İzmir'de seçim havası yok! Foça'da hiç yok

Foça'da seçim havası yok!

İzmir'de seçim havası yok! Foça'da hiç yok


İzmir'de seçim havası yok! Foça'da hiç yok

HASAN ESER YAZDI

31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri için süreç devam ediyor.

Seçim çalışmalarını sürdüren belediye başkan adaylarının “seçim havasına” yeni yeni girdiğini söyleyebiliriz. 

Fakat vatandaşlar nezdinde henüz bir seçim havası oluşmadı.

Vatandaşın gündeminde seçim meçim yok!

Ortada ne heyecan var ne de geleceğe dair bir umut…

80’li ve 90’lı yılların yerel seçimlerini hatırlıyorum da adeta şölen havasında geçerdi seçimler.

Bir zamanlar kafelerde, berberlerde, toplu taşıma araçlarında seçimler üzerine ne muhabbetler dönerdi.

Şimdilerde kimsenin ağzı bıçak açmıyor. Hiç kimse siyaset konuşmak istemiyor.

Ortada bir bıkkınlık bir yılgınlık söz konusu… 

Çok değil, bundan daha 5 yıl öncesiydi!

Her ne kadar beklentilerin altında kalsa da 2019’da Tunç Soyer’in Büyükşehir Belediyesine aday gösterilmesi İzmir’de bir heyecan yaratmıştı.   

Her ne kadar büyük bir hayal kırıklığı yaşatsa da Fatih Gürbüz’ün Foça Belediye Başkanlığına aday gösterilmesi de Foça’da bir heyecan yaratmıştı. 

Çünkü Aziz Kocaoğlu ve Gökhan Demirağ, 3 dönem üst üste iktidarda kalmanın yorgunluğunu ve yıpranmışlığını yaşıyordu.

31 Mart yerel seçimleri için Cemil Tugay’ı Büyükşehir’e, Saniye Bora Fıçı’yı da Foça Belediye Başkanlığına aday gösteren CHP, ne İzmir’de ne de Foça’da bir heyecan yaratamadı.

Özgür Özel’in CHP Genel Merkezinden estirdiği “değişim rüzgârı” CHP’nin İzmir’deki yelkenlerini şişirmeye yetmedi.

Yelkenlerini şişiremeyen CHP, sönük yelkenlerle hedefine ulaşmaya çalışıyor. 

Diğer şehirleri bilemem! Ama İzmir’de CHP’li seçmenin motivasyonu neredeyse hiç yok!

İzmir’de 20 yıldır “AK Parti’yi ve Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan al aşağıya etmek” motivasyonuyla CHP’ye oy veren seçmenlerin, 2023 genel seçimleriyle birlikte o motivasyonları yerle bir oldu.

O motivasyon öyle sihirliydi ki…

Birkaç istisna dışında, neredeyse hepsi birer facia olan CHP’li belediye başkanlarının başarısızlıkları bile o motivasyonu hiçbir zaman bozmaya yetmedi.

Normal şartlarda (başka bir partiden aday olmuş olsalar) belediye başkanı seçilebilme noktasında hiçbir şansları ve ihtimalleri olmayan isimler, bahse konu o motivasyonun sayesinde belediye başkanlığı yapma şerefine nail oldular.

Aslında bu durum onlar için birer fırsattı ama değerlendiremediler. 

CHP’den aday olup seçilmenin kolaylığıyla koltuğa oturanların hiçbiri, hizmet üzerine kurulu bir belediyecilik anlayışıyla (Tıpkı Yılmaz Büyükerşen veya Mansur Yavaş gibi) markalaşıp isimlerini partilerinin üzerine çıkaramadılar. 

Tabii onlar şunu çok iyi biliyorlardı: İzmir’in herhangi bir ilçesine belediye başkanı olmak için ne vatandaş desteğine ne de belediyecilikte destan yazmaya gerek var. Lazım olan tek bir şey var ki o da CHP Genel Merkezi tarafından kendilerini bir şekilde yeniden atatmayı başarmak.

