İran'ın olası intikam senaryoları
ABD-İran çatışması gizemli olmaktan çıkarak açık ve doğrudan bir hale geldi
İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin ABD'nin operasyonunda öldürülmesi sonrası ABD-İran çatışması gizemli olmaktan çıkarak açık ve doğrudan bir hale geldi
Donald Trump yönetiminin Irak'taki ABD tesisine yönelik gerçekleştirilen saldırının ardından attığı ilk adım, bölgedeki ABD çıkarlarına yönelik her türlü saldırıdan İran’ın ve ajanlarının sorumlu tutulduğu mesajını taşıyor. ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in perşembe günkü açıklamasında Washington'un İran'a karşı önleyici eyleme geçme niyetinde olduğunu ifade etmesi de bu sürecin ikinci adımını temsil ediyordu. Saatler sonra Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani öldürüldü.
ABD-İran çatışması gizemli olmaktan çıkarak açık ve doğrudan bir hale geldi. Washington, Tahran'a güçlü bir mesaj göndererek ABD'li yetkililerin hedef alınması halinde buna verilecek yanıtın çok güçlü olacağını iletti.
Tüm bu olanlardan akıllara şu sorular geliyor;
İran, Afganistan'dan Lübnan'a kadar Ortadoğu’daki genişlemesinin mühendisi olan Süleymani’nin öldürülmesine nasıl tepki verecek? İran’ın intikamı doğrudan mı olacak yoksa ajanları vasıtasıyla mı? Olası senaryolar neler?
İran
Öncelikle Tahran, karadan karaya füzelerle veya uçaklarıyla ABD’nin çıkarlarını ve üslerini hedef alarak gerilimi daha da artırabilir. Nitekim Devrim Muhafızları, Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ’ı üç kez balistik füzelerle hedef almıştı. Bu saldırılardan sonuncusu 2018 yılının Ekim ayında gerçekleşti.
Irak
Irak rejiminin 2003’te devrilmesinin ardından ABD kuvvetleri ile başta Haşdi Şabi olmak üzere İran'ın desteklediği örgütler arasındaki durum bir arada yaşamaya doğru evrildi. ABD’nin üsleri ve çıkarları, Tahran'ın desteklediği gruplar tarafından gerçekleştirilen saldırılarla 11 kez hedef alındı. Ancak geçtiğimiz ayın 29'unda yapılan saldırı, bir ABD’linin öldürülmesi ve yaralanmalar neden olması nedeniyle farklıydı.
Süleymani suikastı Bağdat’ta gerçekleştirildi. Tahran'ın Irak'ta derin bir etkiye sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda İran’ın alacağı intikamın bu ülkenin sahnesinde gerçekleşmesi olası görünüyor. Bunun tezahürlerinden biri, askeri ilişkilerle başta olmak üzere ABD ile ilgili güvenlik anlaşmasını bir kez daha değerlendirmek üzere gösterilen çabaların güçlendirilmesi olacak. Iraklı ve Avrupalı yetkililer ile birlikte Çin ve uluslararası örgütler herkesin kendine hâkim olması çağrısında bulunurken, ABD ise vatandaşlarını Irak'tan derhal ayrılmaya çağırdı.
Suriye
ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz ay 500 ABD askerini Fırat Nehri'nin doğusunda, Irak sınırına yakın bir bölgede tutmaya karar verdi. Ayrıca Suriye-Irak-Ürdün sınırında, Tanf Üssü’ndeki varlığını da devam ettirdi. Bu durumun asıl nedeninin İran, Irak, Suriye ve Lübnan arasındaki karayolunu kesmek olduğuna dair yaygın bir inanç var. Buna paralel olarak İran, sınırdaki Ebu Kemal’de varlığını güçlendirdi ve alternatif bir kara yolu aramak için askeri üsler kurdu. ABD güçlerinin İran’ın desteğini alan örgütlerin yakınında olması onları hedef haline getiriyor. Nitekim İsrail, Ebu Kemal yakınlarındaki bu kampları defalarca bombaladı.
İkinci ihtimal, Tahran'a bağlı örgütlerin kasım ayında olduğu gibi Golan'dan saldırılar düzenlemesidir. Ancak bu, Rus askeri varlığı, Moskova ile Tel Aviv arasındaki koordinasyon ve İsrail'in kasım ayında olduğu gibi karşılık verme ihtimali dolayısıyla dengeleniyor. İsrail ordusu dün Suriye ve Lübnan'daki İran destekli grupların saldırı düzenleyebilecekleri beklentisiyle Golan'daki bir kayak merkezini kapattı.
https://www.independentturkish.com/