“İZMİR ÇOK UZUN ZAMAN SONRA VALİ SAHİBİ OLDU”
“İZMİR’DE Kİ SIKINTININ KÖKENİ EKONOMİK”
“İZMİR ÇOK UZUN ZAMAN SONRA VALİ SAHİBİ OLDU”
Necati Bahçeci ve Gün Ortası Programı’nın canlı yayın konuğu Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş oldu. İzmir gündeminin konuşulduğu programda Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Dilek POLATKAN - Gazete Ege // Toplumda bazı değerlerin kaybolduğuna vurgu yaparak, en büyük sorunun iletişimsizlik olduğunu belirten Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş; “Genç arkadaşlarımızın hafızaları biraz bulanık. 35 yıldır bu meslekteyim. Bizler eskiden birbirine katlanan bir toplum içindeydik. Şimdi öyle değil. İletişim yok. Ayrıca sesimizin tonu yüksek değildi, sözümüzün tonu yüksekti” dedi.
53 yaşında olduğunu ifade eden Hasan Tahsin Kocabaş, bugüne kadar ermenist diye bir güruh duymadığını fakat 1 yıldır böyle bir şeyin var olduğunu belirterek; “Net bir şekilde soruyorum, ermenist ne demek? Çok uzun zamandır İzmir’in bir valisi yoktu, İzmir vali sahibi oldu. Bu İzmir’in en büyük şansı. En son tebessüm etmeyi bilen, el sıkmayı bilen son Vali Cahit Kıraç oldu. Onsan sonraki iki Vali halk iletişimini yerle bir etti. Şimdi ise iletişime açık, ayırım yapmadan herkese bir şekilde el uzatan bir vali var Yavuz Selim Köşger. İzmir’i ve bizi iletişimsizlik olumsuz etkiledi” şeklinde konuştu.
“İZMİR’DE Kİ SIKINTININ KÖKENİ EKONOMİK”
İzmir medyasına dair bir kent fanatiği ve İzmir fanatiği olduğunu vurgulayan Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş;” Milenyum denilen şey İzmir’i alt üst etti. Milenyum yılı yeni bir kırılma, yeni bir döngü oldu. İzmir’de neden böyle bilemem. Fakat İzmir için dertliyim. Bundan 10 yıl önceki gibi bağımsız haber ajansları, bağımsız televizyon ve bağımsız gazeteler olsaydı sıkıntı olmazdı. Sıkıntının kökeni ekonomik” dedi.
“EN BÜYÜK HAYALİMİ YAPAMADIM”
Aktif gazetecilik yaparken belediye başkanlarının başına bela olduğunu dile getirerek, bakış açısında derin konuların bulduğunu belirten Hasan Tahsin Kocabaş, hizmete baktığını söyledi ve şöyle devam etti; “Ben dedektif değilim, neden hırsızlığa bakayım. Aziz başkan gel dediğinde çok korktum. Çünkü “danışmaniyeler” diye yazı yazmıştım. Bana da birisi derse ne olacaktı. İzmir meclisi kurmak en büyük hayalimdi ama yapamadım. İzmir’i yaşayan bütün renkleri ile görüş alıp vermek adına çok istiyordum. Son Osmanlılar diye bir dizi çıkartacağız. İzmir’i yönetenler İzmir’i bilmiyor. Biz Pazar günleri üç gazete alan babaların çocuklarıyız gazeteyle büyüdük. Eğer birbirini sevmeme, anlamama devam ederse kötü. Birde şimdi salgın belası var tüm dünya lay lay lom. Ölen ölür kalan kalır mantığı var. Dünü konuşuyoruz da kimle konuşuyoruz anlamazlar ki. Özelikle Pandemi de yalnız olduğumuzu hatırladık. Komşuluk bitti. Birliktelik sorunu var. Garip bir toplum yapımız var diplomalı ve diplomasız. Bayrak hassasiyeti boyut değiştirdi, otellerin önünde 32 ülkenin bayrağı var bayraklar artık dikiliyor”.
“İZMİR’İ HONG KONG YAPMAK İSTİYORLAR”
İzmirli olmadan İzmir üzerine konuşup ahkam kesmenin moda olduğunu vurgulayan Kocabaş; “ Uzun bir süredir belki 16 belki 20 İzmir’de bazı ekonomi aydın entelektüel ilginç gruplar var. Bunların torunları da aynı yolda. İzmir İngilizciydi. İzmir Ak Partiyi neden sevmedi? İddia ediyorum AKP İzmir’i içselleştirmiş olmakla beraber, yaklaşımları Özal gibi, Adnan Menderes gibi, Tansu Çiller gibi olsaydı İzmir bir yerden tutardı. Öyle şeyler konuştular öyle şeyler yaptılar ki. Birileri İzmir’i ikinci HONG KONG yapmak istiyor” dedi.
“İL SAĞLIK MÜDÜRÜ BAŞARILI DEĞİL”
Son olarak katıldığı programda salgın ile alakalı görüşlerini dile getiren Hasan Tahsin Kocabaş; “Çok başarılı bir imtihan veriyorduk. Bu konuda Sağlık Bakanlığının çabalarını takdir ediyorum. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü başarılı değil. Müdürü değiştirmeyi düşünsünler. Bizzat yaşadığım bir olay var ve mahkeme aşamasında. Koordinasyon tartışılır durumda. Herkes bilsin şu ya da bu nedenden dolayı test yaptıran herkes otomatik olarak riskli olarak işleniyor. İzmir’de kötü kokular alıyorum ve her fırsatta Twitter’ dan Sağlık Bakanı’na şikayet ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı.