İzmir neden kirli, İzmir neden kokuyor?
Türkiye’nin incisi bir kent için “kirli mi kirli, pasaklı mı pasaklı” diye başlamış, İzmir’in yöneticilerine gülücükler atarak yazısını bitirmiş.
İzmir neden kirli, İzmir neden kokuyor?
Muzaffer Ayhan Kara, eşinin memleketi İzmir’e yerleşmeye karar vermiş. Eşinin doğup büyüdüğü eve taşınmışlar. Göztepe-Güzelyalı arasında bir yerde yaşayacaklarmış. İzmir’e gelir gelmez “İzmir neden bu kadar kirli” başlığı altında bir yazı kaleme almış ve bir güzel saydırmış.
Türkiye’nin incisi bir kent için “kirli mi kirli, pasaklı mı pasaklı” diye başlamış, İzmir’in yöneticilerine gülücükler atarak yazısını bitirmiş.
İzmir’e adımını atar atmaz İzmir’e alışmaya başladığını göstermiş. İzmir’e ilk gelenler benzer tepkileri verir, arkasından da burnu kokuya alışır.
İzmir’e ilk geldiğim yıllarda, Alsancak’tan Karşıyaka tarafına geçerken keskin lağım kokusundan burnunuzun direği kırılırdı. Şimdi o kadar değil.
Şimdi İzmir’in en gözde semtleri Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir ve Çiğli’ye kadar bu semtler üfül üfül lağım kokar. İlk bir ay o kokuyu hissedersiniz. Sonrasında sizin eleştirileriniz dikkate alınmış ve İzmir’i yönetenler lağım kokusunu siz istediniz diye yok etmiştir (!)
Veya burnunuz kokuya alışmıştır.
İzmir’in sorunları nedeniyle Aziz Kocaoğlu’nu suçlamayınız. Tunç Soyer’den de bir şey beklemeyiniz. İzmir’in sorunlarını bir genel sekreter, bir başkan çözemez.
Ben bu durumu 2009 yerel seçimleri öncesinde görmüş ve hayatımı karartan “İzmir iktidar olmalı — İzmir’i iktidar partisi almalı” başlıklı köşe yazısını yazmıştım.
O yazı ile CHP düşmanı ilan edildim.
Gazetemin tabelaları indirildi.
Zabıta mobbingleri nedeniyle Aziz Kocaoğlu’nun belediyesi ile mahkemelik oldum.
Sonuç olarak zabıtaya hakaretten hapis cezası aldım. Gazetenin ofisini CHP’li belediyenin zabıtalarının baskınlarından ve tacizlerinden korumak için taşımak zorunda kaldım.
CHP’li kardeşler “adalet” sloganları atsalar da ben CHP’nin İzmir iktidarında “adalet” görmedim.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın yaptırdığı villasıyla siyaset yapıyordu. Kılıçdaroğlu’nun da villa yaptırdığı haberini yazdım.
O haberden sonra CHP düşmanlığım (!) tescillendi.
Ben CHP düşmanı değilim, hiç olmadım da, sadece doğru gazetecilik yapmak istedim. Doğruları yazdım.
CHP İzmir İl Başkanı hakkında Karşıyaka Adliyesine yapılan suç duyurusunu haber yaptım. İzmir Adliyesi Yusuf İnan’a dava yağdırdı.
Eski defterleri açmak niyetinde değilim.
CHP yöneticileri sadece benim eleştirilerime kulak verseydi, bugün iktidar alternatifiydiler.
Dikkatinizi çekerim, CHP’nin İzmir iktidarında bir tane muhalif eleştirel gazete yoktur. Bir tek Yerel Gündem vardı. O da CHP — Cemaat — FETÖ işbirliği ile batırıldı.
Uzun zamandır Yusuf İnan İzmir’de yok. Yerel Gündem de yok.
Ne oldu İzmir uçtu mu?
Daha beter olmuş. İzmir’de bir gece kaldım, balkonun kapısını açmamla lağım kokuları içeri doldu.
Böyle bir şehirde nasıl yaşanır ki? Bebekler, anneler lağım kokan bir şehirde nasıl sağlıklı kalabilir?
İzmir’in yaşadığı sorunların çözümü için çok çalıştım. Ünlü mimarlarla, mühendislerle görüştüm. İzmir’in yapısal sorunlarını bilimsel analizlerle ortaya koydum.
Sonuç olarak;
CHP düşmanı, AKP yandaşı. Gazetesine reklam vermeyin, yüz dava açıp batıralım denildi.
Yıl 2019, İzmirliler daha da kötü şartlarda yaşıyor. Ak Parti döneminde yapılan çevre yolları ve Konak Tüneli olmasa, İzmir nefes bile alamayacak.
Son olarak İzmir’i yönetenlere, İzmir’in ağır ağabeylerine İzmir’deki sorunu ve çözümünü söylüyorum.
Kendi menfaatleri için. İzmir’e trilyonluk yatırım yapıyorlar. Kimse lağım kokan bir kentten ev, ofis alıp yerleşmez. Ticaretini İzmir üzerinden yapılandırmaz.
İzmir’in en önemli sorunu, Çiğli Atık Su tesislerinin olduğu bölgedeki lağım denizidir, İzmir’in çöpleri ve atıklarıdır.
İzmir, o bölgeyi ve körfezi temizlemediği, körfezi kirleten dereleri ıslah etmediği, İzmir’i kirleten ticari işletmeleri şehirden çok uzakta, imbat rüzgârının tersi istikametinde alternatif yaşam mahalli sunmadığı sürece, bu kaderden kurtulamaz.
İzmir’e gelenler kısa sürede lağım kokusuna alıştığı için, yakın zamanda İzmir’e mucize bir elin dokunma ihtimali de yok.
Her şey insanda bitiyor.
Türkiye bir lider bekliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi yatay mimariyi yaygınlaştıracak. Türkiye’yi yeniden yapılandıracak, ayağa kaldıracak bir lider.
Proje hazır. Ukrayna ve Rusya’da yaygın olan Daça Sistemi Türkiye’de uygulanmaya başlanırsa, Türkiye ve Türk Milleti yeniden doğar.
Türk insanı hastanelere koşmaktan, erken yaşta ölmekten, kanser, diyabet, ALS, tansiyon gibi hareketsizliğin ve stresin tetiklediği hastalıkların cenderesinde ölümü beklemekten kurtulur. Türkiye’nin yeniden dirilişi, kurtuluşu, Türk Halkının sağlıklı ve uzun yaşayabilmesi, Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerde yaygın olan Daça sistemi ile mümkün…
Sosyalizmin en güzel meyvesi Daça sistemidir. Daça sistemini hayata geçiren, parti programı içine alan her siyasi parti ve lider, adını tarihe altın harflerle yazdırır.
Benim katkımı da unutmayın…
Sevgiyle kalın. Düşmanlıktan, düşmanca düşüncelerden, tuzak kurmaktan, masum insanlara iftira atarak kirli işlerinizi örtmeye çalışmaktan kaçının.
Gerçek mutluluk hilesiz ve tertemiz bir hayat yaşamaktan geçer.
Ava giden avlanır. Tuzak kuran tuzağa düşer. İftira atan iftiraya uğrar.
Başkalarının çocuklarının hayatlarıyla oynarsanız, Allah da sizin çocuklarınızın hayatlarıyla oynar, yüreğinizi yakar.
İyilik, kıymeti bilinmez ama atalarımız, “İyilik yap at denize, balık bilmezse Halık bilir.” Demiş.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
E-Mail: [email protected]