İstihbarat Zafiyeti: Türkiye’nin En Kritik Sınavı

TBMM'de bir tane şehit ailesi yok, Öcalan'ın yeğeni DEM Milletvekili!

Editor

Ekim 23, 2024 - 20:59 Updated: Ekim 25, 2024 - 14:57

İstihbarat Zafiyeti: Türkiye’nin En Kritik Sınavı

YUSUF İNAN YAZDI...

İstihbarat Zafiyeti: Türkiye’nin En Kritik Sınavı

Şu oldu, bu oldu, o yaptı, bu yaptı, bu şekilde yaptı, zamanlaması manidar. Siz ne derseniz deyin, sonuç olarak iki terörist Türkiye’nin kalbinde, Türkiye’nin en önemli tesislerinin olduğu stratejik bölgede ağır silahlarla saldırdı. Birçok vatandaşımızı şehit etti, birçoğunu da yaraladı.

Bu saldırı Türkiye’yi ve Türk istihbaratını dünya çapında küçük düşürdü, itibarsızlaştırdı. Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye için çok kritik bir adım atmak üzere olduğu bir yurt dışı gezisinde gerçekleşti.

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan nerede?

BRICS toplantısına katılmak için gittiği Tataristan’ın başkenti Kazan’da...

Kimse alınmasın, kimse gücenmesin; terör saldırısının tek sorumlusu Türk istihbaratıdır.

Ben bu konuyu defalarca gündeme getirdim. Türk istihbaratı Ukrayna’da FETÖ operasyonu adı altında FETÖ’nün amaçlarına ve hedeflerine hizmet ediyorsa, FETÖ’nün milyon dolarlık adak ve kurban pazarının önündeki engeli kaldırıyorsa, Ukrayna’da dalgalanan Türk bayrağını ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarını indiriyorsa, bir yerde hata var demektir.

FOTO: Ukrayna'da indirilen Türk bayrağı - 2018

FOTO: Ukrayna'da indirilen Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafları

Türk istihbaratı Ukrayna’da kendi devletine, kendi ülkesinin Cumhurbaşkanı’na operasyon yaptığını bilmiyorsa, iki teröristin Kahraman Kazan’da TUSAŞ’a saldırıp Türkiye’yi dünya çapında küçük düşürmesi normaldir.

Üstelik ben bu operasyonlar öncesinde dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan’a çok detaylı bilgi aktardım. Telefonlarımı, adreslerimi verdim. Buna rağmen MİT, Ukrayna’da FETÖ’nün muhalif gördüğü, 4 ayrı dava açtığı, adak ve kurban pazarını çökerttiği için ortadan kaldırmak istediği iş insanı ve gazeteciye operasyon yapıyor ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı küçük düşürüyorsa, iki terörist başkentin göbeğinde TUSAŞ gibi stratejik tesisi basar ve çalışanları şehit eder.

26 yıldır Türkiye’de tek başına Şehit Aileleri ve Gazilerin hakkını savunan vatansever bir iş insanı ve gazeteciye terörist muamelesi yaparsanız, beşikteki çocukları Elif ve Ayşe’yi 7 yıl babasız bırakırsanız, FETÖ’nün milyon dolarlık adak ve kurban pazarını korur ve kollarsanız, kıçı kırık iki terörist, 86 milyonluk koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tüm dünyaya madara eder.

Bu kadar akıl tutulması olabilir mi?

Devletin gücü, Türk milletinin verdiği makam ve mevkiler kullanılarak Ukrayna’da Türk bayrağı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafları indiriliyor.

Ak Parti kurucusu, FETÖ ile defalarca mahkemelik olmuş bir gazeteci ve iş insanı terörist ilan ediliyor. Dünya istihbarat teşkilatlarını Türkiye’ye güldürüyorlar.

FOTO: Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve FEZA Gazetecilik A.Ş ile mahkeme evrakları... Yıl 2011 - 2012 - FETÖ'nün en güçlü olduğu yıllar...

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ulusa Sesleniş konuşması illegal olarak değiştiriliyor, konuşma metnine sahte terörist ismi ekleniyor, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türk istihbaratı, Külliye’deki görevli yöneticiler sessiz kalıyor.

Böyle bir ülkede kıçı kırık teröristler başkentin göbeğinde elini kolunu sallayarak en gözde, en stratejik tesisine ağır silahlarla saldırıyor.
İçişleri Bakanı olayı haber aldıktan sonra "Emniyet güçlerimiz müdahale etti" dedi. Kahredici bir açıklama.

Sayın Bakan demeliydi ki: "İstihbarat birimlerimizin titiz çalışmasıyla iki terörist ellerindeki cephane ve silahlarla birlikte yakalandı. Hain emellerine ulaşamadı."

FETÖ ile mücadele ediyoruz, çok büyük bir terör örgütü diyorsunuz, ama FETÖ’nün en önemli stratejik halkasını Sabah ve ATV’de en stratejik yere yönetici yapıyorsunuz. O da yetmedi, Cumhurbaşkanı’nın en yakınına sokuyorsunuz, o da yetmedi, dokunulmazlık zırhı veriyorsunuz.

