şiddet, sokak canlılarına yönelik şiddet görüntüleri, hepimizin vicdanını sızlatan, çok acı duyduğumuz, hiçbir zaman toplumlumuzun hiçbir ferdine yakıştıramayacağımız hususları da yaşamadık değil. Tabii bütün bu gelişmeleri üzüntü içinde takip ediyoruz; ama çözümün de en önemli paydaşı olduğumuzun bilincindeyiz, farkındayız. İstanbul halkının bize verdiği yetkiyi, bu anlamda en güçlü bir biçimde kullanacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

“SORUNLARI SAHİPSİZ BIRAKMAYACAĞIZ”

Kente ait sorunları sahipsiz bırakmayacaklarını, çözüm üreteceklerinin altını çizen İmamoğlu, sokak hayvanları konusunun tek başına bir kurum tarafından çözülecek bir mesele olmadığını vurguladı. Bu konuda özellikle hukuki düzenlemelerin yapılması gerektiğine dikkat çeken İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bütün paydaşları sürecin içine katmayı, arkadaşlarımla önemli bir felsefe olarak kabul ettik. Çünkü, herkesin ortak mücadelesine ihtiyacımız var. Bu noktada hedef koyarken şunu da unutmadık; sadece hukuksal düzenleme değil, aynı zamanda yoğun bir biçimde en büyüğünden en küçüğüne kadar toplumsal bir bilincin sağlanması, hatta ve hatta bir kanun düzenlemenin de önünde bir konu olarak, strateji olarak önümüze koyduğumuz bir mesele.

Tabii, bu alanı, barınma yerini rehabilitasyon noktalarını, ameliyathaneyi, hayvan hastanesini nasıl değerlendireceğiz, nasıl yapacağız? Bu noktada da katılımcılığı önemsiyoruz. Bizim burada gizli bir alanımız yok. İnsanı, vicdani bir hizmet veriyoruz. Dolayısıyla burada verilen hizmetin, yapılan işlemlerin en ufak detayına kadar toplumla birleştirilmesi ve onlara bunu şeffaf bir biçimde aktarılması çok çok önemli. Aksi takdirde vatandaş, bilgi sahibi olmadığı noktada bizi sorgular bizi yargılar.”

“PANDEMİDE SOKAĞA BIRAKILAN HAYVAN SAYISI ARTTI”

Sokak hayvanları konusunun 39 ilçe ile bütünleşik bir alanda yönetilmesinin kıymetli olacağını belirten İmamoğlu, “Bu bağlamda arkadaşlarım, güzel adımlar attılar. Toplantılar düzenlendi. Tabi hiç kimse kendi sorumluluğunu bir başkasının üstüne atarak bu sorundan kurtulamayacağını da bilmeli. Aksine; bu sorunu çözmünü bir arada düşünmeli, bir arada uygulamaları desteklemeli. Aynı standartta her kurumun böylesi bir hizmeti sunmayı hedeflemesi gerekiyor” dedi. İstanbul’da çok yoğun bir hayvan popülasyonu olduğunu kaydeden İmamoğlu, kentin bu anlamda diğer dünya metropollerinin önünde olduğu bilgisini paylaştı. Pandemi döneminde sokağa bırakılan hayvan sayısının çoğaldığına dikkat çeken İmamoğlu, “Özellikle bu alana, bu bakım evinin mevcut alanında, sahipsiz hayvanlara dönük geçici bakımevi ve bu noktadaki genişlemesine dair rehabilitasyonları ve uygulamaları devreye aldık. Özellikle 7/24 çalışan arkadaşlarımız acil ihbarlara, acil ihtiyaçlara cevap verecek, onların yardımına koşacak. Bu anlamda İstanbul Gönüllüleri de bize dönük sıkı bir çalışma yürütüyorlar. Tabii aynı zamanda farklı gönüllü kurum ve kuruluşlar da bu işbirliğinin önemlinin paydaşı” diye konuştu.

“ADALAR’DAKİ SORUNU İNSANİ VE DEMOKRATİK BİR MODELLE ÇÖZDÜK”

