Kadınlarda ikincil kısırlığın sebepleri nelerdir?

İLERLEMİŞ YAŞ

Kadınlarda ikincil kısırlığın sebepleri nelerdir?


Kadınlarda ikincil kısırlığın sebepleri nelerdir?

Eğer bir kez bebeğiniz olduysa, neden başka bir bebeğe sahip olamayasınız ki? Ama olamayabilirsiniz. Pek çok kadın ikincil kısırlık teşhisi ile şok yaşıyor.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Kalay, ikincil kısırlığın sebepleri ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi:

İLERLEMİŞ YAŞ

“İkinci, üçüncü veya dördüncü kez hamile kalmaya çalışan kadınlar doğal olarak ilk kez anne olan annelerden daha yaşlı olduğu için, yaşla ilgili sorunları yaşama olasılığının daha yüksek olduğu anlamına gelir. Doğaya meydan okuyamayız. 46 yaşının bir kadının üreme yaşam süresinin doğal sonu olduğunu düşünüyoruz. Çocuk sahibi olmak için uzun süre beklemeyin.

 

KİLO ALMAK

Kilo alımını ikincil kısırlıkla doğrudan ilişkilendiren hiçbir çalışma yapılmamış olsa da kanıtlar, daha fazla vücut yağına sahip olmanın ikincil kısırlık riskini artırabileceğini gösteriyor.

Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, örneğin, aşırı kilolu veya obez olarak sınıflandırılan kadınların, regl döngülerini ve yumurtlama düzenlerini bozabilecek ve kısırlık risklerini artırabilecek hormonal kaymalar yaşayabildikleri bulunmuştur.

 

YARA İZİ, YAPIŞIKLIKLAR VE TIKALI TÜPLER

Üreme organlarında veya üzerindeki yara izi veya yapışıklıklar hamile kalmayı zorlaştırabilir. Bu tür yapışıklıklar veya yara izi, örneğin ektopik gebeliğin komplikasyonları veya sonraki bir ameliyat gibi fallop tüplerinden birini veya her ikisini bloke ederse, bu tıkanma spermin bir yumurtayı döllemek için tüplere girmesini engelleyebilir. Rahimde yapışıklıklar, yara izi, regl dönemleri gibi hafif veya gözden kaçmış sorunlara yol açabilir, döllenmiş bir yumurtanın implante edilmesini ve hamilelik olmasını engelleyebilir.

Bazı kadınlar için bunun gibi yapışıklıkları temizlemek ameliyat hamile kalmalarına yardımcı olmak için yeterli olabilir. Ancak bu tür bir iç yara izi veya hasarı olan çoğu kadına doğrudan tüp bebek tedavisine geçilmesi daha iyi olabilir. Çünkü bu teknik, tıkalı tüpleri atlayarak döllenmiş bir yumurtayı doğrudan uterusa yerleştirmektedir.

 

ÖNCEDEN GEÇİRİLEN ENFEKSİYONLAR

Pelvik enflamatuar hastalık veya bir kadının üreme organlarının enfeksiyonu kısırlığa neden olacak kadar fallop tüplerine ve uterusa zarar verebilir. Durum, klamidya veya bel soğukluğu gibi önceki cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yanı sıra sezaryen gibi geçmiş bir ameliyattan kaynaklanan enfeksiyondan da kaynaklanabilir.

Sezaryen de dahil olmak üzere, karın her açık olduğunda, yara dokusu oluşumu potansiyeli vardır.

Kronik endometrit, rahim içi tabakasının iltihaplanması durumudur – bu tipik olarak bir enfeksiyondan dolayı olur- ve bu da bir embriyonun rahime yerleşmesini zorlaştırabilir. Bu durum, kısırlığı olan kadınların yüzde 40 kadarını etkiler, teşhis edilmesi zor olabilir ve yaşla birlikte daha da kötüleşebilir.

 

DİĞER SAĞLIK KOŞULLARI

Yaş, kilo ve yara izi birçok ikincil kısırlık vakasını açıklayabilirken, diğer tıbbi durumlar da önemli rol oynayabilmektedir.

Rahim duvarı hücreleri rahim dışında büyüdüğünde ortaya çıkan endometriozis; yumurtalıklarda, fallop tüplerinde ve diğer iç organlarda iltihaplanma ve yara dokusuna neden olabilir ve yumurta kalitesi veya embriyo implantasyonu ile ilgili sorunlara yol açabilir. Tüm bunların hepsi hamile kalmayı zorlaştırabilir.

Hormonal dengesizliğin düzensiz dönemlere, kilo alımına, yumurtalıklarda kistlere ve daha fazlasına neden olduğu yaygın bir durum olan polikistik over sendromu (PCOS), kısırlık riskini artırabilir.

Yaşla birlikte büyüyebilen rahim üzerinde veya içinde kanserli olmayan büyümeler olan rahim fibroidleri de fallop tüplerini tıkayabilir ve rahmi doldurabilir, bu da bazılarının gebe kalmasını zorlaştırır. PCOS ve miyomlar yaşla birlikte kötüleşebilir, bu da en azından kısmen daha erken bir gebeliğin elde edilmesinin neden bu kadar zor olmadığını açıklayabilir.

Hipotiroidizm veya Hashimoto hastalığı gibi tiroid rahatsızlıkları da hormon seviyelerini değiştirebilir ve yumurtlama sürecini engelleyebilir.”