İsrail'in savaş kabinesinde kimler var?
İsrail'de Hamas'ın 7 Ekim saldırılarından beş gün sonra bir savaş kabinesi kuruldu.
İsrail'in savaş kabinesinde kimler var?
İsrail'de Hamas'ın 7 Ekim saldırılarından beş gün sonra bir savaş kabinesi kuruldu.
Kabinedeki beş isim İsrail'in devam eden operasyonlarıyla ilgili kilit kararları verecek.
Başbakan Netanyahu Çarşamba günü yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze'ye kara harekatının zamanlamasının İsrail savaş kabinesi tarafından "oybirliğiyle" belirleneceğini söyledi.
BBC Türkçe bu kabinede yer alan isimleri ve kariyerlerini inceledi.
Binyamin Netanyahu
İsrail'in savaş kabinesinde üye olarak yer alıyor.
1949'da İsrail devleti doğduktan 17 ay sonra dünyaya gelen Binyamin Netanyahu, farklı dönemlerde toplam 16 yıl süren başbakanlık serüveniyle İsrail'de bu görevi en uzun süre yapan siyasetçi oldu.
Yakın çevresinde "Bibi" lakabıyla anılan Netanyahu, uzun yıllar ailesiyle beraber ABD'de yaşayıp eğitim gördü.
Sağcı Likud Partisi'nin lideri olan Netanyahu, Kasım 2022'deki genel seçimlerde yeniden başbakan seçildi.
"Bibi" başlıklı biyografi kitabının yazarı Anshel Pfeffer'e göre, Netanyahu burjuva "eski Yahudi" nin aksine köylüleri de dahil eden "yeni Yahudi"nin vücut bulmuş hali olarak tasvir ediliyor:
Kitaba göre, "Yahudi egemenliğinin sadık bir destekçisi olan Netanyahu" bu egemenliği yaşatan adam olma konusunda "kendisinin tarihi bir rol oynadığına" inanıyor.
Yazar, İsrail liderinin bu "hak ediş" fikrinin son yıllarda "otokratik bir tarza" evrildiğini söylüyor.
İsrailli lider son yıllarda birkaç kez yolsuzlukla suçlandığı davalarla yüzleşti.
Buna ek olarak Netanyahu hükümetinin bu yıl başlarında gündeme getirdiği yargı reformu ülke çapında geniş protestolara neden oldu.
Reformla birlikte atanacak yargıçların kontrolü hükümete bırakılırken, Yüksek Mahkeme’nin de yürütme ve yasalar üzerindeki yetkisi azaltılıyordu.
Peki Netanyahu Filistin meselesine nasıl bakıyor?
Netanyahu hükümetinin 2022 sonunda önceliklerini sunan, "Yahudi halkının İsrail topraklarının tamamında münhasır ve devredilemez hakkı vardır" diye başlayan kılavuzu iki devletli çözüm açısından pek de umut verici görülmemişti.
Belge ayrıca, açıkça Batı Şeria'yı da içerecek şekilde yerleşimlerin teşvik edilmesi ve geliştirilmesi taahhüdünü de içeriyordu.
İsrail-Filistin çatışmasını takip edenler, 2023'te barışın baskın olmayacağını halihazırda tahmin ediyordu.
Anshel Preffer, İsrailli Haaretz gazetesinde 2019'da yazdığı köşe yazısında Netanyahu'yu "hem İsrail'in sağ kanadında iki devletli çözümü kabul edecek tek lider hem de son 25 yılda Filistin'in devlet haline gelmesini engellemek için herkesten çok çabalayan isim" olarak tanımlamıştı.
Netanyahu'nun Filistin ile "iki devletli çözümü engellemek için" Hamas'ı desteklediğine yönelik iddialar daha önce ortaya çıkmıştı.
İsrailli liderin 2012 ile 2018 yılları arasında Katar'a, Gazze'ye yaklaşık bir milyar dolar tutarında para aktarılmasına onay verdiğine dair belgeler kamuoyuna sızmıştı.
Bu finansmanın en az yarısı, askeri kanadı da dahil olmak üzere Hamas'a ulaşmıştı.
İsrailli Jerusalem Post'un haberine göre Netanyahu, 11 Mart 2019'da Likud partisinin üyeleriyle yaptığı özel toplantıda bu adımı şu şekilde açıklamıştı:
"Para transferi, Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlileri bölme stratejisinin bir parçası. Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkan herkesin, paranın Katar'dan Hamas'a aktarılmasını desteklemesi gerekiyor. Bu şekilde bir Filistin devletinin kurulmasını önleyeceğiz".
Amerikan New Yorker yayınının 25 Ekim'de yayımladığı röportajda yazar Pfeffer, Netanyahu'nun "savaşı hiçbir zaman çok seven biri olmadığını" söylüyor.