Gelelim karşı mahalleye…

Evet, benzer bir durum AK Parti’nin İzmir kanadı için de geçerli.

AK Parti kurulduğu günden bugüne, İzmir’de sadece Binali Yıldırım’ın aday gösterildiği 2014 yerel seçimlerinde bir heyecan yaratabildi. 

Taha Aksoy ve Nihat Zeybekci’nin adaylıkları AK Parti’nin İzmir’deki kemik oyunu konsolide etmekten öte gidemedi.

İzmir’de Hamza Dağ’ın aday gösterilmesiyle tezahür eden heyecan da ilçe teşkilatlarıyla sınırlı kaldı.

AK Parti, İzmir’de yine her kesimden oy alabilecek bir aday tercihinde bulunmadı. 

Düşünüyorum da Bergama’da aday değişikliğine gitmek zorunda kalan AK Parti’nin,  Kınık’ın başarılı Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer’i Bergama’ya aday yaptığı gibi…

AK Parti’nin İzmir’in herhangi bir ilçesinde (Kınık’ın merkeze uzaklığı büyük dezavantaj) rüştünü ispatlayabilen ve marka olabilen bir ilçe belediye başkanı maalesef olmadı.

CHP’nin 2019’da ilçe belediye başkanlarını büyükşehir belediye başkanlıklarına aday gösterip başarılı olduğu gibi, AK Parti’nin de İzmir’de Büyükşehir’e aday gösterebileceği bir ilçe belediye başkanı olmalıydı. Kaldı ki AK Parti için İzmir’de herhangi bir ilçenin belediye başkanını parlatıp öne çıkarmak çok da zor olmasa gerekti.

Peki, Hamza Dağ’ın İzmir’de hiç mi şansı yok?

Hamza Dağ, İzmir’e ve parti teşkilatına son derece hâkim bir isim.

Hamza Dağ’ın bir diğer şansı da Bilal Saygılı gibi değerli bir isimle yol yürüyor olmasıdır.

AK Parti İzmir Başkanlığı koltuğunda oturan Bilal Saygılı, koltuğunu sadece milletvekilliği için sıçrama tahtası olarak gören siyasetçilerden biri değil. 

Öyle ki oturduğu koltuktan güç alan değil, oturduğu koltuğa güç veren isimlerden biri olan Bilal Saygılı, gerçekten AK Parti’nin İzmir’de başarılı olması için canla başla mücadele ediyor.

Dahası, Teşkilat Başkanlığı koltuğunda da Rahmi Taştan gibi deneyimli bir ismin oturması da ayrıca bir avantaj…

Diyeceğim o ki, İzmir’in AK Parti cenahındaki tablo olumlu ve her şey Hamza Dağ’ın lehine…

Gelelim asıl soruya: Hamza Dağ, CHP seçmeninden oy alabilir mi?

Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da muhafazakâr kesimden oy almayı başarabildiği gibi, Hamza Dağ’ın da İzmir’de Kemalist seçmenden oy olabileceğine ihtimal vermiyorum.

Ancak CHP’nin İzmir’de aday gösterdiği birçok ismi tasvip etmeyen ve CHP’ye oy vermekle AK Parti’yi ve Recep Tayyip Erdoğan’ı asla iktidardan gönderemeyeceğini artık kabul eden İzmir seçmeni (girizgâhta izah etmeye çalıştığımız motivasyonsuzluk sebebiyle) bu seçimde sandığı protesto edebilir ve katılımın düşük olması da tabii ki Hamza Dağ’ın hanesine artı puan olarak yazar.

Bu yazı için son sözümüz olsun: Herkesle ittifak yapmayı başaran Meral Akşener, keşke özüne dönebilseydi de İYİ Parti İzmir’in ilçelerinde Cumhur İttifakı’nı, Cumhur İttifakı da İzmir Büyükşehir’de Ümit Özlale’yi destekleyebilseydi. Fena mı olurdu?

HASAN ESER / MAHALLİ GÜNDEM