'ÇOCUKLAR, AK PARTİ İSMİNİN GEÇTİĞİ YERDEN KAÇIYOR'

Lütfü Türkkan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında yurt sorunuyla ilgili şöyle konuştu: "Sizden olanlara yatacak yer var biliyoruz, ama Z kuşağına yok. Genel Başkan vekillerinin ‘Hepsi AK Parti’ye oy verecek’ dedikleri o Z kuşağından var ya size zırnık yok. Kendinizi kandırmayın. AK Parti’nin isminin geçtiği yerden kaçıyor o çocuklar, bırakın oy vermeyi. Sizin o kurmak istediğiniz bu yeni rejimin önündeki en büyük engel, siz de onu biliyorsunuz, o yüzden onları da cezalandırıyorsunuz. Beşli çeteye verdiğiniz o teşviklerle yurt yapmaya kalksaydınız bu çocukların hangisi sokakta kalırdı. Sorun yok demekle sorunlar bitmiyor." 

'TÜRKİYE KAYBETTİ'

Türkkan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

“Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda görüşmek için New York’a gitti. Hiç şüphesiz ki Biden ile gerçekleştirilecek olan görüşme sonrası Sayın Erdoğan, bir kez daha ev ödevlerini almış bir halde eve dönecek. Amerika tarafı Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nı koruyup işletmesi ve Afganistan’daki diplomatik misyonların açık tutulması için gereken önlemler konusunda görülüyor ki ısrar edecek. Hatırlayın; 15 Temmuz hain darbe girişiminin planlayıcısı Amerika’ydı. Şimdi nasıl olduysa aynı Amerika’nın buyruklarını arka arkaya yerine getirmeye başladılar. Önce Afganistan ile sınırları açtılar. Sonra da ‘15 Temmuz hain darbe girişimin finansörü’ dedikleri Birleşik Arap Emirlikleri ile masaya oturdular. Tüm bu olan bitenlerin arasında sadece bir kişi kaybetti. O da Türkiye kaybetti.

'KOALİSYONUN İSMİ CUMHUR İTTİFAKİ OLMUŞ'

İktidarın yalanlarının sonu geldi. ‘Millet erken seçim istemiyor, muhalefet istiyor’ diyordu. Artık kendi seçmeni dahil olmak üzere Türkiye’nin büyük bir çoğunluğu erken seçim istiyor. AK Parti seçmeni bu iktidardan kurtulmak istiyor. Milletin rızkını ve bereketini, ülkenin rızkını ve bereketini bu ucube sistem kaçırdı. Bu ucube sistem yüzünden sınırlarımız eleğe döndü. Bu sistemi getirirken ‘Artık koalisyon yok, koalisyon ve erken seçim hiç yok’ demişlerdi. Koalisyonun ismi Cumhur İttifakı olmuş bu dönemde. Küçük ortak büyük ortağı yutmanın, büyük ortakta küçük ortaktan kurtulmanın yollarını arıyor.

'CUKKA İTTİFAKININ YÜRÜMEDİĞİ GÖRÜLÜYOR'

Millet bu cukka ittifakının yürümediğini görüyor. Türkiye’nin yüzde 60’nın erken seçim istediği bir yerde siz istediğiniz kadar ‘Biz erken seçim yapmayız’ deyin. Türkiye bunu istiyor, Türk Milleti bunu istiyor ve erken seçim yapacaksınız. Başka çareniz yok. Kurtuluşunuz yok. Ekonomiyi sürükleyemiyorsunuz. Kendi verdiğiniz 2022 programında bile dolar 10 lira. Doların 10 lira geldiği bir ülkede, siz bu ülkeyi yönetemezsiniz. Bu büyük bir zam demek. Bu sofrada porsiyonun bir kere daha küçülmesi demek. Hep küçültüyorlar ya artık küçüle küçüle porsiyon sofradan kalkmaya başladı. Tek adam sisteminden kurtulmak, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için Türkiye erken seçim istiyor. Bunlar da bunu biliyorlar. Seçim Kanunu değişikliği o yüzden. 20 yıldır yapmadığı işleri yapmaya başladılar. Az bir oyla daha çok oy almanın peşine düştüler. Ama buna rağmen buradan size söylüyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar. Ne seçim değişikliği yaparlarsa yapsınlar, sonuç vermeyecek ve çok büyük bir farkla gidecekler. İstanbul’un ikinci seçimi gibi."

