"Kabil Havaalanı'nın İhalesi Türkiye'ye Kaldı"

Erdoğan: ‘‘Bu topraklarda asla gerilim, çatışma ve husumet görmek istemiyoruz’’

"Kabil Havaalanı'nın İhalesi Türkiye'ye Kaldı"


"Kabil Havaalanı'nın İhalesi Türkiye'ye Kaldı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar’ın başkenti Doha’ya düzenlediği iki günlük resmi ziyaret sona erdi. Ziyareti VOA Türkçe’ye değerlendiren Türkiye’nin eski Katar Büyükelçisi Mithat Rende’ye göre, Katar, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumdan avantaj sağlamak istiyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Toplantısı kapsamında Katar’ın başkenti Doha’ya iki günlük resmi ziyaret düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın da aralarında bulunduğu bir heyetle Katar’a giden Erdoğan, resmi ziyaretin ilk gününde Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile görüştü.

Erdoğan, son 20 yılda Körfez ülkeleri arasında en güçlü bağları olduğu Katar’la ilişkilere özel bir önem verdiğini saklamıyor.

Erdoğan: ‘‘Bu topraklarda asla gerilim, çatışma ve husumet görmek istemiyoruz’’

Cumhurbaşkanı gezisinin ikinci gününde Ankara ile Doha arasındaki askeri işbirliğinin en önemli göstergesi olan Katar-Türk Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığı’nda yaptığı konuşmada Katar’ın güvenlik ve istikrarını Türkiye’den ayrı tutmadığının mesajını verdi.

Erdoğan, ‘‘Türkiye olarak, Katar ile birlikte tüm Körfez bölgesinin huzur ve esenliğine büyük önem veriyoruz. Bu topraklarda asla gerilim, çatışma ve husumet görmek istemiyoruz. Gerek yeraltı kaynakları itibarıyla, gerekse ticari bakımdan çok büyük potansiyeli olan bu güzel coğrafyanın, kardeşlikle, dayanışmayla gündeme gelmesini, her alanda gelişmesini, güçlenmesini arzu ediyoruz. Hangi kökene, mezhebe, meşrebe sahip olursa olsun Körfez halklarının tamamı bizim özbeöz kardeşimizdir. Körfez ülkeleriyle işbirliğimizi bu anlayışla karşılıklı çıkar ve saygı temelinde ilerletmeye çalışıyoruz’’ dedi.

Erdoğan: ‘‘Katar'ın ülkemizde başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda yatırımları bulunuyor’’

Son altı yılda dış ticaret hacmini ikiye katlayarak 1,5 milyar dolara çıkaran iki ülkenin hedefi orta vadede 5 milyar dolara ulaşmak.

Cumhurbaşkanı, henüz tam olarak bastırılmamışken 15 Temmuz darbe girişimini kınayan ilk Arap ülkesi olan Katar’ın bu tutumunu da hiç unutmuyor.

Erdoğan, ‘‘Başta 15 Temmuz kanlı darbe girişimi olmak üzere Katarlı kardeşlerimizin milletimizle sergilediği dayanışmayı asla unutamayız. Ayrıca Katar, Türk ekonomisine yönelik spekülatif ataklarda da daima bizlerin yanında olmuş, ülkemize duyduğu güveni göstermiştir. Cumartesi günü Siirt ziyaretimizde açılışını yaptığımız Türkiye'nin ilk Çinko İzabe Tesisi, iki ülke arasındaki ortaklığın sembollerinden birisidir. Temelini attığımız kurşun, gümüş ve sülfürik asit fabrikalarının da inşallah hizmete girmesiyle toplam 7 bin 500 kardeşimiz istihdam imkanına kavuşacaktır. Bu ortak girişim dışında Katar'ın ülkemizde başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda yatırımları bulunuyor. Türkiye'nin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat eksenli büyümesine katkı sunan Katarlı kardeşlerimize biz de gereken desteği veriyoruz’’ dedi.

İmzalanan 15 anlaşmayla ilgili ayrıntılı bilgi verilmedi

Ziyaretin ikinci gününde iki ülke arasında 15 anlaşma imzalandı.

