İngiltere'de sinirler iyice gerildi, korku ile kaygı birbirine girdi

Şimdiye kadar bu durumdan pek korkmamışken, ilk defa tedirgin olmaya başladım

İngiltere'de sinirler iyice gerildi, korku ile kaygı birbirine girdi


İngiltere'de sinirler iyice gerildi, korku ile kaygı birbirine girdi

Şimdiye kadar bu durumdan pek korkmamışken, ilk defa tedirgin olmaya başladım

Londra

Geçtiğimiz hafta Boris Hükümeti pandemi sürecinin yeni fazını duyurdu.

Bütün İngilizler gibi ben de ekranın karşısına geçtim. Açıklama çok kısa sürdü. Kendi kendime "ne oldu yani" derken kız kardeşim arayıp ne anladığımı sordu. Yapılan açıklama yeteri kadar net değildi. İkimiz de net değildik, tıpkı İngilizlerin çoğu gibi.

 

Stay at home, stay alert!

Karantina döneminin en önemli ve belirleyici süreci olan "Stay at Home", "Stay Alert" oluvermiş.

Daha önce bütün uyarılar "evde kal" iken şu anda "dikkatli ol" çağrısı yapılıyor.

Tamam da nasıl?

Pek çok eski kural esnetilmiş ve bilinçli bir şekilde insanların inisiyatifine bırakılmıştı.

"İşe gitmen gerekiyorsa git ama evden işini yapabiliyorsan evden yapmaya devam et" denildi.

Tabii ki bu karar iş çevrelerinin çoğunluğunu hemen harekete geçirdi ve insanlar ofislerini ve işyerlerini açmak için hiç tereddüt etmeden kendilerini sokaklara attılar.

Çarşamba gününden itibaren açılan toplu taşıma araçları gün itibarıyla doldu taştı.

Yaşanan yoğunluk, güvenlik mesafesini maalesef lüks hale getirdi. Toplu taşım araçları belli ki bir planla açılmamıştı. Oysa marketlerin koyduğu mesafe kuralları metro ve otobüslere de taşınabilirdi. Kontrol altına alınmaya çalışılan bu pandemi şimdi bu yeni kararlarla daha da hızla yayılabilecek bir hal aldı. Doğrusunu isterseniz şimdiye kadar bu durumdan pek korkmamışken, ilk defa tedirgin olmaya başladım.

O kadar emek boşa çıkabilir. Oysa tıp otoriteleri her gün bu pandeminin devam edeceğini ve gelecek yeni dalgaların daha kuvvetli olma ihtimalinden bahsediyorlar. Londra için yapılan açıklamada Covid'li hasta sayısı günlük 24'e kadar inmişken yeni bir dalga hepimizi moral olarak yıkar.

Eskiden günde bir defa dışarı çıkıp yürüyüş ve alışveriş yapıp dönebiliyorduk. Şimdi limit yok, golf kulüpleri ve tenis kortları açıldı bile. İngilizler bahçe işlerini çok severler. Küçücük evlerde bile saksıda bir çiçek ya da mutlak vazoda bir çiçek olur. Haliyle ilk açılan işyerlerinin başında bahçe bitkileri ve aletleri satan dükkanlar oldu.

Artık aynı evde yaşamayan arkadaşlarımızla da görüşmek mümkün. Kendi güvenlik önlemimizi aldığımız sürece birbirimize gidip gelmeye başladık.

Küçük mağazalar 1 Haziran gibi açılabilecek. Restoranlar Temmuz'a kadar bekleyecekler.

Ana okulları açılacak, hocaların bazıları velilere öğrencileri okula göndermeyin diye yalvarıyorlar. Küçük çocukların kendilerini koruması daha da zor tabi. Hangi mantıkla aldılar bu kararı doğrusu hiç anlayamadım.

Yeni dönem kararları sadece muhalefet partisi başkanı Keir Starmer değil, tüm medyanın ağır eleştirisini aldı.

Özellikle ITV sabah haberlerinin yapımcı ve sunucusu Piers Morgan yaylım ateşinde. Yapılan açıklamaların insanları dışarıya döktüğünü ve de virüsün tekrar yayılacağını kararın çok erken alındığını meydan okuyarak duyuruyor.

