İmamoğlu'ndan Avrupa'ya mesajlar

İmamoğlu 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri ve yaşanan süreci Strasbourg'da Avrupa'ya anlattı.

İmamoğlu'ndan Avrupa'ya mesajlar


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri ve yaşanan süreci Strasbourg'da Avrupa'ya anlattı.

    Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (AYBYK) genel kurulunda Çarşamba düzenlenen Türkiye oturumuna konuşmacı olarak davet edilen İmamoğlu, "İktidar, manipülasyonla kazanamadığı seçimi, seçimleri yönetmekle yetkili olan Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kararıyla iptal ettirerek kazanmak istedi. Ama iktidarın gücüne rağmen yurttaşlarımızın güçlü iradesi 23 Haziran gecesi bir kez daha ve çok daha gür bir sesle demokrasiden yana oldu" şeklinde konuştu.

YSK'nın iptal gerekçelerinden bazılarının aynı zamanda ceza mahkemelerinin konusu olduğunu hatırlatan İmamoğlu, "Ama aylar geçmesine rağmen kimse cezalandırılmadı, çünkü ortada zaten bir suç yoktu" dedi.

Kayyım atamalarını net bir dille eleştiren İmamoğlu, bu durumu "hukuk devleti ilkesini ihlal" olarak değerlendirdi. Görevden alınmaların "demokrasinin ilkelerine, mevcut hukuksal düzene ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı" olduğunu soyleyen İmamoğlu, "Buna karar verecek olan yargıdır ve anayasada bu açıkça belirtilmektedir" ifadelerini kullandı.

İmamoğlu konuşmasında sığınmacılar konusuna da değindi. AYBYK'yı "Suriye'de sürdürülen vekalet savaşları üzerinden yaratılan sığınmacı sorununa inisiyatif geliştirmeye" çağırdı, "Türkiye'nin bu konularda yaşadığı ve yaşayacağı sorunlar sadece Türkiye'nin sorunu değildir, Avrupa'nın da asli sorunudur" dedi.

Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerine de değinen İmamoğlu, Türkiye'nin de kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi'nde kendisini "evinde hissettigini",  bunun bir diğer nedeninin de "ortak değerimiz olan demokrasi ve demokratik sürece olan inanç" olduğunu söyledi. Konuşması salonda bol alkış toplayan İmamoğlu, "Avrupa değerlerine ve ailesine bağlılık Türkiye için bir dış politika meselesi değil, Türkiye'nin devlet ve toplum olarak bir hedefidir" görüşünü savundu.

AYBYK Türkiye raporu

Imamoğlu'nun katıldığı genel kurul oturumunda AYBYK'nın Türkiye raporu da tartışılıp onaylandı. AYBYK 31 Mart yerel seçimleri sonrası seçimleri kazanmış olmalarına rağmen bazı HDP'li belediye başkanlarının mazbatalarını alamamış olmaları ve Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul'da Büyükşehir Belediye seçimini tekrarlamasını Venedik Komisyonu gündemine taşımak amacıyla girişim başlatmayı kararlaştırdı. 

Türkiye'de 31 Mart yerel seçimlerini ve 23 Haziran'da İstanbul'da yenilenen seçimi "Türk hükümetinin daveti üzerine" yerinde gözlemleyen AYBYK, gözlem raporunu ve beraberindeki karar tasarılarını Çarşamba günü Strasbourg'da düzenlenen genel kurul oturumunda tartışıp oyladı.

"Türkiye'de yerel seçimler ve İstanbul'da yenilenen Belediye Başkanlığı seçimi" başlıklı rapor, AYBYK üyesi raportör Andrew Dawson tarafından kaleme alındı. Rapora ek karar tasarısı 13'e karşı 124 oyla kabul edildi. Ankara'dan beklenen reformların sıralandığı tavsiye kararı ise 7'ye karşı 127 oyla kabul gördü.

Kabul edilen karara göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini yenilemek için 6 Mayıs'ta YSK'nın aldığı karar ve ülkenin güneydoğusunda seçilen HDP adaylarına Belediye Başkanlığı görevinin verilmemesiyle ilgili olarak, bu kararların "anayasaya ve hukukun üstünlüğüne ilişkin genel ilkelere uygunluğu" hakkında Venedik Komisyonu'ndan olası bir hukuki görüş talebinde bulunma hedefiyle Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Bağımsız Uzmanlar Grubu'ndan bir üye analiz yapması için görevlendirilecek.

AYBYK, ayrıca oyladığı bir tavsiye kararında ise Ankara'dan, seçimlerle ilgili kanunları uyumlaştırmasını, demokratik seçimler için örgütlenme, ifade ve toplanma özgürlükleriyle ilgili aşırı kısıtlayıcı sınırlamaları ortadan kaldırmasını, sandık kurul başkan ve başkan vekilleri için aranan devlet memurluğu statüsünü ve kolluk kuvvetlerinin seçim bürolarında varlığıyla ilgili düzenlemeyi gözden geçirmesini, YSK'nın bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendirme ve kararlarını yargı denetimine açmasını, idari kaynakların seçim kampanyalarında kötüye kullanımının önlenmesini ve seçim kampanyası süresince medyada eşit ve adil rekabet için tarafsız ve etkili bir medya izleme sistemi kurmasını istiyor.

Kayhan Karaca / Strasbourg

 Deutsche Welle Türkçe