Bu kadar güvenlik zafiyeti olan bir ülkede daha çok terörist saldırı olur!

Ukrayna’da Türk bayrağını indiren, çöpe atan, Türk iş insanlarını darp eden, malına mülküne çöken Hain Ahıska Çeteleri'nin hamileri, "Türkiye’ye gelende bakanların kapısını tekmeyle açıyoruz" diyen densizler, Dışişleri Bakanlığı’nda ağırlanıyor.

Böyle bir ülkede siz hangi güvenlik önleminden bahsediyorsunuz?

Hakimi, savcısı, istihbaratçısı FETÖ’ye milyon dolarlık rant sağlıyor; Ukrayna’da dalgalanan Türk bayrağını, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarını indiriyor ve vatanseverleri eziyorlarsa, beşikteki çocuklara savaş açıyorlarsa, bu ülkede daha çok büyük terör saldırısı olur ve çok daha fazla şehit veririz.

FOTO: Elif ve Ayşe annesiyle birlikte - 2018 Ukrayna - Elif ve Ayşe 2 bin 296 gündür babasından ayrı, Ukrayna'da savaşın içinde yaşam mücadelesi veriyor...

Adalet Bakanları, Yargıtay, AYM Başkanları Susuyorsa!

Üç tane Adalet Bakanı geldi geçti. Bu ihanetlerin hepsi önlerine yazılı olarak konuldu. Hiç kimsenin kılı kıpırdamadı.

600 milletvekilinin mail hesaplarına onlarca kez gönderildi. Sayın vekiller kendilerine gönderilen mailleri okumadılar bile.

Böyle bir ülkede iki kıçı kırık terörist Türkiye’nin tüm enerjisini, sinerjisini, stratejisini yerle bir eder, 86 milyon da seyreder.

İzmir Adliyesi’nde hiç mi vatanını milletini seven bir savcı ve hakim yok?

Adalet Bakanlığı’nda, HSK’da, Yargıtay’da, Anayasa Mahkemesi’nde hiç mi vatanını, milletini, bayrağını seven kimse yok?

Bu kurumlara gönderdiğim belge ve bilgileri ilkokul çocuklarına göndersem anlar ve harekete geçerlerdi.

Hele Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarına ne demeli...

Sayın avukatlar, Türk bayrağını indirenlere ve çöpe atanlara değil de, dalgalandıranlara; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarını indirenlere değil de, asanlara dava açtı...

Ukrayna’da Türk bayrağı indirildi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafları indirildi. FETÖ’ye milyon dolarlık rant sağlandı. 7 yıldır bunu kimse görmüyor, engel de olmuyor diye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık mektup olarak yazdığım köşe yazıları nedeniyle bana dava açtılar, 26 yıldır Türkiye’de Şehit Aileleri ve Gazilerin haklarını savunan, Başbakan Erdoğan'ı İzmir Şehit Aileleri ile buluşturarak hain bir darbe girişimi engelleyen gazeteciyi "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla yargılattılar.

Siz bu ülkede daha ne bekliyorsunuz?

Vatanseverler cezaevinde, 7 yıldır yurt dışı çıkış yasağı ile adli kontrolde, suç makineleri ve teröristler ağır silahlarla sokaklarda, polisimizi, askerimizi ve şimdi de TUSAŞ’ta mühendislerimizi şehit ediyor.

Bir sözüm de Eczacı Özgür Özel’e...

"Kürtlere devlet vaat ediyorum"

"Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum."

Bu da açıklaması!

"Ben Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti devletinin eşit, ayrımsız, kendilerini tamamen mensubu hissettikleri eşit vatandaşlığı kemiklerine kadar hissettikleri Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmalarını öneriyorum.”

Özgür Bey, sen siyaset yapma.

Bu ülkenin tapusu şehitliklerde, şehitlerimizin uhdesindedir.

Bu ülkenin tapusu 86 milyon Türk Milleti'ne aittir.

Kimin ülkesinin tapusunu Kürtlere veriyorsun, ayrımcılık ve bölücülük yapıyorsun?

Bu ülkede hangi Kürt ayrımcılığa uğruyor?

El insaf!

600 milletvekilinin olduğu TBMM’de askerlerimizi, vatandaşlarımızı, polislerimizi, öğretmenlerimizi, çocukları, kadınları, Kürtleri ve Türkleri şehit eden PKK terör örgütünün liderinin yeğeni DEM milletvekili.

TBMM'de bir tane şehit ailesi, şehit eşi, şehit annesi ve babası, şehit evladı yok.

Elini vicdanına koy da söyle!

Bu ülkede kim mağdur?

Kimlerin hakkı yeniyor.

Kimler eşit muamele görmüyor?

Şehit Aileleri ve Gaziler eşit muamele görmüyor.

Bedel ödeyen insanlar, Şehit Aileleri ve Gaziler bu ülkenin meclisine giremezken PKK liderinin yeğeni TBMM'de milletvekili olarak bulunuyor. Kandil'e gidenler, silahlı teröristlerle fotoğraf çektirenler bile TBMM'de bu milletin vergilerinden maaş aldılar.

Son söz!

Bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı bu kadar cahil ve duyarsız olursa, bu ülkenin sahili selamete çıkması mümkün değil.