İTO Başkanı Şekib Avdagiç İTÜ’nün Konuğuydu
“Mühendislikte saha tecrübesi çok önemli”
İTO Başkanı Şekib Avdagiç İTÜ’nün Konuğuydu
İTÜ İş Dünyası Söyleşilerinin bu haftaki konuğu İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve İTÜ Makine Mühendisliği 1982 yılı mezunu Şekib Avdagiç oldu. “Girişimcilikte Zamanı Yakalamak” temasıyla yapılan ve İTÜ’nün sosyal medya hesaplarından çevrimiçi olarak gerçekleşen toplantıda, Şekib Avdagiç tecrübelerinden yola çıkarak İTÜ’lü öğrenci ve yeni mezunlara tavsiyelerde bulundu. Girişimcilik ve zaman yönetimi üzerine önemli mesajlar verdi.
İTÜ İş Dünyası Söyleşilerinin bu haftaki konuğu İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve İTÜ Makine Mühendisliği 1982 yılı mezunu Şekib Avdagiç oldu. İTÜ İletişim Direktörü Adem Dönmez moderatörlüğünde yapılan ve İTÜ’nün sosyal medya hesaplarından çevrimiçi olarak gerçekleşen toplantıda, Şekib Avdagiç girişimcilik ve zaman yönetimi üzerine önemli mesajlar verdi.
Türkiye’nin çalkantılı olduğu bir dönemde İTÜ’de okuduğunu, ama yine de keyifli bir üniversite hayatı geçirdiğini söyleyen Şekib Avdagiç; öğrencilere, İTÜ’de son derece iyi ve nitelikli bir eğitim verildiği, ancak zaman planlamasını iyi yapmaları durumunda derslerin çok ağır gelmeyeceğini, bu sayede diğer aktivitelere de zaman ayırabileceklerini söyledi.
“Mühendislikte saha tecrübesi çok önemli”
Şekib Avdagiç, mühendislik eğitiminin tamamlayıcı unsurunun saha tecrübesi olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Teknik Üniversite verdiği mühendislik bilgi ve birikimi dışında aynı zamanda bir mühendislik ekolüdür de… Teknik Üniversite’yi bitirmiş olmakla birlikte diğer meziyetleri de kazanmış olmak elbette çok önemli. Teknik Üniversiteli olmak gerekli ama yeterli değildir. Benim önerim; gençlerimiz, başarılı bir eğitimin ardından mühendis olarak belli bir süre görev yapmadan evvel yöneticiliğe veya başka makamlara heveslenmesinler. Mutlaka, iş dünyasına adım attıkları bu ilk evrede, kendi meslekleriyle hemhal olsunlar ve işlerinin pratik tarafıyla, başka bir deyişle uygulama yönüyle alakalı ciddi bir birikim elde etsinler. Ondan sonraki zaman içerisinde mutlaka yöneticilik gündeme gelecektir. Sahadaki deneyimlerinin yeterli düzeyde olmaması, onları iş hayatlarında hep bir aksama ile karşı karşıya bırakacaktır.”
“Gençler değişen trendleri iyi okusunlar”
İş hayatında başarıya ulaşmak isteyen girişimcilere ve gençlere tavsiyelerde bulunan Avdagiç; yapay zekâ, dijitalleşme, çevrimiçi yapılan faaliyetler, çevre dostu ürünler gibi bugünün bazı yükselen trendleri olduğunu, ancak iş hayatını sadece dijital dünya üzerinden okumanın da yeterli olmayacağını vurguladı.
“Pandemi döneminde gördük ki, eğer tarladaki köylü buğday yetiştirmezse o buğdayı değirmende birisi öğütmezse, bir kamyonda o buğday fırına girmezse, fırın da o ekmeği çıkartmazsa aç kalıyoruz. Dolayısıyla, dünya sadece sürekli önümüze servis edilen dijital dünyadan ibaret değil. Bunları küçümsemek için söylemiyorum. Bizim, önümüzdeki resmi 360 derece görebiliyor olmamız lazım. Öğrencilerimiz mutlaka kendilerini iyi yetiştirsinler, farklı alanlara da her zaman açık olsunlar. Yeni duyarlılıkları dikkate alarak mevcut süreçleri yönetsinler. Üniversitemiz bizlere çok kaliteli analitik düşünme yeteneği verdi. Başarısız olmaktan korkmasınlar. Çalıştıkları bir konuda hevesleri kalmazsa, kulvar değiştirsinler ve asla pes etmesinler, öğrenmeye daima açık olsunlar. Bütün bu süreçleri elde etme kültürüyle değil, hak etme kültürüyle yürütsünler. Böyle bir hayat felsefeleri olsun; şahsen bunu ben çok önemsiyorum. Bir işi yaparken mutlaka para kazanmaktan öte bir amaçları olsun. Çünkü para kazanmak, onun doğal sonucu olarak zaten olacaktır.
