İzmir Milletvekili D. Müsavat DERVİŞOĞLU TBMM'ye deprem konulu iki ayrı araştırma önergesi verdi
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
DERVİŞOĞLU’NDAN, KONTROL DIŞI YAPILAR VE DEPREM FELAKETİNE KARŞI BİNALARDA ALINACAK ÖNLEMLER İÇİN İKİ AYRI ARAŞTIRMA ÖNERGESİ
İYİ Parti Grup Başkanvekili, İzmir Milletvekili D. Müsavat DERVİŞOĞLU, kontrol dışı yapı stokunun taşıdığı risklerin araştırılması ve tespitlerin ortaya konulması amacıyla ve Türkiye genelinde fay hatlarının üzerinde bulunan ve yüksek tehlike altında olan şehirlerimizdeki binaların depreme dayanıklılık durumlarının incelenmesi, binaların hasar tespit çalışmalarının yapılması, hasar tespitlerine göre yıkılacak ya da onarılacak binaların sayıları ve bu kapsamda deprem felaketi için binalarda alınacak tüm önlemlerin belirlenmesi ve belirlenen önlemlerin ivedilikle uygulanmaya başlanması amacıyla; Anayasa’nın 98’inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis’e iki Araştırma Önergesi sundu.
İMAR BARIŞI İLE TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDA MİLYONLARCA RUHSATSIZ YAPI, ‘YAPI KAYIT BELGESİ’ İLE RESMİYET ALTINA ALINMIŞTIR
Dervişoğlu’nun, kontrol dışı yapı stokunun taşıdığı riskler konusunda, “Ülkemizde kentsel ve kırsal yerleşimlerin önemli bir bölümü 1’inci derece deprem bölgesi olan fay hatlarının oluşturduğu alanlarda yer almaktadır. Kamuoyunda imar barışı olarak adlandırılan kanun değişikliğiyle 31.12.2017 tarihinden önce inşa edilmiş ruhsatsız veya ruhsat ile eklerine aykırı yapılara ya da yapıların ilgili kısımlarına ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemeyle birlikte Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca yapı, vatandaşların bazı mağduriyetleri bahane edilerek, denetimleri yapılmaksızın, sahiplerinin beyanı doğrultusunda ‘Yapı Kayıt Belgesi’ ile resmiyet altına alınmıştır. Daha önce yıkılmasına karar verilen yapılar dahi İmar Barışı kapsamına alınmış ve böylece geniş ölçekte bir kontrol dışı yapı stoku sorunu ortaya çıkmıştır” diyerek talep ettiği Meclis araştırmasının gerekçeleri şöyle:
“Türkiye'nin deprem riski en yüksek şehirlerinin ruhsatsız yapı stokunun çok ciddi boyutta olduğu üzüntü verici bir gerçektir. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum 13.06.2019 tarihinde yaptığı açıklamada bu süreçte imar barışından yaklaşık 10 milyon 79 bin vatandaşın faydalandığına işaret etmiştir. Sayın Bakan yaptığı açıklamada "En fazla başvuru gelen iller arasında İstanbul'umuz 1 milyon 747 bin başvuruyla, İzmir'imiz 811 bin 452 başvuruyla Ankaramız da 469 bin başvuruyla üçüncü sırada yer alıyor” ifadesini kullanmıştır.
Ülkemizdeki yapı stokunun önemli bir kısmı mühendislik hizmeti alınmadan, güvensiz ve sağlıksız bir biçimde üretilmiştir. Bilim insanları ve mühendisler, Türkiye genelinde 20 milyon civarında bulunan yapı stokunun büyük oranda yenilenmesi, güçlendirilmesi gerektiğini ifade etmekte; İstanbul özelinde ise milyonlarca İstanbullunun deprem güvenliği olmayan konutlarda yaşamakta olduğunu, olası İstanbul depremine ilişkin üretilen senaryoların en iyimser olanında bile, depremin on binlerce yapıyı etkileyeceğini ve yüz binlerce insanın hayati tehlike yaşayacağını tahmin ettiklerini belirtmektedir.
Bu büyük risklere rağmen getirilen İmar Barışı ile deprem sorunu daha da çözümsüz hale dönüşmüştür. İmar Barışı ile affedilen yapıların hangilerinin deprem ve diğer doğa olaylarına karşı gerekli standartları taşıyıp taşımadığı bilinmemekte, bu konuyla ilgili bilgiler ise kamuoyu ile paylaşılmamaktadır.
Ülkemiz için büyük tehlike arz eden bu riskli yapıların yıkılma ya da güçlendirme çalışmalarının bir an önce tamamlanması hususunda çok ciddi bir kamuoyu beklentisi bulunmaktadır. Kamuoyunun bu beklentisinin gerçekleştirilmesi ise ancak kapsamlı bir araştırmayla mümkün olabilecektir. Bu amaca katkı sunmak amacıyla; Meclis Araştırması açılması konusundaki teklifimizi Gazi Meclisimize ve milletimize sunuyoruz.”
