RUSYA
Yaklaşık olarak 350 aktif gemisini bünyesinde barındıran Rus donanması, günümüzde diğer donanmaların bünyesinde bulunmayan gemi ünitelerini de barındırıyor.
Aktif olarak Kirov sınıfı savaş kruvazörü bulunduran Rusya, Sovyetler Döneminden de kalma bir sürü gemiyi daha envanterinde bulunduruyor.
2. Dünya Savaşında kullanılmış olan neredeyse her tankı da elinde bulunduran Rusya, donanmasında da benzer bir konumda yer alıyor. Çeşit çeşit gemileri elinde bulunduran Rusya ne yazık ki 3. sırada yer alıyor bunun sebebi ise ellerinde bulundurdukları teknolojinin tarihinin geçmiş olması.
Bir savaş kruvazörü olan Admiran Lazarev yıkıcı bir güçmüş gibi dursa da Amerika’nın ve Çin’in ellerinde bulundurdukları Admiral Lazarev diğer adıyla da Frunze gemisinden çok daha ölümcül ünitelerdir.
Öte yandan Rus donanması çılgın ve aşırı ölümcül denizaltılarıyla da tanınırlar. Hatta bu ölümcüllük seviyesi dünyanın sonunu getirecek düzeydedir.
Dünya Denizcilik Tarihinin en büyük denizaltıları olan Typhoon sınıfı nükleer denizaltıyı elinde bulunduran Rusya, 2 adet denizaltıyı tek gövde altında buluşturarak 48.000 ton gibi devasa bir tonaja ulaşıyor. Bu denizaltılardan toplamda 6 adet üretilmiş olurken şuanda sadece 1 adet aktif görev yapan denizaltı bulunuyor. Fakat aktif olan bu denizaltı sadece test ünitesi olarak kullanılıyor.
Rusya’nın Sovyet dönemlerinde geliştirilen bu Typhoon sınıfı denizaltılar Amerika'nın o dönemlerde geliştirmiş olduğu Trident balistik füzelerine bir cevap olabilmesi için tasarlanmıştı.
Bunların sonucunda R-39 isimli bir balistik füze geliştiren Rusya, 80 tonu bulan bu füzelerin her biri 100 kilotonu bulan toplamda 10 adet nükleer savaşa başlığını da taşıyabilecek yeni bir denizaltı felsefesi arayışına girdi. Efsanevi tasarımcı Sergei Nikitich Kovalev’e bu zor görevi veren Moskova, ağırlığı 80 tonu aşan bu R-39 füzelerinden 12 tanesini taşıyabilecek bir denizaltı istedi. Bu nedenle bu göreve farklı bir yaklaşımla yaklaşan Kovalev, iki adet denizaltı gövdesini birleştirmeye karar verdi.
Bu şekilde ağırlığı R-39 tonu bulan bu balistik füzelerden toplamda 20 adet taşıyabilirken devasa hacmi nedeniyle su yüzeyine çıkmadan teoride yıllar kalabilecek şekilde tasarlanmıştı. Taktiksel olarak Kuzey Buz denizinde görev yapacağı belirlenen bu tehlikeli denizaltılar, gerekli olduğunda veya Sovyetler yenildiğinde buz tabakasını kıracak ve yüzeydeki ülkelere ölümcül R-39 füzeleriyle cehennemi yaşatacaktı. Bu kabiliyetler ise Typhoon sınıfı denizaltılara tek sortide bütün NATO ülkelerini vurma kabiliyeti sağlayacaktı.
Öte yandan Rusya’nın elinde zamanında böyle üniteler bulunmuş olsa da Sovyetlerin yıkılması ve daha sonrasındaki krizlerle beraber bu denizaltı olağanüstü derecede maliyetliydi ve zaman zaman da sebebiyet verdiği arızalarla Rusya’nın başını çok ağrıtmış bir denizaltıdır.
Sonuç olarak Rus donanması üstün yeteneklere sahip olsa da ellerinde bulunan teknolojilerin diğer batılı ülkelere nazaran eski olmasıyla kendisine listemize 3. sıradan kendine yer buluyor.