“Bilgiyi Ticarileştirme Merkezimizde her alanda projeye destek var”
Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde her türlü projeye destek verildiğini ve proje bazında hiçbir kısıtlama olmadığını söyleyen Avdagiç, “Ülkemizde birikimli gençlerin girişimci olma konusundaki gayretlerinden ziyade, büyük mekanizmaların parçası olma konusunda kendilerine daha kolay bir yol seçmeleri çok önemli bir problem. Mutlaka gençler arasında girişimci sayısını artırmamız gerekiyor. Girişimci olmayı arzu eden genç arkadaşları motive etmemiz ve destek vermemiz gerekiyor. Devletin bu anlamda farklı kurumlarının destekleri var. Teknik Üniversite’nin, İTÜ ARI Teknokent ve İTÜ Çekirdek gibi bileşenleri var. Bu konuda açık ara öndeler ve çok önemli katkılar sağlıyorlar. Genç girişimcilere yönelik İTO olarak bizim de desteklerimiz var. Bilgiyi Ticarileştirme ve Araştırma Vakfımız tarafından kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde, girişimcilere projelerini gerçekleştirebileceği çok farklı destekler sunuluyor. Bunlardan bazıları; mentörlük, melek yatırımcı bulma, hukuki ve mali destekler, girişimcilik eğitimleri vb.” şeklinde konuştu.
Avdagiç, pandeminin iş hayatına etkileri konusundaki düşüncelerini ise şöyle açıkladı:
“Finansal hizmetler, ihracat, ithalata destek verenler, sanayiye yönelik hizmet sektöründe çalışanlarda kayda değer bir sorun olmadı, aynı zamanda bu süreç içinde önemli bir dönüşüm de yaşandı. Şu anda evden çalışmayla ilgili yeni trendler var. Bu yeni trendlere bağlı olarak, örneğin eşofman üreticileri, üretimlerini nerdeyse dört katına taşıdırlar, ama öte yandan takım elbise satışlarında % 70’lere yakın düşüş var. Dolayısıyla bu dönemde tüketim alışkanlıklarımızda değişimler oldu. Bu değişimlerin büyük bir kısmı, pandemiden sonraki dönemde de hayatımızda kalmaya devam edecek. Bize gelen bilgilere göre kargo şirketlerinin İstanbul özelinde taşıdığı paket sayısı pandemide altı katına çıktı. Yani bir şube düşünün, gönderim adedi 500 paketten 3 bin pakete çıkıyor. Bu inanılmaz bir değişim… Ama ben eminim ki bu, pandemiden sonra tekrar 500’e düşmeyecek, belki bir miktar azalma olacaktır, ama eski sayıya dönmeyecek. Gençlerin bu yeni trendleri iyi okuyup ona göre yol haritalarını belirlemelerinde fayda var.”
Zaman tablonuz olsun
Şekib Avdagiç, sözlerini sonlandırırken özellikle yeni mezunlara ve öğrencilere kendi hayat deneyiminden yola çıkarak önemli tavsiyelerde bulundu: “Meraklı, öğrenmeye açık olmak, zamanı iyi planlamak çok önemli… Zamanı olabildiğince verimli ve kaliteli kullanmak gerekiyor. Para ve eşya tekrar yerine konulabilir, ama zaman yerine konulamaz. Mutlaka her gün en az 50 sayfa kitap okuyun; roman türünde edebi eserler, bilimsel eserler, tarih vs. hangi konu olursa olsun; mutlaka okumaya zaman ayırın. Günde 50 sayfa okuduğunuz zaman dahi, inanılmaz bir şekilde birikiminizin artacağını göreceksiniz. Bütün hayatınız boyunca çözüm odaklı olun; problemin bir parçası değil, problemleri çözen insan olun. Gereksiz kişilerle ve işlerle zaman kaybetmeyin, mutlaka bir amacınız olsun. Bu amaçlar bazen değişebilir elbette, çünkü tek bir amaçla hayatı yaşamak zorunda değilsiniz. Bununla birlikte alanınız olan literatürü takip edecek ve kaliteli bir iletişim kurabilecek bir yabancı dil öğrenmenin de çok önemli ve değerli olduğunu düşünüyorum.”