İmamoğlu’ndan ‘barış’ çağrısı: 'Şehirlerimizin öncelikli ihtiyacı, barış ve dayanışmadır'
'BİZİ KİBİRDEN UZAKLAŞTIRACAK ŞEY, İLKELERİMİZ VE İNANÇLARIMIZDIR'
İmamoğlu’ndan ‘barış’ çağrısı: 'Şehirlerimizin öncelikli ihtiyacı, barış ve dayanışmadır'
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İtalya’nın Floransa kentinde düzenlenen, “Akdeniz Şehirleri Belediye Başkanları Konferansı”nda konuştu. Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Bir milletin varlığı için zorunlu olmadıkça, savaş bir cinayettir” sözünü anımsatan İmamoğlu, “Bu gibi endişe verici zamanlarda şehirlerimizin öncelikli ihtiyacı, barış ve dayanışmadır. Akdeniz, bir barış ve özgürlük havzası olarak, tüm dünyaya örnek oluşturacak güçlü bir birlikteliğe imza atabilir. Atmalıdır” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İtalya’nın Floransa kentinde düzenlenen, ‘Akdeniz Şehirleri Belediye Başkanları Konferansı’nda konuştu.
Konferansa Floransa Belediye Başkanı Dario Nardella, Kudüs Belediye Başkanı Moshe Lion ve Atina Belediye Başkanı Kostas Bakoyannis de katıldı.
Perugia Başpiskoposu ve İtalyan Piskoposlar Konferansı Başkanı Kardinal Gualtiero Bassetti’nin de dinleyici olarak yer aldığı oturumda konuşmasına, “Sözlerime, 16 milyon İstanbullunun en sıcak duygularını ileterek başlamak istiyorum” diye başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:
'BİZİ KİBİRDEN UZAKLAŞTIRACAK ŞEY, İLKELERİMİZ VE İNANÇLARIMIZDIR'
Dünya tarihi, insanın ürettiklerinin ve yok ettiklerinin tarihi. Yani iyiliğin ve kötülüğün tarihi. Bu tarih içerisinde Akdeniz havzasının çok özel bir yeri var. İnsanlığı, içindeki iyiliği keşfedip, kötülükle mücadeleye çağıran büyük din ve inanç sistemlerinin hemen hepsi bu coğrafyada şekillendi. Eğer insan kibre kapılırsa, kötülüğün kapısını da aralamış olur. Bizi kibirden uzaklaştırıp, doğru yolda tutacak şey, ilkelerimiz ve inançlarımızdır.
'İYİLİĞİN GÜCÜNE OLAN GÜVENİMİZİ YİTİRİRSEK, İNSANLIĞIMIZI YİTİRİRİZ'
Hangi dine mensup olursak olalım, hangi inanç sistemiyle kendimizi terbiye edersek edelim, iyiliğin gücüne olan güvenimizi yitirirsek, insanlığımızı yitiririz. Yerel yöneticiler olarak hepimiz kendi ülkelerimizde, farklı inanç sistemlerinden, farklı kültürlerden geliyoruz. Ancak aynı şeyin özlemi içindeyiz. Daha iyi bir dünya yaratmak. Daha özgür ve mutlu şehirler yaratmak. Şehirlerimizde yaşayan insanların hayat kalitesini yükseltmek.
'ŞEHİRLERİMİZİN ÖNCELİKLİ İHTİYACI BARIŞ VE DAYANIŞMADIR'
Yerel liderler olarak, hepimizin önemli birer misyonu var. Evet, bizden istenen şehirlerimize hayatı kolaylaştıracak hizmetler götürmek, ulaşım ve dijital dönüşüm gibi konulara eğilmektir. Ama aynı zamanda bizden istenen, nefretin, ayrımcılığın, şiddetin karşısında olmak, daha yeşil, daha adil, daha vicdanlı bir dünya için çabalamak. Bunu da ancak adaletle başarabiliriz. Avrupa’nın savaş kabusunu ve acılarını yeniden hissettiği bugünlerde, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Bir milletin varlığı için zorunlu olmadıkça, savaş bir cinayettir’ sözünü rehber kabul etmeliyiz. Zira, bu gibi endişe verici zamanlarda şehirlerimizin öncelikli ihtiyacı barış ve dayanışmadır. Akdeniz, bir barış ve özgürlük havzası olarak, tüm dünyaya örnek oluşturacak güçlü bir birlikteliğe imza atabilir. Atmalıdır.
'HOŞGÖRÜ VE CESARETLE YÜRÜMEYİ VE KALICI İŞBİRLİKLERİ KURMAYI DİLİYORUM'
Bugün Akdeniz’i, dört bir yanında barışın, işbirliğinin, demokrasi ve diyaloğun, erdem ve uzlaşmanın, evrensel hukuk ve adaletin hakim olduğu, büyük bir ‘medeniyetler medeniyeti’ olarak yeniden kurgulamak, hepimiz için en önemli ihtiyaç. Akdeniz’i Akdeniz yapan çok kültürlü şehirleridir. Önümüzdeki süreçte de bu uygarlığın nasıl bir yol izleyeceğini, her şeyden çok Akdeniz şehirlerinin diyalog ve dayanışması belirleyecektir. Bu yolda hiçbir önyargının etkisi altında kalmadan, birbirimizi tanımaya ve anlamaya çalışarak, hoşgörü ve cesaretle yürümeyi ve kalıcı işbirlikleri kurmayı diliyorum.
CUMHURİYET