Kabine revizyonu siyasi hamle mi, iç çekişme mi?

"Parti içi çekişme"

Kabine revizyonu siyasi hamle mi, iç çekişme mi?


Kabine revizyonu siyasi hamle mi, iç çekişme mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabinede yaptığı mini revizyon siyaset kulislerinde heyecan yaratmadı. Siyasi gözlemcilere göre Erdoğan Pekcan’ı kabine dışı bırakarak "yolsuzlukların üstüne gittiği mesajını" vermeye çalıştı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, AKP’nin 24 Mart’taki 7. Olağan Büyük Kongresi'nden sonra siyasetin gündeminden düşmeyen kabine revizyonunu sonunda gerçekleştirdi.

Muhalefetin yolsuzluk iddialarının hedefindeki Ruhsar Pekcan’ı kabine dışı bırakan Erdoğan, onun yerine Ticaret Bakanlığı görevine AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Muş’u atadı. Revizyon kapsamında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş ile birleştirilen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yeniden ikiye ayrıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı görevine, AKP 7. Olağan Kongresi’nde Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Derya Yanık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na da Cumhurbaşkanlığı ve Sosyal Politikalar Kurulu Başkanvekilliği görevini yürüten Vedat Bilgin getirildi. AKP’li yetkililer; MHP kökenli Bilgin’in MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından pek tutulmasa da kabinede AKP-MHP dengesi açısından önem taşıdığını söylüyor.

Erdoğan’ın, AKP 7.Olağan Büyük Kongresi’nden sonra kabinede yaptığı "minik değişiklikler" Ankara’da "mini revizyon" olarak nitelendirildi. Erdoğan’ın bu revizyonla, kongre sonrası kabinede büyük değişiklik olacağına dair tüm beklentileri "boşa çıkardığının" konuşulduğu Ankara kulislerinde "Aslında bu yapılan revizyon da değil. Bu yapılan; yolsuzluk iddialarının hedefindeki Ruhsar Pekcan’ı görevden alma hamlesi, onun yerine de Berat Albayrak’ın arkadaşı Mehmet Muş’un atanması" yorumu öne çıkıyor.

Öyle ki Ankara’da günlerdir Ruhsar Pekcan ile eşi Hasan Pekcan’ın kendi firmalarından Ticaret Bakanlığı’na 9 milyon lira değerinde dezenfektan sattığına ilişkin iddiaların arkası kesilmiyor. CHP genel başkan yardımcılarından Ali Öztunç’un belgeleriyle birlikte ortaya koyduğu bu iddialara Ticaret Bakanlığı’nın, Ruhsar Pekcan’ın firmasından alınan dezenfektan fiyatının "en uygun" olduğu şeklinde yanıt verilmesi de dikkat çekmişti. Bakanlık açıklamasında Ruhsar Pekcan ile eşi Hasan Pekcan’ın sabihi oldukları Nanoksia Biyoteknoloji firmasından dezenfektan alındığı belirtilirken, bu alımın yolsuzluk gibi gösterilmesi "art niyetli" olarak nitelenmişti.

Ruhsar Pekcan

Ruhsar Pekcan

Ruhsar Pekcan’ın bakanlık görevinden istifa edip hakkında yargı sürecinin başlatılmasını isteyen CHP’ye tüm muhalefetten destek gelmişti.

Pekcan’a istifa çağrılarının yükseldiği süreçte Pekcan’ın Erdoğan’a "bakanlıktan istifa edebileceği" bilgisini ulaştırdığı ancak Erdoğan’ın istifa yerine "görevden alma"yı uygun bulduğu için gece yarısı kabinede değişikliğe gittiği bilgisi de siyaset kulislerine yansıdı.

Ankara'da siyaset kulislerinden öte AKP’yi yakından tanıyan gazetecilerden Sedat Bozkurt da, Erdoğan’ın Pekcan’ı görevden alarak "yolsuzlukların üstüne gittiği"ne dair kamuoyuna bir mesaj vermeye çalıştığını söylüyor.

Kabinedeki değişikliğe "revizyon bile denemeyeceğini" söyleyen Bozkurt, DW Türkçe’ye “Cumhurbaşkanlığı hükümet siteminde hiçbir bakanın görevinden istifa etmesi diye bir şey yok. Erdoğan ne derse o olur ama Pekcan konusunda görevden alma işlemini özellikle hızlandırdığı ortada. Çünkü zaten 128 milyar doların nerede olduğu sorusuyla sıkıştı. Şimdi bir yolsuzluk iddiası var ve onun üzerine gittiğine dair siyasi bir hamle yapıyor" değerlendirmesinde bulunuyor.

Ticaret Bakanı Mehmet Muş

Ticaret Bakanı Mehmet Muş

"Albayrak ruhu"

Ruhsar Pekcan’ın yerine Ticaret Bakanlığı görevine AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Muş’un atanması da Ankara’daki "Berat Albayrak kulislerine" bir yenisini daha ekledi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan Kasım 2020’de istifa eden Berat Albayrak’ın tekrar kabineye dönüp dönmeyeceği kadar cumhurbaşkanı yardımcısı olup olmayacağının konuşulduğu Ankara’da kabine revizyonuyla bunların hiçbirinin olmaması dikkat çekti.

Gazeteci Sedat Bozkurt "Berat Albayrak kabineye giremedi ama onun en yakın arkadaşlarından biri olan Mehmet Muş girdi. Bu da, hükümette Albayrak’ın ruhunun dolaştığını gösteriyor" diyor. Erdoğan’ın İçişleri, Adalet, Milli Savunma bakanlıklarında değişiklik yapmadığı sürece kabinedeki minik değişikliklerin revizyon olarak adlandırılamayacağına vurgu yapan Bozkurt, önümüzdeki süreçte de Erdoğan’dan büyük değişiklik beklenmediğini ifade ediyor. Bozkurt, "Erdoğan, yolsuzluk iddialarının üstüne hamlesini yaptı, çekildi. Nasıl kongre sonrası parti yönetiminde kritik değişiklikler yapmadıysa şimdi de yapmadı" diyor.

"Parti içi çekişme"

Sabancı Üniversitesi’nden siyaset bilimci Berk Esen de, Mehmet Muş’un bakanlık görevine getirilmesini DW Türkçe’ye değerlendirirken "AKP’nin içeriden bölündüğü ortada. Sürekli bir Berat Albayrak sancısı yaşanıyor ama o da yakınlarını, arkadaşlarını bakanlığa taşıyor. Belli ki Mehmet Muş’un bakanlığa getirilmesi de parti içi bir operasyon. AKP’deki Albayrak’la somutlaşan iç çekişmenin kabineye yansıdığı ortada" diyor.

Esen’e göre Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ikiye bölünmesi ise "büyük hata". Bu iki bakanlığın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilirken 2018’de birleştirildiğini hatırlatan Esen, "Demek ki yeni yapılanmada da bir hata olmuş. Devletin dağıttığı sosyal yardımlar bu bakanlık üzerinden yürütülüyordu. Özellikle pandemi döneminde bu yardımların nasıl vatandaşa ulaştırılacağı önem taşıyor. Oysa şimdi; bürokrasi yeniden ikiye ayrılacak. Yeni bir yapılanma, yeni zaman kaybı ve sistem karmaşası olacak" uyarısında bulunuyor.

Hilal Köylü / Ankara

 Deutsche Welle Türkçe