"Netanyahu özel kuvvetleri, komando operasyonlarını, gizli birlikleri ve gerekirse hava gücünü seven türden bir adam. Kendisi tümen büyüklüğündeki yer manevralarının taraftarı değil çünkü bir tür kontrol manyağı ve bu da kontrolü kaybedebileceğiniz türden bir savaş" diyor.
Yoav Galant
İsrail'in savaş kabinesinde üye olarak yer alıyor.
İsrail'in Savunma Bakanı Yoav Galant, İsrailli bir politikacı ve eski bir asker.
İlk olarak 2011 yılında Savunma Bakanı Ehud Barak tarafından Gabi Ashkenazi'nin yerine gelecek genelkurmay başkanı olarak seçildi.
Her ne kadar hükümet bu kararı onaylasa da, evinin yakınındaki kamu arazilerine kişisel kullanımı için el koyduğu iddiaları nedeniyle atamasıyla ilgili skandalın ardından atama kararı, Ehud Barak ve dönemin başbakanı Netanyahu tarafından iptal edildi.
İddialara ilişkin soruşturmanın ardından Başsavcı Yehuda Weinstein, bulgularının "atama kararında önemli hukuki zorluklara yol açtığını" söyledi.
30 Aralık 2012'de yerel planlama komitesi, Gallant'ın inşaatlarını söz konusu arazinin "kamu arazisi olduğundan habersiz" olarak yaptığını söyledi.
Galant, Ocak 2015'te Kulanu partisine katıldı. 2015 seçimlerinde partinin listesinde ikinci sırada yer aldı ve partinin on sandalye kazanmasıyla İsrail meclisi Knesset'e seçildi. Daha sonra yeni hükümette İmar Bakanı olarak görev yaptı.
Galant, 2022 seçimlerinde Likud'un adayı oldu ve Netanyahu'nun zaferinin ardından Savunma Bakanı olarak atandı.
Galant bu yılın başlarında hükümetin yargı reformuyla ilgili endişelerini dile getirmesinin ardından Natanyahu tarafından görevinden alındıktan 15 gün sonra yeniden göreve getirildi.
7 Ekim saldırılarının ardından Galant yaptığı açıklamada, "On beş yıl önce Güney Komutanlığı Başkanı olarak Hamas'ın 'boynunu kırmaya' çok yakındım. Siyasi kademe tarafından durduruldum. Bu durum devam etmeyecek. Önümüzdeki 50 yıl boyunca Gazze'deki gerçekliği değiştireceğiz. Daha önce olan artık olmayacak. Tam güçle faaliyet göstereceğiz" dedi.
Binyamin (Benny) Gantz
İsrail'in savaş kabinesinde üye olarak yer alıyor.
Muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi lideri Gantz 38 yıl boyunca İsrial ordusunda çeşitli görevler yaptı.
2006'da Lübnanlı Hizbullah örgütü ile İsrail arasında başlayan savaş sırasında ise Kara Kuvvetleri Komutanı'ydı.
İsrail ordusunun ve siyasilerinin "başarısızlıkla" suçlandığı ve çokça eleştiri aldığı bu savaş için Gantz yıllar sonra, "başarılar ve hatalar olduğunu kabul ediyorum" diyecekti.
2011'de, emekliye ayrılacak olan dönemin genelkurmay başkanı Gabi Aşkenazi ve dönemin savunma bakanı Ehud Barak arasında, yeni genelkurmay başkanı adaylarıyla ilgili anlaşmazlık yaşandı.
Bu anlaşmazlığın sonunda beklenmedik bir şekilde genelkurmay başkanlığına Binyamin Gantz getirildi.
Gantz'ın genelkurmay başkanı olduğu dönemde İsrail, Gazze'ye yönelik iki büyük operasyon düzenledi.
Biri 2012'de biri 2014'te düzenlenen operasyonlar için İsrailli yetkililer, "Gazze'yi yöneten Hamas örgütünün İsrail'e yönelik bir saldırı hazırlığında olduğu" iddiasını gerekçe gösterdi.
"Savunma Sütunu" adı verilen 2012'deki ilk operasyonda, İsrail 8 gün boyunca havadan Gazze'yi bombaladı, kara saldırısı olmadı. Birleşmiş Milletler'e (BM) göre 101'i sivil 174 Filistinli hayatını kaybetti. Operasyonda 2 asker 4 sivil olmak üzere 6 İsrailli de hayatını kaybetti.
2014'te "Koruyucu Hat" adı verilen operasyon ise 50 gün sürdü. İsrail ordusunun karadan da Gazze'ye saldırdığı 50 günün ardından BM verilerine göre 1462'si sivil 2251 Filistinli, 67 de İsrail askeri hayatını kaybetti.
Hem Filistinli yetkililer hem de insan hakları grupları, bu operasyon sırasında İsrail'i savaş suçu işlemekle suçladı.
Gantz ise o dönem "askeri birliklerinin sivil ölümlerini engellemek için çok çalıştığını" söyledi ve Hamas'ı "çatışmaları sivil yerleşim bölgelerine çekmekle" suçladı.
