Kadınların Bekarlık Soyadını Kullanma Hakkı ve Toplumsal Yansımaları

Aile Düzenine Etkisi: Eşitlik Temelli Bir Yaklaşım

Kadınların Bekarlık Soyadını Kullanma Hakkı ve Toplumsal Yansımaları




Anayasa Mahkemesi’nden Tarihi Karar: Kadınların Bekarlık Soyadını Kullanma Hakkı ve Toplumsal Yansımaları

İYİ PSİKOLOG / İZMİR

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesini iptal etmesiyle birlikte, 28 Ocak 2024 tarihinden itibaren evlenen kadınların kocasının soyadını alma zorunluluğu ortadan kalktı. Bu iptal kararı, evlilikle birlikte kadının bekarlık soyadını tek başına kullanma hakkını tanıyor. Bu tarihi karar, Türkiye’deki toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Peki, AYM'nin bu kararı toplumsal olarak ne anlama geliyor ve dünyadaki uygulamalarla nasıl kıyaslanabilir?

Toplumsal Yansıma: Eşitlik Mücadelesinde Yeni Bir Adım

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, kadınların evlilik sonrası soyadı üzerinde tam kontrol sahibi olmasını sağlıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliği adına önemli bir adım olarak görülüyor. Uzun yıllardır tartışılan bir konu olan kadınların soyadı meselesi, bu kararla birlikte kadınların bireysel kimliklerini koruma haklarını pekiştiriyor. Kadınların sadece kocalarının soyadını kullanma zorunluluğundan kurtulması, toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Dünyadaki Uygulamalar: Soyadı Seçiminde Kadınların Hakları

Dünyada birçok ülke, kadınlara evlilik sonrası soyadı konusunda seçim hakkı tanıyor. Örneğin, Fransa, Belçika, İtalya gibi ülkelerde kadınlar evlendikten sonra isterlerse kendi soyadlarını kullanabiliyorlar. İspanya’da ise evlilik sonrası soyadı değişikliği tamamen isteğe bağlıdır. İsveç ve Norveç gibi İskandinav ülkelerinde de kadınlar, evlilik sonrası soyadlarını değiştirmeden kullanabiliyorlar. Bu ülkelerde, bireysel kimliklerin korunması ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda uzun yıllardır uygulanan politikalar, kadınların evlilik sonrası soyadı kullanımı konusunda daha özgür seçimler yapmalarına olanak tanıyor.

AYM Kararının Kadınlar Üzerindeki Etkisi

Bu karar, Türkiye'deki kadınlar için büyük bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Kadınlar, artık evlilikle birlikte kendi kimliklerini koruma ve bireysel kimliklerini evlilik hayatında da sürdürme özgürlüğüne sahip olacaklar. Bu durum, kadınların toplumsal hayatta kendilerini daha güçlü hissetmelerine ve eşitlik mücadelesinde daha kararlı adımlar atmaları için cesaret bulmalarına yol açabilir. Kadınların kendi soyadlarını koruyabilmeleri, toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden önemli bir adımdır ve kadınların iş, sosyal ve aile hayatındaki statülerini güçlendirebilir.

Aile Düzenine Etkisi: Eşitlik Temelli Bir Yaklaşım

Bazı eleştirmenler, bu yasanın Türkiye’de aile düzenini bozabileceği endişesini dile getirse de, bu endişeler temelsiz görünüyor. Aile yapısı, soyadından çok daha karmaşık ve derin ilişkilere dayanır. Kadınların kendi soyadlarını kullanma hakkı, aile içindeki roller ve sorumlulukları değiştirmez; aksine, daha eşitlikçi bir aile yapısı kurulmasına katkı sağlayabilir. Eşler arasındaki karşılıklı saygı ve bireysel haklara duyulan saygı, bu kararın aile düzenine olumlu katkı sağlayabileceğini gösteriyor.

Sonuç: Türkiye İçin Önemli Bir Adım

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği adına atılmış önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Kadınların soyadlarını koruma hakkı, onların bireysel kimliklerini evlilik içinde de sürdürmelerine olanak tanıyarak, toplumsal cinsiyet rollerine yönelik algıları değiştirebilir. Dünyadaki örnekler, bu tür düzenlemelerin toplumsal yapıyı olumlu yönde etkileyebileceğini gösteriyor. Türkiye’de de bu düzenleme, aile içindeki eşitlik ve saygıyı teşvik ederek, kadınların toplumdaki yerini güçlendirebilir.

www.iyipsikolog.com.tr