'SAYIN CUMHURBAŞKANI SİZİ KANDIRIYORLAR'

Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şeker pancarı açıklaması için, "Tabii sarayda oturmak böyle bir şey, gerçek enflasyondan haberi yok. Etrafına aldığı, o beş maaş verdiği, dalkavukluktan başka hiçbir işe yaramayan o danışmanların verdiği rakamlara inanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı sizi kandırıyorlar. En çok da o İletişim Başkanı kandırıyor sizi. Milletin önünde sizin uyuyan fotoğraflarınızı, videolarınızı teşhir eden o İletişim Başkanı’nın yalanlarına inanmayın" dedi.

'HALKTAN KOPTUKLARI İÇİN BETONA TAPMAYA BAŞLADILAR'

Türkkan, şöyle konuştu:

“Yurt ücreti hiçbirimiz için ciddi bir anlam ifade etmiyordu, zira çok ufak bir ücretti. Yani öğrencinin bütçesini sıkıntıya koymayacak bir ücretti. Şimdi öyle mi? Yani yurtlarda yer yok, kiralar fahiş şekilde artmış. Sayın Cumhurbaşkanı abartılı buluyormuş, ‘sorun yok’ diyormuş. Devletin sarayında oturuyorsanız gerçekten sorun yok ama ay sonunda kirayı denkleştirmek için kara kara düşünüyorsanız vallahi sorun çok büyük. New York’ta açılışını gerçekleştirdikleri o 170 metrelik binayı o kadar abartıyorlar ki Türkiye’deki gariban vatandaşın o binadan haberi yok ki. Halktan koptukları için betona tapmaya başladılar. Bu iktidar betona tapıyor. Hindistan’da ineğe tapar gibi bunlarda betona tapıyorlar. Onların yerine bari şu öğrencilere yurt yaptırsaydınız da bu öğrenciler banklarda, parklarda yatmasalardı. Saray düzeni böyledir ama, yani milletin feryadını derdini duyamazsınız saraydan. Etrafınız biraz evvel bahsettiğim gibi beş maaşlı danışmanlarla çevriliyse kendinizi Lale Devri padişahı zannedersiniz.

Bu ucube düzen, çatısı akan bir kulübeye döndü. Bu sistemin son mağduruydu öğrenciler. İki yılın ardından kampüslerine dönen o üniversite öğrencileri, KYK yurtlarının yetersizliğinden bahsediyorlar. KYK yurtlarının önemli bir kısmı, kendi yandaşlarına bankadan kredi vererek yaptırdıkları, daha sonra KYK’yla sözleşme ile kiraladıkları o yurtların önemli bir kısmı kampüslerin çok uzağında. İyi yurtları da kendi vakıflarına, kendi yandaş cemaatlerine vermişler. Öğrencileri yine cemaatlerin kucağına itiyorlar. FETÖ’den aldıkları yurtları bu sefer metöye verdiler. Niye aldınız o zaman?"

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve eski HDP Genel Başkan Yardımcısı Sezai Temelli’nin Kürt sorununa ilişkin yaptığı açıklamalar sorulan Türkkan, şunları söyledi: 

"Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir terör örgütünü muhatap alamaz. Daha önce böyle bir hata yaptı. Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye’de çözüm sürecinde terör örgütünü ve ele başısını muhatap aldı. Geldiğimiz nokta ortada. Hendekler kazıldı. 800 tane şehit verdik. O yüzden terör örgütünü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin muhatap alması asla ve kata söz konusu olamaz. Bunu söyleyene de bu sözlerinin doğru bulmadığımı ifade ediyorum." (ANKA)