AFAD, Antalya Diploması Forumu, KOSGEB, Turizm Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sağlık Bakanlığı, Spor Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Anadolu Ajansı ve Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi ile muhatap kurumlar arasında çeşitli anlaşmalar imzaladı.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu ile Katar İş İnsanları Derneği Başkanı Şeyh Faisal bin Qassim Al Sani imzaladığı mutabakat zaptının çerçevesi ise açıklanmadı.

Rende: ‘‘Kabil Havalimanı’nın ‘açık tutulma ihalesi’ Türkiye’ye çıkmış durumda’’

Türkiye’nin eski Katar Büyükelçisi Mithat Rende, Türk Lirası’nın değer kaybı içinde olmasının tüm diğer ülkeler gibi Katar için de bir yatırım fırsatı oluşturduğunu hatırlattı.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Renda, ‘‘Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Toplantısı iki ülke liderinin başkanlığında toplanıyor. Bu mekanizma çerçevesinde ekonomik, askeri ve siyasi ilişkiler ele alınıyor. Katar’da iki yüz kadar Türk şirketi var ve bu şirketler 15 milyar dolarlık projeler yürütüyor. Katar’ın Türkiye’ye yatırım bakımından ilgisi de sürüyor. Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, açıkça ‘ekonomik zorlukların yarattığı fırsatlardan yararlanmak isteriz’ dedi. Katar, Türk Lirası’nın değer kaybı nedeniyle Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ortamdaki avantajları kullanmak isteyecektir. Bunun dışında askeri ilişkiler de güçlü. Cumhurbaşkanı’nın hitap ettiği ortak askeri üs ilişkilerin derinliğini gösteriyor. Bunun dışında Katarlı pilotların Türkiye’de eğitilmesi meselesi var. 35 uçak ve 250 personelin geleceği söyleniyor. Kabil Havalimanı da görüşmelerde gündeme gelmiş olmalı. Havalimanının açık tutulması Batı ve ABD kadar gıda desteğine ihtiyaç duyan Afganistan için de önemli. Anlaşılan bu ihale Türkiye ve Katar’a çıkmış durumda’’ dedi.

‘‘Türkiye, BAE ve Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirmek istiyorsa Müslüman Kardeşler’e mesafeli olmalı’’

Arap Baharı’nın en başından beri sorunlar yaşadığı Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) sorunların aşılması için ilk adımları atan Türkiye’nin Mısır ve Suudi Arabistan ile de benzer arayışlar içinde olduğu belirten Mithat Rende, bu ilişkilerin sürdürülebilir olması için yeni dönemde Türkiye’nin Müslüman Kardeşler ile ilişkilerini daha da mesafeli hale getirmesinin gerekli olabileceğini ifade etti.

Eski büyükelçi, ‘‘Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in beklenmedik ziyareti önemliydi. İkili ilişkilerdeki gerginliğin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tavan yaptığını biliyoruz. Görüşmelerde 10 miyar dolarlık bir yatırım niyeti olduğu söylendi. Mal alımı, gayrimenkul alımı ya da Varlık Fonu’ndan belirli tesislerin satın alınması mı var bu yatırım içinde onu zaman gösterecek ama Suudi Arabistan’la da normalleşme arayışları var. Hatta Cumhurbaşkanı’nın Katar ziyareti marjında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşme olacağı iddiaları vardı. Selman yarın Doha’ya gelecek ama bir görüşme olacağı teyit edilmedi ama o tarafla da bir normalleşme arayışı var. Buna rağmen Suudi Arabistan’da Türk mallarına ambargo sürüyor. Mısır ve İsrail’le de benzer çabalar var. Bir an önce büyükelçilerin tayin edilmesi lazım. Büyükelçi olmaksızın ilişkileri nasıl geliştireceksiniz? Bölge ülkeleri ile normalleşme çabalarının arkasında ABD desteğine dair olduğunu farz ediyoruz. Bilindiği gibi Müslüman Kardeşler, Körfez’deki kraliyet ailelerine karşı oldukları sır değil. BAE ve Suudi Arabistan da Müslüman Kardeşleri tehdit olarak görüyor. Türkiye bu ülkelerle ilişkilerini normalleştirmek istiyorsa Müslüman Kardeşler’e daha mesafeli olmalı ve hassasiyetlere dikkat etmeli’’ dedi.

VOA