İsrail ve İran Arasındaki Gerilim Tırmanıyor: İsrail'in Hava Saldırılarında Dört İran Askeri Hayatını Kaybetti
İsrail'den Gece Boyunca Süren Hava Saldırıları
İsrail ve İran Arasındaki Gerilim Tırmanıyor: İsrail'in Hava Saldırılarında Dört İran Askeri Hayatını Kaybetti
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
İsrail, İran'ın geçtiğimiz aylardaki saldırılarına misilleme olarak düzenlediği hava operasyonlarında dört İran askeri öldü. Tahran yönetimi, saldırılara karşı "kendini savunma hakkı" olduğunu belirterek tepki gösterdi.
İsrail'den Gece Boyunca Süren Hava Saldırıları
İsrail ordusu, Cuma gecesi Tahran ve çevresindeki askeri hedeflere yönelik bir dizi hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırılarda, füze üretim tesisleri, füze depoları ve askeri üsler hedef alındı. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, İran’ın İsrail’e yönelik son aylardaki sürekli saldırılarına karşı bu operasyonun gerçekleştirildiği belirtildi.
Saldırıların ardından İran devlet medyası, bu saldırıların yalnızca "sınırlı hasar" verdiğini ifade etti ve İran ordusu, saldırının başarıyla püskürtüldüğünü savundu.
İran: "Kendimizi Savunma Hakkımız Var"
İran, saldırılarda dört askerinin hayatını kaybettiğini doğruladı. Ülke, bu saldırılara karşı Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 51. Maddesi’ne dayanarak "kendini savunma hakkı" olduğunu vurguladı. İran Dışişleri Bakanlığı, saldırıyı uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendirdi ve dünya kamuoyuna kınama çağrısında bulundu.
ABD ve Uluslararası Tepkiler
Pentagon, ABD Başkanı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in saldırılar hakkında bilgilendirildiğini açıkladı. Beyaz Saray yetkilileri, bu operasyonun İsrail'in "meşru müdafaa" hakkı çerçevesinde gerçekleştirildiğini savundu.
Washington, İran’ı olası bir misillemeye karşı uyardı ve “Bir kez daha karşılık verirlerse, bunun sonuçları olacak” açıklamasını yaptı. İngiltere de benzer bir tutum sergileyerek İsrail’in kendini savunma hakkını desteklediğini belirtti.
Orta Doğu'da Artan Gerilim
İsrail’in saldırısına tepki gösteren ülkelerden biri de Türkiye oldu. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail’in bölgeyi "daha büyük bir savaşın eşiğine" getirdiği vurgulandı ve Gazze’deki duruma da dikkat çekildi. Benzer kınama mesajları Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar ve Mısır’dan da geldi. Bu ülkeler, saldırıyı uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendirdi ve taraflara itidal çağrısı yaptı.
Lübnan'dan Misilleme: Hizbullah Saldırdı
İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının ardından Lübnan'da Hizbullah, Tel Aviv'in güneyindeki bir İsrail hava üssüne İHA saldırısı düzenlediğini ve İsrail'in kuzeyinde yer alan bazı askeri hedefleri vurduğunu duyurdu. Hizbullah, Tel Nof hava üssüne yapılan saldırıda hedeflerin başarıyla vurulduğunu açıkladı.
Hizbullah'ın saldırıları bununla sınırlı kalmadı. Grup, Hayfa'nın kuzeyinde ve İsrail'in kuzeyindeki çeşitli bölgelere roket saldırıları düzenlediğini bildirdi. İsrail ordusu, Hizbullah’ın Cumartesi öğleden sonra 80 top mermisiyle saldırıda bulunduğunu belirtti.
İsrail'in Hedefleri ve İran'ın Tepkisi
İsrail ordusu, operasyonlarda özellikle füze üretim tesislerini ve askeri üsleri hedef aldığını ifade etti. İranlı yetkililer ise saldırıların Tahran, Huzistan ve İlam bölgelerinde yoğunlaştığını belirtti. Ancak saldırıların verdiği zarar konusunda belirsizlik sürüyor.
ABD’den gelen açıklamaya göre, İsrail'in operasyonları İran’ın petrol altyapısını ya da nükleer tesislerini hedef almadı ve bu tesislerin saldırıya uğramaması konusunda ABD’nin uyarısına uyuldu.
İsrail-İran Geriliminde Sona Doğru mu?
Washington yönetimi, bu son saldırıların İsrail ve İran arasındaki doğrudan çatışmanın sonuncusu olması gerektiğini belirtti. Beyaz Saray, Gazze'deki ateşkes çabalarına öncülük etmeye ve Lübnan'daki çatışmaları sonlandırmaya hazır olduğunu ifade etti.
İran, saldırılara karşı "daha güçlü bir yanıt" vereceğini belirtirken, Devrim Muhafızları Komutanı’nın nükleer tesislere yönelik saldırının kırmızı çizgi olduğunu söylemesi gerilimin artmaya devam edebileceğinin işaretlerini verdi.
Sonuç
İsrail ve İran arasındaki gerilim tırmanırken, Orta Doğu’daki istikrarsızlık ve çatışma riski artıyor. Her iki ülkenin de bir sonraki adımı merakla beklenirken, uluslararası toplum taraflara itidal çağrısında bulunuyor. Bu olaylar, bölgedeki güç dengelerinin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.