İttifaklarda; Akşener ya da Bahçeli, Sinan Oğan-Ümit Özdağ'ı ister mi?
Oğan olursa seçim kesin kazanılır mı?
İttifaklarda; Akşener ya da Bahçeli, Sinan Oğan-Ümit Özdağ'ı ister mi? Oğan olursa seçim kesin kazanılır mı?
Kemal Kılıçdaroğlu hâlâ kazanma şansı olan bunun için büyük çaba harcayan önemli bir figür
28 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna 10 gün kala Millet İttifakı liderleri bugün bir araya geliyor. Saat 15’te CHP Genel Merkezi'nde başlayacak toplantıda bundan sonra izlenecek yol haritası belli olacak. Liderlerin bir arada vereceği fotoğraftan ortaya çıkacak metne kadar, her anı önemli bir buluşma bu. Buluşmayı önemli kılan bir diğer nokta ilk turda sandıkta yüzde 5’in üstünde oy olan Sinan Oğan’ın; ittifaka davet edilecek mi, edilecekse hangi şartlarda edilecek, ne teklif sunulacak gibi konuların da netleşecek olması.
Bu arada Sinan Oğan Ata İttifakı’nın adayı. Bu ittifakın ana taşıyıcısı Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi. Onun da milletvekili seçimlerinde yüzde 2.2 oyu var. Ata İttifakı içindeki diğer partiler ve genel başkanları şöyle: Adalet Partisi-Vecdet Öz, Doğru Parti-Rıfat Serdaroğlu, Türkiye İttifakı Partisi-Mehmet Sağlam, Ülkem Partisi-Neşet Doğan. Elbette bu ittifakı kuran, taşıyıcı ana kolon Ümit Özdağ.
Aslında Millet İttifakı’nın iki büyük partisinden İYİ Parti’nin kuruluş sürecine giden yolda partinin genel başkanı Meral Akşener ile Oğan ve Özdağ’ın bir yol arkadaşlığı var. Her üçü de MHP’den gelen aynı zamanda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile 2016 yılında olağanüstü kurultay toplanması talebi yüzünden ters düşüp, mücadele edip ayrılmış isimler.
Süreçte Ankara’daki mahkemenin verdiği kurultay yapılabilir kararına; Tosya ve Gemerek mahkemelerinden karşı karar getirilmesi benim de gazeteci olarak izlediğim polis barikatı önünde Akşener, Oğan ve Özdağ’ın kurultay yapılması planlanan binanın önündeki mücadelesi de var. Bu arada MHP adına bu üç isme karşı hukuki süreci şu anda Demokrat Parti’de olan Cemal Enginyurt yürütmüştü.
Akşener ilerleyen günlerde İYİ Parti’yi kurarken, Özdağ ile de yan yana durmuş, partide genel başkan yardımcılığı görevini vermiş, 2018 seçimlerinde Özdağ İstanbul milletvekili seçilmişti. 2019 yerel seçimlerine gidildiği süreçte başlayan fikirsel ayrışmanın kırılma noktası Özdağ’ın partinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu için kullandığı "FETÖ ile iltisaklıdır" cümlesi olmuştu. Kavuncu ilerleyen günlerde kendisi de savcılığa başvurup hakkındaki iddiaların araştırılmasını istemiş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma yürüterek 2 Haziran 2021’de takipsizlik kararı vererek, böyle bir durumun olmadığı tespitini yapmıştı.
Özdağ 6 Mayıs 2020’de İYİ Parti’den ihraç edildi, 13 Ocak 2021’de Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ihraç kararını iptal etti, 4 Mart 2021’de kendisi istifa etti. Ardından Zafer Partisi’ni kurdu "mülteci karşıtı söylemle" dikkat çekti. Süleyman Soylu’yla girdiği tartışma sonucu onu düelloya çağırdı, İçişleri Bakanlığı'nın önüne gitti.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde önce Muharrem İnce’yi aday olarak destekledi. Ancak ilerleyen süreçte esas çağrıyı iki kez Mansur Yavaş’a yaptı. Karşılık bulamayınca Sinan Oğan aday gösterildi. Ve yüzde 5’in üzerinde oy aldı. Kilit isim haline geldi Oğan ve dolayısıyla Özdağ.
Şimdi gelelim sorulara.
Sinan Oğan ve Ümit Özdağ ne istiyor? Özdağ Sözcü TV’de İpek Özbey’e verdiği mülakatta ilkelerini şöyle açıklıyor:
"Nedir bizim ilkelerimiz? Anayasa'nın değiştirilmemesi, teklif dahi edilemeyeceği… İlk dört maddesinin muhafazasını şart koşuyoruz. 66. Madde ile hiç oynanmaması gerektiğini şart koşuyoruz. 66. Madde "Türk milleti tanımı."
Terör örgütleriyle mücadeleden vazgeçilmemesi, güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyoruz. Tarikat ve cemaatlerin devlet içerisinde bugün kazanmış oldukları etkinlik bizi çok rahatsız hissediyor. Liyakatin terk edilmiş olması… Bunu bir şart olarak koyuyoruz. Ve sığınmacıların vatanlarına dönmesi sürecinin yönetilmesi gerektiğini şart olarak koyuyoruz."
