İsrail'in başarılı aşı kampanyasının sırrı

Tedarikçilerle şeffaf anlaşma

İsrail'in başarılı aşı kampanyasının sırrı




İsrail'in başarılı aşı kampanyasının sırrı

Nüfusunun yarısının ilk doz COVID-19 aşısı olmasını sağlayan İsrail, aşı yarışında dünya lideri konumunda. Peki, dokuz milyon nüfusu olan ülkenin bu başarısının ardında ne var?

Dünyada nüfusa oranla en çok COVID-19 aşısının yapıldığı İsrail’de 20 Aralık’ta başlayan aşılama kampanyasında 18 Şubat itibarıyla her iki İsrailliden biri ilk doz aşısını oldu. Ülke nüfusunun yüzde 33'ünün, yani her üç kişiden birinin de ikinci dozunu aldığı biliniyor. Peki, bu başarının sırrı ne?

Tedarikçilerle şeffaf anlaşma

Dokuz milyonluk ülkede bu kadar yaygın aşılama yapılabilmesinin arkasında İsrail’in tedarikçilerle yaptığı anlaşmalar var. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin aksine İsrail, üreticilerle olan kontratını kamuoyuyla paylaşmayı seçti. Pfizer ile yaptığı aşı anlaşmasının detaylarına internetten erişilebiliyor. 

Bu anlaşmaya göre İsrail, Pfizer-BioNTech aşısının her bir dozu için AB'ye kıyasla daha fazla para ödüyor. İsrail doz başına 23 Euro öderken, AB ülkeleri 12 Euro ödüyor. 

Bunun yanı sıra İsrail devleti aşının güvenliği ile ilgili sorumluluğu üstlenirken AB, Pfizer-BioNTech'in aşının güvenliğinden sorumlu olması gerektiği konusunda ısrarcı.

En önemlisi de İsrail hükümeti Pfizer’a aşı kampanyasındaki verileri haftalık ve anonim bir şekilde paylaşma konusunda güvence verdi. Bu veriler, enfeksiyon ve aşılama sayılarının yanı sıra, yaş, cinsiyet, hastanın demografik özelliklerini içeriyor ve isimsiz bir şekilde şirkete gönderiliyor. 

Özellikle 60 yaş üstü nüfusta yeni enfeksiyonların sayısında önemli bir düşüş var.

Özellikle 60 yaş üstü nüfusta yeni enfeksiyonların sayısında önemli bir düşüş var.

İsrail’deki dijital sağlık sistemi altyapısı, bu verilerin hızlı bir şekilde ilaç şirketlerine sağlanabilmesinin önünü açıyor. Şirketler için oldukça değerli olan bu veriler karşılığında, İsrail nüfusunun yüzde 95’i bağışıklık kazanana kadar aşı tedariğini sağlama konusunda şirketleri ikna edebiliyor. 

Sigorta şirketlerinden umutlandıran veriler

İsrail’de kamuya ait dört adet sosyal sigorta kurumu var ve aşının güvenliği konusundaki son veriler bu şirketlerden biri olan Macabbi’den bulunabiliyor. 

Times of Israel adlı haber sitesinde 11 Şubat'ta yayımlanan bu verilere göre o tarihe kadar 523 bin sigortalı kişi ikinci dozu aldı. Ve bunlardan yalnızca 544’ü COVID-19’a yakalandı ve sadece 15'i hastaneye yatırıldı. Bu 15 hastadan sekizi hafif semptomlar gösterirken, üçü orta şiddette, dördü ise ağır atlattı. Kimse de hayatını kaybetmedi. 

Üst düzey bir Maccabi yetkilisi olan Miri Mizrahi Reuveni, "Bu veriler, aşının çok etkili olduğunu kesin olarak kanıtlıyor ve pek çok İsraillinin hayatını kurtardığına dair şüphemiz yok" dedi. 

Aşının gençler arasındaki etkisine dair verilerin yanı sıra, hamile kadınlardaki etkisi ile diyabeti veya kanseri olan hastalardaki etkisine dair veriler de önümüzdeki iki hafta içinde erişilebilir olacak.

İsrail hükümeti Pfizer’a aşı kampanyasındaki verileri haftalık ve anonim bir şekilde paylaşma konusunda güvence verdi.

İsrail hükümeti Pfizer’a aşı kampanyasındaki verileri haftalık ve anonim bir şekilde paylaşma konusunda güvence verdi.

Yeni varyantların etkisi

Ancak İsrail’den gelen veriler, Pfizer-BioNTech aşısının yeni varyantlara karşı etkisine dair henüz bir sonuç sunmuyor. Bu konuda yapılan bazı araştırmalar olsa da sonuçlar halen laboratuvar analizleriyle sınırlı.

Aşılama kampanyasındaki bu ilerleme İsrail’deki bazı kısıtlamaların kaldırılmasının da önünü açtı. İsraillilerin artık ülke içinde özgürce seyahat etmesinin önündeki engel kalktı; kreş ve okullar yeniden açıldı. Hatta çoğu işletme ve mağaza da müşteri sınırlamasıyla kapılarını yeniden açmaya başladı. 

Hayfa'daki İsrail Teknoloji Enstitüsü Technion’da yapılan bir araştırmaya göre aşılandığı halde enfekte olan kişiler, virüsü daha az bulaştırıyor. Yani aşılama kampanyasının başarıyla sonuçlanmasının ardından vaka sayılarında da düşüş bekleniyor. 

Gençler tereddütte

Ancak İsrail’deki genç nüfus aşı yaptırma konusunda çok istekli değil. Pandeminin başlangıcından bu yana, COVID-19 sebebiyle hastaneye yatan 60 yaşının altındaki insanların sayısı, ilk kez 60 yaşın üstündekilerden daha fazla. 

Ynetnews adlı haber sitesine konuşan Tel Aviv'deki Ichilov Hastanesi Anesteziyoloji Bölümü Başkanı Idit Matot, "ECMO, yani kalp ve solunum cihazına bağlı genç insanlar var. Bu daha önce görmediğimiz bir şeydi. Trajedilere tanıklık ediyoruz" dedi.

Hükümet de aşı tereddütünü gidermek için çeşitli düzenlemeler ile olası cezaları tartışıyor. Assuta Aşdod Üniversite Hastanesi’nin başhekimi Erez Barenboim, Ynetnews'a verdiği bir demeçte "Tüm hastanelerdeki koronavirüs servislerinde yaşlı hastaların yerini gençlerin aldığını görüyoruz. Genç nüfusa sesleniyorum: Hastanelerin salgın bölümleri 'Asla enfekte olmam' diyen insanlarla dolu. Gidip aşınızı olun” çağrısında bulundu.

 

Alexander Freund

Deutsche Welle Türkçe