NHS'in üstünde bu kadar baskı varken, yeni bir dalgayı kaldırabilirler mi bilmem, umarım ben de kendimi koruyup bu dönemi kaza kurbanı olmadan kurtarabilirim.

Hükümet bir süredir artan eleştirileri azaltabilmek için olsa gerek, ülkeler arası karşılaştırmalı Covid raporunu paylaşılmamaya başlandı.

İngiltere ekonomiyi ayakta tutabilmeyi ve bu krizden en az zararla çıkabilmeyi istiyor. Bazı kararları insan hayatına rağmen alıyor gibi görünseler de Ekim sonuna kadar açıkladıkları ekonomik paketler insanlara ve sisteme nefes aldırıyor. Maliye Bakanı Rushi Sunak'a göre 7 milyon kişi, ki bu rakam toplam İngiliz iş gücünün yüzde 23'üne geliyor, ekim ayı sonuna kadar devlet güvencesinde olacak.

Politikacıların işi bu günlerde daha da zor.

Öte yandan İskoçya başbakanı Nicola Sturgeon 'lockdown', yani karantinayı kaldırmayı erken bulduğunu açıkladı. İngiltere'den gelecek olanlara da karantina uygulayacaklarını söylediler.

Emlak ofisleri açıklamaya başlandı

450 bine yakın bitirilememiş kontratın yeniden düzenleneceği düşünülüyor. İşini kaybeden insanların yeni mekanlara taşınacakları, piyasada kiralama trafiğinin artacağı ve emlak fiyatlarının ve kiraların düşeceği bekleniyor. Londra'da çocuk okutanlar için yada yatırım yapmak isteyenler için bu dönem çekici olabilir.

Beni tanıyanlar bilir evlere ne kadar düşkün olduğumu. Tatilde bile emlakçı vitrinlerinde kedinin ciğere baktığı gibi evlere bakarım.

Dolayısıyla bu haberi de kaçırmayacağım pek bir normal.

Joanne'yi niye kıskandım?

Joanne Lewis'i hiç tanımasam da çok kıskandığımı itiraf etmeliyim. Bu nasıl bir yetenek ki bu kadar çirkin bir evi hem bu kadar estetik hem de fonksiyonel hala dönüştürebiliyor.

Bence insanın başına gelebilecek en iyi şey hayal kurma kabiliyeti. Yoksa şu çirkin evi bu hale  insan nasıl getirebilir?

Bir odalı ev yeni haliyle 4 odalı, iki banyolu bir saraya dönüşmüş adeta. Hatta iki tane de deniz manzaralı balkon eklenmiş.

Joanne öncesi ve sonrasından fotoğraflar çekip evin fotoğraflarını Twitter ve Instagram'dan paylaşınca trending topic olup İngiliz basınının da ilgisini çekmeyi başarmış. Ben de kendisini bu sayede tanımış oldum..

Zuhal'den öneriler

Korona'lı günlerde ayakkabı çıkarmayı sevmiyorsanız bu ayakkabı galoşları çok pratik hem de çevreci.

Ben Amazon'da buldum ama siz diktirebilirsiniz de.

Adele karantina döneminde çok kilo verip spor yapmış. Ben her halini çok beğeniyorum. 32. yaşını kutladığı şu günler için en sevdiğim parçasını bir daha dinlemek isteyenlere linkini bırakıyorum.

Okullar çocuklarımızın yaratıcılığını öldürüyor mu? Ken Robinson'un bu Ted Talks videosu eğitim sistemini yaratıcılığı besleyerek nasıl dönüştürebileceğimizi anlatıyor.

Bu hafta akıl sağlığı farkındalığı haftası. Kutlama teması ise kindness yani iyilik, nezaket, şefkat olarak çevrilebilir dilimize.

Bu duyguların yapılan araştırmalara göre akıl sağlığımızla direk ilgisi var. Hadi bu haftayı ruh sağlığımız için iyilik, kibarlık ve şefkatimizi arttırarak geçirelim.

Üstelik Ramazan Bayramı da çok yakın.

Kalın sağlıcakla.