İsmail Haniye Suikastı Türkiye'de Olsaydı!

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Türkiye Ziyareti ve Güvenlik Endişeleri

İsmail Haniye Suikastı Türkiye'de Olsaydı!


YUSUF İNAN YAZDI...

İsmail Haniye Suikastı Türkiye'de Olsaydı!

Son dönemde dünya siyaseti ve stratejik gelişmeler adeta baş döndürüyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Amerikan Kongresi'nde tepki çeken konuşmalar yaparken, Türkiye'de ise farklı bir tartışma yaşanıyor. AK Parti'nin önemli isimlerinden, Gelecek Partisi Genel Başkanı  Ahmet Davutoğlu, İsmail Haniye'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne hitap etmesi gerektiğini öne sürüyor ve bu düşüncesini hararetle savunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, Davutoğlu'na yanıt olarak Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Türkiye'ye davet ettiklerini fakat Abbas'ın gelmeyi reddettiğini belirtiyor.

İsmail Haniye’ye Suikast ve İran’ın Zor Durumu

İran Cumhurbaşkanı Pezekişyan’ın yemin törenine katılmak için İran'a gelen Hamas lideri İsmail Haniye, kendisine tahsis edilen konuta güdümlü füze ile yapılan nokta atışı bir suikastla şehit edildi. Bu gelişme, hem İran’ı hem de uluslararası toplumu derinden sarstı. İran'da düzenlenen cenaze töreninde Amerika ve İsrail suçlanırken, suikastin İran’da gerçekleşmiş olması unutturulmak istendi.

İran, kendi topraklarında bir üst düzey misafiri koruyamayarak bu vahim duruma sebep oldu. Üstelik bu olay, Pezekişyan’ın yemin töreni öncesinde, ülkenin en önemli anlarından birinde yaşandı. Bu tablo karşısında İran, İslam dünyasından özür dilemek yerine, sessiz kalmayı tercih etti. İsrail ve Amerika’yı suçlamak elbette kolaydı, fakat asıl soru İsmail Haniye’nin konum bilgilerini İsrail’e kimin sızdırdığıydı. Bu sorunun cevabı belki de hiçbir zaman bulunamayacak.

İsmail Haniye’nin İran’da şehit edilmesi, İslam dünyasında derin bir anlam taşıyor. Ne yazık ki bu durumun kimse tarafından ciddi bir şekilde gündeme getirilmediği görülüyor.

Türkiye’de Olsaydı Ne Olurdu?

Ahmet Davutoğlu’nun önerisi kabul edilip İsmail Haniye Türkiye'ye gelseydi ve suikast Türkiye'de gerçekleştirilseydi, ne olurdu? Türkiye böyle bir durumda nasıl bir tepkiyle karşı karşıya kalırdı? İslam dünyası ve İran’ın tepkileri nasıl şekillenir, Türkiye’nin uluslararası imajı nasıl etkilenirdi?

Eğer böyle bir suikast Türkiye’de yaşansaydı, Türkiye’nin İslam dünyasındaki rol model olma potansiyeli ciddi şekilde zedelenebilirdi.  İsmail Haniye, Davutoğlu'nun teklifini kabul etmeyerek İran'a gitmekle, belki de Türkiye’yi büyük bir tuzaktan, kumpastan kurtarmış oldu.

Davutoğlu’nun Rolü ve Sorumluluğu

Peki, Ahmet Davutoğlu bu teklifi kendi inisiyatifiyle mi yaptı yoksa arka planda başka etkenler mi vardı? Davutoğlu’nun bu konuda bir açıklama yapması gerekiyor. Bu sorular, ilerleyen süreçte daha da önem kazanacaktır. Davutoğlu bu konuda konuşmak istemeyebilir fakat tarih bu soruları mutlaka gündeme taşıyacak ve cevaplarını arayacaktır. Çünkü Türkiye, büyük bir kumpasın eşiğinden döndü.

Eğer böyle bir suikast Türkiye'de gerçekleşseydi, İslam dünyası ve diğer kıskanç devletler Türkiye'yi suçlayabilir, hatta Türkiye’yi İsrail ve Amerika’ya bilgi sızdırmakla bile itham edebilirlerdi. Bu da Türkiye’nin bölgesel liderlik rolünü tartışmaya açabilir, ülkemizi, Türk ve İslam dünyasından koparmak isteyenler için büyük fırsat olabilirdi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Türkiye Ziyareti ve Güvenlik Endişeleri

14 Ağustos'ta Türkiye'ye gelmesi planlanan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın da benzer bir suikast riskiyle karşı karşıya kalabileceği endişesini taşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu ihtimali dikkate alarak gerekli güvenlik önlemlerini titizlikle gözden geçirmeli ve bu tür olası tuzakları bertaraf etmelidir. Şu anda çok dikkatli ve üzerinde düşünülmesi gereken bir süreç içerisindeyiz.

İran ve Türkiye Arasındaki İlişkiler

İran’ın geçmişteki olaylar zinciri ve şu anki liderlik değişimi, Türkiye ile daha yakın ilişkiler kuracağı beklentisini doğurmuştu. Ancak Pezekişyan’ın başkanlık koltuğuna oturacağı ilk günde yaşanan bu olaylar, İran’ın Türkiye’ye yönelik politikalarının ne kadar belirsiz olduğunu da gözler önüne serdi.

Sonuç: Türkiye’nin Kaderi ve Geleceği

Bu olaylar silsilesi, Allah’ın Türkiye'yi ve Türk milletini koruduğunu bir kez daha gösteriyor. Her ne olursa olsun, bu tür riskler karşısında Türkiye’nin dikkatli olması ve stratejik hamlelerini doğru bir şekilde planlaması büyük önem taşıyor.

Her şeye rağmen, Allah Türk milletini seviyor ve koruyor. Ancak bizim de ülkemizi ve Türk Milleti'ni koruyacak adımları atmaktan geri durmamamız gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, Türkiye’nin kaderi, atacağı isabetli adımlara bağlıdır.

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016

E-Mail[email protected]