İzmir’deki kalabalıklar seçimi muhalefetin kazanacağı anlamına mı geliyor?

14 Mayıs 1950 tarihli seçimin öncesinde İstanbul’da, en kalabalık Miting CHP'nin di!

İzmir’deki kalabalıklar seçimi muhalefetin kazanacağı anlamına mı geliyor?




Seçime doğru: İzmir’deki kalabalıklar seçimi muhalefetin kazanacağı anlamına mı geliyor?

FEHMİ KORU YAZDI...

Dün İstanbul’da oynanan Beşiktaş-Galatasaray derbisinden önce, futbolseverler, İngiliz Premier liginin iki önemli takımı olan Liverpool ile Tottenham arasındaki maç için ekran başına kilitlenmişlerdi.

Liverpool iki golle önde olduğu halde Tottenham oyuncuları atağa kalkarak durumu 3-3’e getirmişken, hem de hakemin maçı bitirmek için düdüğünü çalmak üzere ağzına götürdüğü son dakikada, ev sahibi takım bir gol daha kaydederek, maçı kazandı.

Beşiktaş da 1-0 geride başladığı maçta, biri son dakikada gelen 3 golle rakibi Galatasaray’ı geride bıraktı.

İki maçı da son dakika golleri belirledi.

[Galatasaray’ın yenilgisi taraftarlarını üzmüştür mutlaka; Beşiktaş taraftarları da galibiyete sevinmiştir. Maçın böyle bitmesi benim de aralarında bulunduğum Fenerbahçelileri ise umutlandırdı. Galatasaray’ın bir mağlubiyete daha uğraması FB’ye şampiyonluğu getirebilir çünkü.]

“Bize ne futboldan” diyenlerdenseniz merak etmeyin yazımın konusu yine siyaset.

Artık iki haftadan az bir süre kalmış seçimle ilgili bu yazı.

İki kez (1971 ve 1980) darbelere maruz kalarak siyaset dışına itilmiş olduğu halde yedinci kez başbakanlığa gelmeyi, hatta siyasi hayatını cumhurbaşkanı olarak tamamlamayı başarmış Süleyman Demirel’in, “Bazıları maratonun 42 kilometre olduğunu düşünür, yanlış, maratona katılanlar 42 km sonrasında 195 metre daha koşmak zorundalar” dediği bilinir.

Evet, maratona katılanlar 42 km koşunca ipi göğüsleyeceklerini sanırlarsa yanılırlar, önlerinde katetmeleri gereken 195 metre daha vardır çünkü.

Maraton 42 km 195 metredir.

Tıpkı, Liverpool’a 3 gol atınca skoru eşitlediğini ve bir puanı garantilediğini düşünen Tottenham takımı oyuncularının, son saniyede yedikleri sürpriz golle yenilgilerine bir yenilgi daha kattıkları gibi…

Ve tıpkı, 1-0 öndeyken yedikleri 2 golle geriye düşen Galatasaray’ın skoru eşitleme mücadelesinde başarılı olamayıp son saniyede üçüncü golü de yiyerek şampiyonluk yolunda sarsıntı geçirmesi gibi…

İzmir hafta sonu iki gün üst üste iki ittifakın mitinglerine sahne oldu.

Cumartesi günü Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan kalabalıklara konuştu, pazar günü de Millet İttifakı içerisinde yer alan partilerin liderleri ile seçimi kazanırlarsa cumhurbaşkanı yardımcısı olacakları duyurulan İstanbul ve Ankara’nın büyükşehir belediye başkanları, cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte, İzmirlilerin karşısına çıktılar.

Medyada dünden beri hangi mitingin daha kalabalık olduğu çekişmesi yaşanıyor.

Genel kabul, Millet İttifakı kalabalığının daha fazla olduğu yolunda. 

Doğru olabilir bu kabul ama bu duruma bakıp iki hafta sonraki seçimin sonucuyla ilgili bir tahminde bulunulabilir mi?

Biraz siyasi tarih bilenlerin bu soruya kesin olumlu cevap vermesi mümkün değildir.