DEPREM TEHLIKESI ALTINDA OLAN ŞEHIRLERIMIZDEKI BINALARIN DEPREME DAYANIKLILIK DURUMLARININ IVEDILIKLE ARAŞTIRILMASI GEREKMEKTEDIR
Müsavat Dervişoğlu, “Türkiye coğrafi bölge özellikleri bakımından yoğun fay hatları üzerinde bulunmaktadır. Dolayısıyla deprem felaketi ülkemiz için kaçınılamaz bir gerçektir ve deprem felaketinin ülkemizde bir yıkıma ya da can kaybına sebep olmaması için gerekli çalışmaların yapılması elzemdir” diyerek talep ettiği Meclis araştırmasında ise gerekçelerini şöyle açıkladı:
“Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası, AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından yenilenmiş ve akabinde 18 Mart 2018 tarih ve 30364 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Yeni Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni haritanın, en güncel deprem kaynak parametreleri, deprem katalogları ve yeni nesil matematiksel modeller dikkate alınarak çok daha fazla ve ayrıntılı veriyle hazırlandığı belirtilmiştir.
AFAD’ın yayınladığı haritaya göre ülkemiz coğrafi bakımından yoğun fay hatları üzerinde bulunmaktadır. Dolayısıyla ülkemizde sık sık deprem felaketleri yaşanmaktadır. Türkiye Deprem Tehlike Haritası’na göre ülkemizin 81 ilinin neredeyse yarısından fazlasının altında bulunan fay hattı yüksek tehlikeli olarak sınıflandırılmaktadır.
Deprem felaketinin ülkemizin bir gerçeği olduğunu maalesef kabul etmek zorundayız. Deprem önlenebilir bir afet değildir fakat depremden görülecek zararı yok etmek bizim elimizdedir. Ülkemizi bu felakete göre dizayn etmek devletimizin en öncelikli sorumluluklarından. Çünkü vatandaşlarımızı deprem değil, binalar öldürmektedir.
Bunun en yakın örnekleri; 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ’da meydana gelen 6,5 şiddetindeki ve 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de meydana gelen 6.9 şiddetindeki depremlerdir. Meydana gelen depremlerde birçok bina yerle bir olmuştur. Elâzığ depreminde 44 vatandaşımız, İzmir depreminde ise son verilere göre 102 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Her iki depremde de gördüğümüz gibi yan yana olan binalardan biri yerle bir olmuşken diğerinde ise hasar dahi oluşmamıştır.
Son bir yılda yaşanan iki elim deprem hadisesi göstermektedir ki fay hatları üzerinde bulunan ve deprem tehlikesi altında olan şehirlerimizdeki binaların depreme dayanıklılık durumlarının ivedilikle araştırılması gerekmektedir. Bu kapsamda Türkiye genelinde ve yüksek tehlikeli deprem bölgesinde yer alan iller özelinde çürük ve riskli raporu verilen, ağır ve orta hasarlı olduğu tespit edilen kaç binanın olduğu, bu binaların kaçının yıkıldığı, kaçında oturulmaya devam edildiği, onarım ve güçlendirme çalışması başlatılması gereken kaç binanın olduğunun araştırılması ve gerekli çalışmaların bir an önce başlatılması hayati önem arz etmektedir. Bu sebeplerden ötürü meclis araştırması açılmasını arz ediyoruz.”
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye coğrafi bölge özellikleri bakımından yoğun fay hatları üzerinde bulunmaktadır. Dolayısıyla deprem felaketi ülkemiz için kaçınılamaz bir gerçektir ve deprem felaketinin ülkemizde bir yıkıma ya da can kaybına sebep olmaması için gerekli çalışmaların yapılması elzemdir. Bu sebeplerden ötürü Türkiye genelinde fay hatlarının üzerinde bulunan ve yüksek tehlike altında olan şehirlerimizdeki binaların depreme dayanıklılık durumlarının incelenmesi, binaların hasar tespit çalışmalarının yapılması, hasar tespitlerine göre yıkılacak ya da onarılacak binaların sayıları ve bu kapsamda deprem felaketi için binalarda alınacak tüm önlemlerin belirlenmesi ve belirlenen önlemlerin ivedilikle uygulanmaya başlanması amacıyla Anayasa’nın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını saygılarım arz ederim.
D. Müsavat DERVİŞOĞLU
İzmir Milletvekili
İYİ Parti Grup Başkanvekili
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Ülkemizde kentsel ve kırsal yerleşimlerin önemli bir bölümü 1’inci derece deprem bölgesi olan fay hatlarının oluşturduğu alanlarda yer almaktadır. Kamuoyunda imar barışı olarak adlandırılan kanun değişikliğiyle 31.12.2017 tarihinden önce inşa edilmiş ruhsatsız veya ruhsat ile eklerine aykırı yapılara ya da yapıların ilgili kısımlarına ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemeyle birlikte Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca yapı, vatandaşların bazı mağduriyetleri bahane edilerek, denetimleri yapılmaksızın, sahiplerinin beyanı doğrultusunda ‘Yapı Kayıt Belgesi’ ile resmiyet altına alınmıştır. Daha önce yıkılmasına karar verilen yapılar dahi İmar Barışı kapsamına alınmış ve böylece geniş ölçekte bir kontrol dışı yapı stoku sorunu ortaya çıkmıştır.
Söz konusu bu kontrol dışı yapı stokunun taşıdığı riskler ülkemizin araştırılması gereken en öncelikli konuları arasındadır. Bu risklerin araştırılması ve tespitlerin ortaya konulması amacıyla; Anayasa’nın 98’inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması konusunda gereğini arz ederiz.
D. Müsavat DERVİŞOĞLU
İzmir Milletvekili
İYİ Parti Grup Başkanvekili