İstanbul Adalet Sarayı’nda yeni adli yılın açılışı dolayısıyla tören düzenlendi.
Adliyenin atrium alanında düzenlenen törene, İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Metin Sarıhan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Gümüş, Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz, çok sayıda hakim, savcı ve adliye personeli katıldı. Ayrıca AK Parti İstanbul Milletvekili Şengül Karslı, İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç, İstanbul 2 No’lu Baro Başkanı Yasin Şamlı da törendeydi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende konuşan İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç, avukatların, hakim, savcıların ve adliye personelinin adli yılını kutladı.
Savunmanın etkisiz kılındığı ve şekilsel olarak var edilmeye çalışıldığı bir sistemde demokrasiden, hukuk ve adaletten bahsedilemeyeceğini söyleyen Saraç, “Savunmanın sorunlarının çözülmediği, savunma vasıtalarının etkisiz kılındığı bir ortamda aynı şekilde yargılamanın adil olduğundan da söz edilemez. Yeni adli yılın; avukatların öldürülmediği, yaralanmadığı, şiddete uğramadığı mesleklerinin ifası için gittikleri adliyelerde, cezaevlerinde, göç idarelerinde ve karakollarda engellenmediği, genç avukatların ekonomik ve sosyal nedenlerle intihara sürüklenmediği bir adli yıl olmasını diliyorum. Bu vesile ile mesleklerini ifa ettikleri için görevleri başında şehit edilen avukat Ersin Arslan ve avukat Servet Bakırtaş’ı ve tüm meslek şehitlerimizi saygıyla anıyorum” dedi.
Saraç’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle oldu:
Avukatlık Kanunu’nda 2020 yılında yapılan değişiklerde olduğu gibi yürütme eliyle yapılan değişiklerin baroya verdiği zararları bilmekteyiz. Bu nedenle avukatlık ile ilgili mevzuat düzenlemelerine ilişkin önerilerin yerinin barolar olduğunu söylüyoruz. Yürütmenin mekanlarında Avukatlık Kanunu hazırlanmaz. Bu nedenlerdir ki yeni yeni adli yıl geçmişte yapılan çalışmalarımızı daha da geliştirerek geleceğin avukatlığının mevzuatına ilişkin önerileri Meclis’e sunmak üzere özellikle gençlerle birlikte hazırlanacağı bir dönem olacak bizim için. Geçtiğimiz adli yıl döneminde basın özgürlüğü yargı eli ile ciddi yara aldı. Demokrasiyle yönetilen bir ülkede basını yargı eliyle susturma aracı olarak kullanmak demokrasiye, yargıya güvene en ağır darbedir. Tutuklama bir tedbir olduğu halde, cezalandırma aracı olarak kullanılmaya devam edildi. Bugün gazeteciler Barış Pehlivan, Merdan Yanardağ’ın cezaevinde olması hukuk devletine inancı ve yargıya güveni zedelemektedir. Haksız hukuksuz verilen yayın durdurma, ekran karartma, idari para cezaları halkın haber alma özgürlüğünün de ihlalidir. Yine temel bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü barışçıl gösterilere rağmen sert müdahalelerle engellenmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin ve AİHM’nin bu konulardaki kararları hiçe sayılmaktadır. 25 Kasım ve 8 Mart’ta kadınların toplanması, Cumartesi Anneleri’nin toplanması gibi birçok barışçıl gösteri engellenmekte, hukuki destekte bulunan meslektaşlarımıza müdahalede bulunulmaktadır. Kadına karşı şiddete ilişkin verilen uzaklaştırma kararlarının uygulamada verilen sürelerin kısa olması, uzaklaştırma kararlarının etkin uygulanmaması ilişkin sorunlar kadına yönelik şiddetin ve en ağır şekli olan kadın cinayetlerinin artmaya devam etmesine neden olmaktadır.
Ülkemiz pandemi, ardından, 6 Şubat depreminin acıları ve ekonomik sıkıntılarla boğuşan bir dönem geçirdi ve geçiriyor. Kaybettiğimiz yurttaş ve meslektaşlarımızı bu vesile ile rahmetle anarken, afetlere hazırlığın zarar doğmadan önceki aşamasının daha önemli olduğunu vurgulayarak, doğa olaylarının afete dönüşmesine ve bu kadar can kaybının yaşanmasına kusurları ile kasıt ya da ihmalleri ile sebebiyet veren tüm sorumluların yargı önüne çıkarılması ve adil ve hızlı şekilde yargılamalarının sonuçlandırılması gerektiğini de vurgulamak istiyorum. Bu dönemde baromuzda kurduğumuz Afet Hukuk ve Koordinasyon Merkezi çalışmalarına da toplumsal bir görev olarak devam edeceğiz.
Avukatlık mesleğini ifa eden avukatları, yargının asli unsurlarından biri olduğu noktasındaki iradeyi hakim kılmadıkça yargının sorunları çözülemez. Bir ülkede demokrasinin göstergesi ve insan haklarını koruyacak olan güçlü savunma ve güçlü avukattır. Baromuz üyesi Can Atalay hakkındaki yargı kararı kesinleşmediği halde seçilmiş milletvekili olarak yasama faaliyetine katılması önündeki engellerin kaldırılması, Anayasa ve İnsan Hakları Sözleşmesi ile koruma altında olan seçme ve seçilme hakkının gereğidir. Bu konudaki engellemeler bir an önce kaldırılmalıdır.
Önceki İçerik
Editor Mayıs 28, 2021 0
Editor Kasım 18, 2024 0
Editor Kasım 11, 2024 0
Editor Kasım 20, 2024 0
Editor Kasım 23, 2024 0
Editor Kasım 23, 2024 0
Editor Kasım 23, 2024 0
Editor Kasım 23, 2024 0
Editor Ağustos 30, 2020 0
Türkiye’nin yeni bir kur krizini beklediğini yazdı.
Editor Haziran 25, 2020 0
“Yöneticinin Genç Bir Yazar Olarak Portresi” VBKY’de
Editor Aralık 23, 2019 0
“Ameliyat sonrasında hızla iyileştim”
Editor Nisan 4, 2021 0
Türk yarişmaci juriyi ağlatti, o ses ukrayna 2018
Editor Ocak 28, 2020 0
Kahvaltı çocuklar için en önemli öğün
Editor Ağustos 8, 2020 0
İLAÇLAR DA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ZAYIFLATABİLİYOR
Editor Ocak 14, 2020 0
GATA’daki usulsüz raporlarda rolü bulunduğu iddialarıyla suçlanmıştı.
Editor Temmuz 31, 2020 0
Barack Obama’dan “oy kullanma haklarının tehdit altında olduğu” mesajı geldi.
Editor Temmuz 5, 2021 0
BABACAN ANTALYA’DA ESNAFLA BULUŞTU
Editor Mayıs 11, 2021 0
En az 24 ölü, 130'u aşkın yaralı