2018'de İsrail Direnç Partisi'ni kurarak siyasete atıldı.
Seçim kampanyası için, çoğunlukla genelkurmay başkanı olduğu dönemde Gazze Şeridi'ndeki "başarılı operasyonlarını" öne çıkaran "Yalnızca güçlüler hayatta kalır" başlıklı bir dizi kampanya videosu yayınladı.
Time of Israel gazetesine göre videolardan birinde "Gantz'ın komutasındaki 2014 Gazze savaşında İsrail ordusunun Hamas'a ait 6 bin 231 hedefi yok etmesi övgüyle karşılanıyor ve 'Gazze'nin bir kısmının Taş Devri'ne geri gönderildiği'" söyleniyordu.
"Merkezci" bir imaj çizen Gantz, 2019-2020 döneminde İsrail'de üçüncü kez genel seçimlerin yapılmasının ardından Netanyahu ile koalisyon hükümeti kurmuş ancak bütçede anlaşılamaması nedeniyle hükümet kısa süre sonra düşmüştü.
Gadi Eisenkot
İsrail'in savaş kabinesinde gözlemci olarak yer alıyor.
Gadi Eisenkot, "orantısız güç" kullanımını teşvik eden ve ismini Lübnan'ın başkenti Beyrut'un İsrail saldırılarında tamamen yok edilen mahallesi Dahiya'dan alan "doktrinin" yaratıcısı olarak biliniyor.
2006 yılında İsrail'in Lübnan’da Hizbullah’a karşı başlattığı askeri operasyon, İsrail'in "aşırı güç kullanımının" bir "askeri plan" haline gelmesinde dönüm noktası olarak görülüyor.
Planı kamuoyuna açıklayan Tümgeneral Eisenkot 2006 yılında Kuzey Komutanlığı'nın başındaydı.
2008 yılında İsrailli Yedioth Ahronoth gazetesine verdiği röportajda Eisenkot, "Hizbullah mevzilerini ele geçirmek için askerlerimizin kanını dökmeyeceğiz. Aksine, Lübnan'ı yok edeceğiz ve 'dünyanın' protestolarına boyun eğmeyeceğiz" demiş ve bu planı şöyle anlatmıştı:
"2006'da Beyrut'un Dahiya Mahallesi'nde yaşananlar, İsrail'e ateş açılan her köyde de yaşanacak.
"Oraya orantısız güç uygulayacağız ve orada büyük hasar ve yıkıma neden olacağız. Bizim açımızdan bunlar sivil köyler değil, askeri üslerdir.
"Bu bir tavsiye değil. Bu bir plan. Ve onaylandı".
Bazı analizlere göre planda "iyi ya da kötü Lübnanlı arasında bir ayrım" yapılmıyordu. Lübnan'ın tamamında İranlı Hizbullah'ın baskın olduğunu farz eden bu yaklaşımla "bütün ülke düşman ilan ediliyordu."
Gadi Eisenkot 2013-2016 yılları asında İsrail ordusunun Genelkurmay Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
İsrail, "orantısız güç kullanımınına" 2006'dan sonra da devam etti.
Akademisyenler ve İsrailli güvenlik uzmanlarına göre ülke, 2014'te Gazze'ye düzenlediği kara harekatında da başvurdu.
İsrail'in Gazze'ye yönelik yedi yıl içindeki üçüncü kara operasyonu 50 gün sürmüş yaklaşık yarısı sivil olduğu tahmin edilen 2 bin 251 Filistinli öldürülmüştü.
Eisenkot İsrail ordusundaki kariyerinin ardından siyasete atıldı. Geçen sene Ulusal Birlik Partisi'nden milletvekili seçildi.
Ron Dermer
İsrail'in savaş kabinesinde gözlemci olarak yer alıyor.
ABD'nin Florida eyaletinde dünyaya gelen Ron Dermer 1996'da İsrail'e taşınarak İsrail vatandaşı oldu.
Netanyahu'ya yakınlığıyla tanınıyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun 2000 yılında Maliye Bakanı olarak atadığı Dermer 2009-2013 arasında Netanyahu'nun kıdemli danışmanlığını yaptı.
2013-2021 yılları arasında İsrail'in ABD büyükelçisi olarak görev yaptığı sürede İsrail ve BAE arasında Abraham Mutabakatı'nın imzalanmasında kilit rol oynadı.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) ve Bahreyn'in İsrail'le ilişkilerini tam diplomatik bağlar kurarak normalleştirme anlaşması, Körfez ülkelerinin İsrail'e karşı onlarca yıllık boykotunu sona erdirmişti.
2022 başında Kudüs merkezli yatırım şirketi Exigent Capital Group'a ortak olarak katıldı.
Yeni Netanyahu kabinesinde Stratejik İlişkiler Bakanı olarak atanan Dermer, aynı zamanda güvenlik kabinesinde İsrail-ABD ilişkileri konusunda hükümete destek veriyordu.
BBC TÜRKÇE