Adalar’daki fayton meselesinin, sokak canlılarına yönelik politikalarına örnek olduğunu aktaran İmamoğlu, şunları söyledi:
“Çok tartışılıyordu, çok vicdan sızlatıyordu. Bunun üreterek, neredeyse 150 milyon liraya yakın bir bütçe yöneterek, bir belediyenin toplum vicdanını sızlatan bir konuda insani ve demokratik bir modelle nasıl çözüme kavuştuğunun önemli örneği olarak altını çizmek isterim. Burada hem canlıları koruyan, o güzel atları koruyan, kollayan hem de doğal yaşam ortamlarında sıkı güvenlik kuralları ile yani belli belediyelere, kurumlara bu sorumluluk devredilerek Türkiye'nin yaşayabilecekleri coğrafya gönderilmesine kadar sıkı bir yöntem uygulandı. Yine çağdaş bir çevreye, duyarlı bir ulaşıma geçiş sağlandı. Bu konuda mağdur olacağını düşündüğünüz insanlara hakları ödendi. Bununla da yetinmedik. O insanların hayata tutunmaları konusunda, bu işi daha önce yapan insanların ailelerine de başta Adalar’da olmak üzere istihdam konusunda da güç verdik, güç kattık. Bu noktadaki bu uygar çözüm yolumuzun, metodumuzun, belki de İstanbul’da değişen anlayışın sistemsel olarak anlatılması ve hissedilmesi gereken bir kavram olduğunun da altını çizelim. Bu noktada gerçekten bu gururu ve sevinci yaşıyorum. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum.”

“TİTİZ DAVRANIYORUZ”

Geçici barınma evindeki 40 köpeğin, İBB iştirak şirketleri ve birimlerince sahiplendiğini belirten İmamoğlu, “İlk 20 tanesinin süreci bitti. Ama devamını istiyoruz. Belediyemizin oldukça fazla birimi, mekanı var. Genel Sekreter’imiz bu konuda çalışmaları başlatmalı. Böylesi geniş bir alan varken, ciddi bir sahiplenmeyi yapabiliriz. Bu sahiplenme, orada aynı zamanda bir doğa sevgisine, hayvan sevgisine ve hatta insan sevgisine katkı sunacak bir modeli de tetikleyebilir” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, sahiplendirme süreciyle ilgili de şu bilgileri paylaştı:

“Titiz davranıyoruz. Buradaki müdürlüğümüze de bu konuda teşekkür ediyoruz. Sahiplendirmeden önce, gidiyorlar, mekanın doğru olup olmadığına bakıyorlar. Aynı zamanda üstlenecek personele dönük de bir süreç işletiyorlar. 24 saat bakımının üstlenilmesi konusunda hassas alanları tespit ediyorlar. Hatta burada sahiplendirilecek dostlarımızı da tesislere göre kategorize eden de bir ekibimiz var. Bunların hepsi çok özel bir işlem. İnanılmaz keyifle bunu dinledim. Örneğin İGDAŞ ikmal tesislerine kurt köpeği cinsi tercih edilirken, Darülaceze’ye veya yaşlı bakımevlerine daha uysal köpekler tercih edildi. Uzmanlar tarafından eğitimleri yapıldı. Tüm aşı ve buna dönük sağlık kontrolleri de elden geçirildi. Bu çok önemli. Gerçekten belediyeciliğin çok önemli bir alanından bahsediyoruz. Her canlıya kıymet vermek ve ona çözüm bulmak; bu, inanılmaz maneviyatı yüksek bir iş. İnsan olduğumuzun, yaşama katkı sunduğumuzun, sanki bu tür alanlardaki emeğinizle ödüllendirildiğiniz an gibi görüyorum.”

“İSTANBULLULAR’I BURAYA DAVET EDİYORUZ”

“Birazdan 3 dostumuzu yeni yuvasını teslim alacak arkadaşlarımıza teslim edeceğiz” diyen İmamoğlu, “Arkadaşlarımın verdiği bilgiye göre; İGDAŞ Ünalan İkmal Tesislerine 2 tane, İSBAK Genel Müdürlüğü’müze de bir canlımızı buradan uğurlayacağız. Gerçekten çok keyifli bir alan. Gerçekten bu tesis kıymetli. Tesis yapmak değil, nasıl yönetildiği daha önemli. Bir tesisi yapabilirsiniz ama içini aktive edemezseniz, sahiplendirme konusunda insanlar buraya gelip gitmiyorsa, vatandaş girip, onlara belirlenen alanlarda burayı sahiplenmiyorsa bunun bir anlamı yok. Daha önceki belediye başkanlığım döneminde, ilçemize böylesi bir alanı ciddi bir yatırım yaparak kazandırmıştık. Orası şu an, halka ait gibi işliyor; biliyorum. Ben de takip ediyorum dönem dönem. Burada da ben, sadece çalışanlarımızı, yol arkadaşlarımızı değil, aynı zamanda çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, bütün hemşehrilerimizi buraya davet ediyoruz, bekliyoruz. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Sahiplendirilen köpekleri İGDAŞ Genel Müdürü Mithat Bülent Özmen ve İSBAK Genel Müdürü Esat Temimhan’a teslim eden İmamoğlu, kurdele kesiminin ardından tesiste incelemelerde bulundu.