İranlı gazeteci Muhammed Mosaed: Güvenli bir ülkeye yerleşmek istiyorum

"İran'da kalabilmek için elimden geleni yaptım"

İranlı gazeteci Muhammed Mosaed: Güvenli bir ülkeye yerleşmek istiyorum


İranlı gazeteci Muhammed Mosaed: Güvenli bir ülkeye yerleşmek istiyorum

DW İfade Özgürlüğü ödülü sahibi İranlı gazeteci Mosaed, Türkiye'den sınırdışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya olmadığını, ancak güvende hissedeceği üçüncü bir ülkeye gidebilmenin yollarını aradığını belirtiyor.

"İran, doğal kaynaklar açısından zengin bir ülke. Şu soru peşimi bırakmadı: Bu kadar zengin bir ülkenin halkı nasıl bu kadar yoksul olabilir? Sebebi, yolsuzluktu."

DW İfade Özgürlüğü Ödülü sahibi İranlı gazeteci Muhammed Mosaed'in yolsuzluk davalarının peşine düşmesi, işte bu soruyla başladı. Yaşadıklarını DW Türkçe'ye anlatan Mosaed, bu sorunun peşinden sürüklenerek yaptığı araştırmalar nedeniyle Türkiye'ye kaçmak zorunda kaldı.

30 yaşındaki Muhammed Mosaed, bilinçli bir tercih sonucu değil, tesadüf sonucu gazeteci olmuş biri. Kendisini bildi bileli yazmayı çok sevdiğini anlatıyor. İlk haberi, 17 yaşındayken yayımlandı. Yıllar içinde hevesle başladığı mesleği profesyonel olarak sürdürme şansı elde etti. İran'daki Hamshahri ve Shargh gazetelerinde ekonomi muhabiri olarak haberler yaptı. Devlet kurumlarının, bankaların, petrol şirketlerinin karıştığı yolsuzlukları araştırdı. Haber kaynağı kimi zaman bir şirket çalışanı kimi zaman sıradan bir vatandaştı. Bir süre sonra haberler ayağına gelmeye başladı çünkü insanlar kendiliğinden Mosaed'e ulaşarak yaşadıklarını anlatmak istiyordu. Ancak İran gibi bir ülkede haber kaynaklarını korumak hiç kolay değildi. Yine de onları tehlikeye atmamak için çok çabaladı ve başardı.

"İran'da kalabilmek için elimden geleni yaptım"

Mosaed, gazetecilik faaliyetlerini kişisel sosyal medya platformları ile Telegram'da açtığı kanaldan da sürdürüyordu. İşçi protestolarını takip ediyor, ülkedeki internet yasağını sert bir şekilde eleştiriyordu. 2017 yılının Kasım ayında İran'daki eylemler sırasında gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklandı. İran'da gözaltı sürecinin çoğunlukla kötü muamele ve işkence görmekle denk olduğunu, bir seferinde gözleri bağlı halde sorgulandığını aktarıyor.

Mosaed yaşadıklarını "Gözaltı bu şekilde günlerce sürebilir. Günlerce tecritte kalabilirsiniz. Günlerce güneşi göremeyebilir, temiz havadan mahrum bırakılabilirsiniz. Ya da gardiyanlar sırf şakalaşmak için size fiziksel şiddet uygulayabilir. Rutin uygulamalar bunlar" sözleriyle anlatıyor.

Bir de meselenin psikolojik boyutu var. O da, gazetecileri gözaltında aileleri ya da sevdikleriyle tehdit etmek… Mosaed, İran'da işkence ve kötü muameleye maruz kalmış bir gazeteci.

Türkiye'ye nasıl geldiğini sorduğumuzda, bu kararı almasının kolay olmadığını belirttikten sonra, "İran'da kalabilmek için elimden geleni yaptım" diye anlatmaya başlıyor. Mahkemede savunmasını en iyi şekilde yaptığını, iki insan hakları avukatının davasını üstlendiğini, fakat hiçbirinin işe yaramadığını söylüyor:

"Çünkü mahkeme, kararını çoktan vermişti. Kararı temyiz ettim, o da sonuç vermedi. Bir noktada işin ciddiyetini anladım. Cezaevine girdiğim an yedi sene gazetecilik yapamayacaktım. Bu da mesleğimin sonu olacaktı."

Türkiye'ye yürüyerek geldi

Mosaed geçen yıl Ağustos ayında "ulusal güvenliğe karşı işbirliği yapmak" ve "rejim karşıtı propaganda" suçlamalarıyla 4 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hapis cezasından fazlasıyla karşı karşıya kaldı. Herhangi bir teknolojik alet kullanmaktan ve iki sene gazetecilik yapmaktan da men edildi. "Gazeteciler İran'da genellikle bu tür cezalarla karşı karşıya kalıyor" diyor. Mosaed, maruz kaldığı cezaların ardından, hapis cezasının infazından hemen önce Türkiye'ye geldi. Hem de yürüyerek…

Muhammed Mosaed, İran'da aldığı ödüllerin yanı sıra, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü ile DW İfade ÖzgürlüğüÖdülü'nün de sahibi. Layık görüldüğü uluslararası ödüllerin ardından yurtdışı çıkış yasağı verildi. Dolayısıyla yasal yollardan ülkeyi terk etmesinin imkanı yoktu. Mosaed'in anlattıklarına göre, küçük bir çanta hazırladı, yanına biraz para aldı. Cep telefonuyla beraber haberlerine konu olan belgeleri ise evde bıraktı ve yollara düştü. Bu yol, zorlu bir yoldu. Türkiye sınırına vardıktan sonrası ise daha zordu. Dağları tepeleri yürüyerek aştı. Birkaç kez yolunu kaybetti. Buz gibi havada saatlerce yürümek zorunda kaldı. Nihayet Türkiye'ye vardığında fiziksel olarak tükenmiş haldeydi. Türkiye'deki yetkililerden yardım istedi ve böylece kolluk kuvvetleri eşliğinde hastaneye götürüldü.

İran istihbaratından duyulan korku

Türkiye, ülkeye yasadışı yollardan giriş yaptığı gerekçesiyle Muhammed Mosaed'i sınırdışı etmek istedi. Mosaed derdini anlatmaya çalışsa da yetkililer ne Farsça ne de İngilizce biliyordu. Nihayet, evi terk ettikten sonra edindiği cep telefonunda kalan son şarj yüzdesi ile bir arkadaşını aradı, durumu anlattı. Gazetecilik örgütleri devreye girdi ve Mosaed için Türk makamları tarafından "ülkeye yasadışı giriş"ten açılan kayıt, "uluslararası koruma"ya dönüştü. On gün Covid-19 karantinasında kaldıktan sonra Türkiye'nin küçük bir şehrinde bir eve yerleşti.

Avukatı, evden çıkmamasını ve kamusal alanda gözükmemesini tavsiye ediyor. Dışarıdan edinmesi gereken temel ihtiyaçları için şu an evdeki arkadaşı yardım ediyor. Ancak ömrünün böyle geçemeyeceğinin farkında. Bu nedenle can güvenliğinden endişe duymayacağı üçüncü bir ülkeye gitmenin yollarını arıyor.

Türkiye'nin, İranlı gazeteciler için güvenli bir ülke olmadığının farkında olan Mosaed, geçmişte Türkiye'den kaçırılarak İran'a gönderilen gazeteciler olduğunu biliyor. Mosaed'e, İran istihbaratından korkup korkmadığını sorduğumuzda, sakinlikle cevap veriyor: "Evet, korkuyorum."

Burcu Karakaş

 Deutsche Welle Türkçe