İngiltere'nin koronavirüs politikası gazetelerin başyazılarında: 'Bu bir kumar'
Financial Times gazetesi "Britanya'nın virüse karşı stratejisi bir kumar" başlığını kullandı.
İngiltere'de yayılmaya devam eden koronavirüs ve hükümetin salgına dair politikası, İngiliz gazetelerinin başyazılarında yer aldı.
Financial Times gazetesi "Britanya'nın virüse karşı stratejisi bir kumar" başlığını kullandı.
İrlanda'nın okullarını, Danimarka'nın sınırını kapattığını ve Fransa'nın da toplu etkinlikleri yasakladığını hatırlatan FT, İngiltere'nin buna benzer hiçbir önlem almadığına dikkat çekti.
FT, Başbakan Boris Johnson ve hükümetinin Brexit konusunda uzman görüşlerini hor görürken koronavirüs konusunda "bilim tarafından yönlendirilen" bir politika izlediklerini açıkladığını yazdı ve ekledi:
"Fakat bu strateji büyük bir kumar."
İngiltere'de koronavirüsün zaman içinde nüfusun büyük kısmına bulaşması, böylece halkın "sürü bağışıklığı" geliştirmesi planlanıyor.
Hükümet, böylece halkın her yıl mutasyona uğrayarak grip gibi tekrar hasta etme ihtimali bulunan bu virüse bağışıklık geliştirmesini umuyor.
İngiliz hükümetine göre virüsün yayılmasını engelleyen ülkelerde halk böylesi bir bağışıklığa sahip olmayacak.
Hükümetin İngiltere'de odaklandığı nokta, virüsün tüm halka bir anda değil yavaşça bulaşması, böylece sağlık hizmetlerinde bir anda yüklenme yaşanmaması.
'Karantinaya kıyasla daha fazla ölüme yol açacağı kesin'
Fakat FT, alınan önlemlerin bulaşma hızını yavaşlatacağının kesin olmadığını, İngiltere'nin koronavirüs politikasının sıkı karantina önlemlerine kıyasla daha fazla ölüme yol açacağının kesin olduğunu yazdı.
Hükümetin açıkladığı "makul en kötü senaryoya" göre 66 milyonluk İngiltere nüfusunun yüzde 80'i virüs kapacak ve öldürücülük oranı yüzde 1 bile olsa 500 binden fazla insan ölecek. Bu İngiltere'de bir yılda ölen kişi sayısına denk.
FT, koronavirüsle ilgili çok az şey bilindiği için hükümetin planının başarıya ulaşıp ulaşmayacağını bilmenin mümkün olmadığını belirtiyor.
Gazeteye göre bilinmeyen bir şey de bir kere Covid-19 hastalığına yakalandıktan sonra insanların ne kadar süre boyunca koronavirüse bağışıklık göstereceği.
Guardian gazetesi de başyazısında İngiltere'de toplumsal yaşamın durma noktasına doğru yavaşlamakta olduğunu yazdı.
Mayıs'ta gerçekleşmesi gereken yerel seçimlerin bir yıl sonraya ertelenmesinin bu etkilerden biri olduğunu belirten Guardian, ülkedeki huzurevlerinin kapılarını ziyaretçilere kapamaya başladığını, henüz kapanmamış olanlarda da içerdekilerin akrabalarının virüs bulaştırma riskine rağmen ziyaret etmek veya uzunca bir süre görememe riskine rağmen ziyaret etmemek ikileminde bırakıldığını aktardı.
'Hükümet salgının en kötü noktasının 10-14 hafta sonra geleceğini düşünüyor'
İngiliz hükümetinin toplu etkinlikleri iptal etmeme kararına rağmen Premier Lig'in maçları iptal ettiğini, devlet dışı aktörler ve bireylerin önlem alma konusunda hükümetin ilerisinde olduğunu vurgulayan Guardian, hükümetin şimdiye kadarki önlemlerinin minimalist olduğu yönünde bir çekince bulunduğunu yazdı.
Gazeteye göre okulları açık bırakma kararın arkasındaki nedenlerden biri de kilit öneme sahip sağlık işçilerinin evde çocuklarına bakmak yerine işlerine devam edebilmesini sağlamak.
Guardian başyazısına şöyle devam etti:
"Hükümet, koronavirüsü durdurmak için atılacak sert adımların, bu önlemler hafifletildikten sonra aynı sorunların oluşmasına yol açacağını düşünüyor. Bu yüzden ülke için en az zarar verici sonucun yönetilen ve yavaşça büyüyen bir salgın olduğunu düşünüyorlar.
"Hükümet İngiltere'de salgının en kötü noktasının 10-14 hafta sonra gerçekleşeceğini düşünüyor."
Times gazetesinin başyazısında da koronavirüs salgını vardı.
Times: Salgının modern dünyada eşi benzeri yok
Salgının modern dünyada eşi benzeri olmadığını vurgulayan Times, "Salgın 118 ülkede 4 bin can aldı. Bu sayının artacağı kesin" ifadelerini kullandı.
Times'e göre böylesi bir küresel krize verilmesi gereken yanıt da küresel bir yanıt olmalı. Gazete bu nedenle ülkelerin krize karşı işbirliği yapmasının daha verimli olacağını yazdı.
Times, Çin'in virüsün genetik kodunu diğer ülkelerle paylaşmasını buna örnek olarak gösterdi ve ekledi:
"G-7 ülkelerinin maliye bakanları ve merkez bankaları 2008 krizinde olduğu gibi iletişim içinde kaldı ve piyasaların paniğine karşı koordinasyon içinde yanıt verdi.
"Dünya Sağlık Örgütü de tıbbi mücadeleyi koordine etti, yardıma ihtiyacı olan ülkelerin plan yapmasına ve malzeme teminine katkıda bulundu."
Öte yandan ABD Başkanı Trump'ın bilimsel bir temeli olmadan Avrupa ülkeleriyle uçuşları sonlandırmasını, Almanya'nın tıbbi malzeme ihracını sınırlandırmasını bunun tersi yönünde adımlar olarak gösteren Times, Almanya'nın bu adımının ortak pazar prensibini de ihlal ettiğini ve AB içi uyumu tehlikeye attığını yazdı.
Times İngiltere hükümetinin "virüsü toplumun yüzde 60'ına yayma" planının diğer ülkelerin uygulamalıyla çeliştiğini ve bunun İngiltere'nin dünyanın geri kalanıyla ilişkisini etkileyebileceğini vurguladı.
'Esas risk küreselleşmenin ölüm çanının çalınması'
Yazı şöyle sonlandı:
"Burada esas risk, bu krizin küreselleşmenin ölüm çanını çalması, her ülke kapılarını kapatırken yalnızca küresel tedarik zincirlerinin değil aynı zamanda küresel işbirliğinin de sonunu getirmesi. Bu krizi yalnızca derinleştirir.
"Tarih, uluslararası krizlerde komşuyu zarar sokma politikalarının vahim sonuçlarıyla dolu. Küresel liderler çok geç olmadan bir araya gelmeli ve ortak bir politika üzerinde uzlaşmalı."
EURO NEWS