"İsrail-Türkiye İlişkileri Düzelme Yolunda"
Türkiye'den Ermenistan'ın İHA ve SİHA İddiasına Yalanlama
"İsrail-Türkiye İlişkileri Düzelme Yolunda"
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Mesut Hakkı Çaşın, İsrail’in bir adım atması halinde Türkiye’nin iki adım atabileceğini dile getiriyor.
Çaşın, bir olumlu tavır olması halinde Türkiye’nin Mart ayı itibariyle İsrail’e büyükelçi atamasının da mümkün olabileceğini söylüyor. Çaşın, Mavi Marmara olayının ardından Türkiye ve İsrail arasında bir başka kazanın daha yaşanmasının istenmediğini iki ülkenin arasındaki ilişkilerin ve güvenliğin son derece önemli olduğunu belirtiyor.
Mavi Marmara, Gazze’ye 2010 yılında yardım götüren konvoydaki en büyük gemiydi. Gazze’ye yönelik ambargoyu kırmayı amaçlayan gemi yoldayken İsrail güçleri, gemiye baskın yapmış ve olayda 9 Türk vatandaşı hayatını kaybetmişti.
Bu olaydan sonra Türkiye ve İsrail arasındaki ilişki tam olarak hiç düzelemedi. ABD ve çevre ülkelerin girişimleri de tam anlamıyla sonuç vermedi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve İsrail güvenlik güçlerinin, Filistinli protestoculara yönelik müdahalesi sonrası Türkiye ve İsrail, karşılıklı olarak büyükelçilerini geri çektiler.
Mesut Hakkı Caşın, ABD’de Joe Biden’ın göreve gelmesiyle birlikte yeni bir perspektif söz konusu olacağını ve çok sayıda şeyin değişeceğini söylüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her ne kadar Donald Trump’la iyi bir ilişki tesis etmiş olsa da Biden’ın göreve gelmesiyle birlikte Ankara’nın işinin daha zor olacağı tahmin ediliyor.
Türk-İsrail ilişkileri konusundaki uzmanlardan biri olan Selin Nasi de en azından kısa vadede, Biden yönetiminin demokrasi ve insan hakları konusundaki hassasiyeti nedeniyle Türkiye-ABD ilişkilerinin daha zorlu bir döneme gireceğini söylüyor.
Nasi, ABD Kongresi’ndeki Türkiye aleyhtarı kesime karşı Türkiye’nin, İsrail’le ilişkileri normalleştirmesinin, Washington’la arasını düzeltmeye yardımcı olmasını umabileceğini ifade ediyor.
Türkiye ve İsrail, Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ’da yaşanan çatışmalarda ortak bir zeminde yer aldı. İsrail ve Türk üretimi insansız hava araçları, Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı elde ettiği zaferde ciddi bir pay sahibi oldu. Türkiye ve İsrail, Azerbaycan’a hayati önemli istihbarat bilgileri sağladılar.
Nasi, her ne kadar İsrail’in Türkiye’yle ilişkilerini düzeltme konusundaki motivasyonunu okumanın zor olduğunu söylese de iki ülkenin Ortadoğu’daki ortak çıkarlarına dikkat çekiyor ve özellikle İran'ın etkisine karşı birlikteliğe vurgu yapıyor.
Nasi, Müslüman ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmaya başlayan İsrail’in listeye Türkiye’yi de eklemesinin uluslararası arenada İsrail’in imajı açısında da önemli olduğunu ifade ediyor.
Türkiye’nin ve İsrail’in kazançları
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Mesut Hakkı Çaşın, olası bir normalleşmeden İsrail’in kazanacağı çok şey olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin İsrail’den çok sayıda silah alımı yaptığını hatırlatan Caşın, bunun yeniden başlayabileceğini hatta iki ülke savunma teknolojileri konusunda birlikte ilerleyebileceklerini söylüyor.
İsrail ve Türkiye arasındaki bir diğer önemli konunun da petrol ve doğalgaz olduğunu dile getiren Caşın, İsrail’in 8 milyonluk nüfusuyla bulduğu gazın tamamına ihtiyacı olmayacağını, dolayısıyla bir boru hattıyla gazın Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa Birliği’ne ulaştırılabileceğini belirtiyor.
İsrail ve Türkiye arasındaki gerilimin önemli bir yansıması da İsrail’in, Türkiye’nin bölgede gerginlik yaşadığı Yunanistan ve Mısır’la ittifaka gitmesi oldu. Üç ülke enerji ve savunma alanlarında işbirlikleri geliştirirken gözlemciler, bu birliğin Türkiye’nin bölgede artan etkinliğine karşı bir girişim olduğunu belirtiyorlar.
Mısır ve Yunanistan’ın İsrail için önemi
Uzmanlar, İsrail’in son dönemde geliştirdiği Mısır ve Yunanistan’la ilişkilerinin, zarar görmemesine dikkat etmesi gerektiği tavsiyesinde bulunuyorlar.
Öte yandan İsrail ve Türkiye’nin yakınlaşması konusundaki bir diğer önemli engel de Ankara’nın Müslüman Kardeşler ve Hamas’a verdiği destek.
Global Source Partners’tan Atilla Yeşilada, İsrail tarafından bakıldığında Türkiye’nin Kudüs’ün statüsüne dair durumu ajite etmeyi sona erdirmesi ve İsrail’in terrorist olarak nitelendirdiği gruplara verdiği desteği kesmesi gerektiğini söylüyor. Yeşilada bu noktada Türkiye’nin Hamas ve Müslüman Kardeşler’le ilişkilerine nokta koyması ihtiyacına dikkat çekiyor.
Kendisini dünyadaki Müslümanlar'ın haklarını savunan biri olarak gösteren Erdoğan, İsrail’in Kudus’ün uluslararası alanda başkenti olarak daha fazla kabul görmesi çabalarına karşı çıkmayı sürdürüyor. Aynı esnada Ankara’nın, bölgede Müslüman Kardeşler’e verdiği destek, dış siyasetteki temel taşlardan biri olmaya da devam ediyor.
"Türkiye imtiyazlar sağlamaya hazır"
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkileri Profesörü Hüseyin Bağcı, Ankara’nın imtiyazlar sağlamaya hazır olduğunu söylüyor. Bağcı, Türkiye’nin bu gruplara verdiği desteği azaltacağını söylüyor ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Brüksel’de Türkiye’nin açıktan Müslüman Kardeşleri desteklemeyeceğinin sözünü verdiğini belirtiyor. Bu yüzden Türkiye’nin reformlar yapması konusundaki beklentinin büyük olduğuna işaret ediyor.
Ancak buna karşın son aşamada İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilişkinin de kötü olmasına atıfta bulunan Bağcı bunun da üstesinden gelinmesi gereken bir sorun olduğunu ifade ediyor.
Uzmanlar her iki liderin de karşılıklı kullandıkları dilin iş siyaset odaklı olduğu yorumunu yapıyorlar. Dolayısıyla İsrail’de seçimler sonuçlanmadan Türkiye’yle ilişkiler konusunda da bir değişiklik olması beklenmiyor.
VOA