Çok partili siyasi hayatın ilk demokratik seçimi olan 14 Mayıs 1950 tarihli seçimin öncesinde, ülkemizin en büyük kenti İstanbul’da, en kalabalık kitleyi mitinginde gören parti CHP’ydi.

Birkaç gün sonra seçimi kaybedecek olan CHP…

Dönemin CHP il başkanı sıfatı da bulunan İstanbul valisi Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay’ın, biraz sonra kürsüye çıkıp vatandaşlara hitap edecek olan CHP genel başkanı sıfatlı Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye, Saraçhane’de toplanmış büyük kalabalığı göstererek, “İşte Paşam İstanbul” diye övündüğü tarihe geçmiştir.

En kalabalık mitingini yapabildiği İstanbul da dahil ülkemizin pek çok kentinde seçimi CHP kaybetmişti.

1950’de. DP’nin %55.2 oranındaki oyuna karşılık CHP %39.6 oy alabilmişti. Uygulanan seçim sistemi bir ilde hangi parti daha fazla oy almışsa ilin bütün milletvekillerini o partiye kazandırdığı için, TBMM’deki sandalyelerin %85’ini DP kazanmış oldu.

“İşte Paşam İstanbul” sözünün yerini, o seçim kampanyasında DP’nin kullandığı Yeter, söz milletindir sloganı almıştı.

Anayasaya göre Haziran ayında yapılması gereken şimdiki seçimin tarihini, AK Parti genel başkanı sıfatı da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırf Yeter, söz milletindir sloganını kampanyada kullanabilmek amacıyla, erkene aldı.

14 Mayıs’a…

Seçime az bir süre kaldı, AK Parti sözcüleri o sloganı hiç mi hiç kullanmıyor…

Dönemin muhalefet partisi DP tarafından 1950 seçiminde başarılı biçimde kullanılmış “Yeter, söz milletindir” sloganını, bu seçimde de yine muhalefet partileri kullanıyor.

Ne zaman “14 Mayıs” tarihi anılsa, o tarihin iktidara karşı muhalefetin zaferi olduğu hatırlanıyor çünkü.

Cumhur İttifakı kendi tercihiyle belirlenmiş tarih yüzünden daha ilk elde ciddi bir taktik hatayla seçim kampanyasına başlamış oldu.

Seçmeni sandıkta kendilerinden yana oy kullanmaya sevk edeceği düşünülerek son aya bırakılmış vaatler ve müjdeler takvimi de, iktidarın aleyhine çalışabilecek bir başka taktik hata…

Özellikle 20 yıldan fazla süredir ülkeyi yöneten bir iktidarın yapmaması gereken bir hata bu.

Şöyle bir iktidar-muhalefet atışması öngörüsünde bulunalım:

İktidar: Maaşlara zam yaptık… 

Muhalefet: İyi de neden şimdi?

İktidar: Hayat pahalı da ondan…

Muhalefet: Tamam da, hayat pahalılığının sebebi kim/ne? Zamlar sonrasında da hayat hala pahalı olmaya devam ediyor.

İktidar: Büyük eserlere imza attık, şimdi de TOGG, uçak gemisi, doğalgaz, petrol… Yetmez mi?

Muhalefet: Yetebilirdi de neden şimdiye bırakıldı bunlar?

İzmir’de miting alanını dolduran muhalif kitleler ile oraya gitme zahmetine katlanmayan iktidar yanlılarının zihinlerinden geçenleri yansıtan bu soru-cevaplar seçim gününe kadar kalıcılık kazanırsa, sandık sonucu muhalefet lehine gerçekleşebilir.

Kalabalıklara aldanılır ve kitlelerin iknası konusu ihmal edilirse son dakika golü yenilebilir ya da maratonun 42 kilometresi koşulduktan sonra 195 metrelik o kısa merhale alınmazsa ipi arkadan gelen göğüsleyebilir.

“Olmaz” demeyin, olur, geçmişte olduğunu biliyoruz.  

https://fehmikoru.com/secime-dogru-izmirdeki-kalabaliklar-secimi-muhalefetin-kazanacagi-anlamina-mi-geliyor/

FEHMİ KORU