CHP ve İyi Parti, Milet İttifakı bu ilkelerin dışında bir şey mi savundu sorusunu sormak lazım.
Saydıkları şartlar üzerinden hem Millet İttifakı, hem de Cumhur İttifakı ile görüşebileceklerini söyleyen Özdağ, Özbey’in "Siz Kemal Kılıçdaroğlu'nu ancak HDP siyasi sistemin dışında bırakılırsa mı desteklersiniz?" sorusuna şu yanıtı veriyor:
"Biz HDP'yi ve HÜDAPAR'ı terör bağlantılı olarak görüyoruz. HDP ve HÜDAPAR ile yan yana gelmeyiz. Ben bir siyaset bilimci olarak bu sürecin başında Mansur Yavaş’ı, seçilecek muhalif aday tek seçenek olduğunu defaten ve aylarca ifade ettim. Bunun için de ağır eleştiriler aldım. Seçimlerin birinci turunun sonucu haklı olduğumu göstermiştir."
Oğan da Candaş Tolga Işık’a verdiği mülakatta "HDP, PKK ile arasına mesafe koyamayan bir uzantıdır" diye konuştu.
Özdağ’ın ve Oğan’ın "terör bağlantılı" olarak gördüğü HDP’ye oy veren kitle ilk turda yüzde 10’un üzerindeki bir oyla Kılıçdaroğlu’nu tercih etmişti. Bu dil; ikinci turda eğer Özdağ ve Oğan tercihlerini Millet İttifakı’ndan yana kullanırsa (başka bir söylemle Millet İttifakı onları davet ederse) bu yüzde 10’un yeniden gelmesinin önünde engel teşkil eder mi?
HDP (Yeşil Sol) liderleri aynı motivasyonla partililerini Kılıçdaroğlu lehine oy vermeye çağırır mı, daha evvel kullandıkları jargonla "bağra taş basıp oy" çağrısı yapar mı, yoksa seçmene "bildiğinizi yapın mı" der. Üçüncü şıkta sandığa gidişin azalabileceği düşünülebilir.
Kılıçdaroğlu’na yüzde yedi ile dokuz arasında oy taşıyan İYİ Parti de süreci düşünecektir. Çünkü Özdağ ve Oğan Millet İttifakı’nı tercih ederse, gelmek için cumhurbaşkanlığı yardımcılığı da bakanlık da isteyecektir. Burada istenecek-verilecek bakanlıkların her biri aynı zamanda İYİ Parti’nin Akşener’in de hedeflediği bakanlıklarla çakışacaktır. Bu durumda nasıl bir yol bulunacağı da önemlidir.
Cumhur İttifakı’na gelince. MHP, Oğan’ı istemediğini açıkça belli etti. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir ile Bahçeli’ye yakın danışmanlardan Yıldıray Çiçek ve Eyüp Yıldız açık tavır koydu. İpek Özbey’in bu konudaki sorusuna Özdağ şöyle yanıt verdi:
"Keşke Ümit Özdağ ve Sinan Oğan'a göstermiş oldukları tepkiyi bu arkadaşlar HÜDAPAR'a gösterselerdi. HÜDAPAR'a tepki göstermeyip bize tepki gösterenlerin ne kadar Türk milliyetçiliğini temsil ettiklerini, ne kadar ülkücülüğü temsil ettiklerini tarih yazacak."
Yine de Erdoğan’ın Bahçeli’yi ikna etme başarısını ya da MHP’nin beş yıl daha iktidarın rotasını belirlemede ana aktör olma isteğini göz ardı etmemek lazım.
Sinan Oğan ve Ümit Özdağ aldıkları yüzde 5 oyla "king maker" durumuna geldiler. Ancak Oğan’ın geçeceği ittifakı yüzde yüz kazandıracağı kabulünü fazla iyimser buluyorum. Elbette etkisi olacaktır ama sürecin doğru yönetilmesi koşuluyla.
Millet İttifakı açısından bakarsak… HDP seçmenini küstürmeden, motivasyonunu kırmadan, İYİ Parti’nin bugüne kadar gösterdiği çabanın hakkını yemeden, ama özellikle herkesi kucaklayan, pozitif dili bırakmadan bir birlikteliği sağlayabilecek mi?
Bir not da Kılıçdaroğlu ile ilgili. Muhafazakârlar-milliyetçiler ile bir ittifak kurdu. Pek muhtemel yakında milliyetçi kanat daha da "güçlenecek". Kazanılacak bir seçim için daha da önemlisi demokrasi mücadelesi için memleketin tüm görüş, ideolojileriyle yan yana gelmek, dinlemek, anlamak önemliydi. Ancak bunu yaparken partisinin sosyal demokrat kimliğini-dilini her geçen gün daha görünmez kıldı. Türkiye’nin önünde demokrasiyi geri kazanmak için önemli bir seçim var. Kemal Kılıçdaroğlu hâlâ kazanma şansı olan bunun için büyük çaba harcayan önemli bir figür. Ancak seçim sonrası kim kazanırsa kazansın konuşulacak çok konu var.
MURAT SABUNCU / T24