''Kadınların sesi olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz!''

İzmir İş Kadınları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin Röportajı

  ''Kadınların sesi olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz!''


İzmir İş Kadınları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin Röportajı

    ''Kadınların sesi olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz!''

 İzmir İş Kadınları Derneği  (İZİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin, Ege’nin Gazetesi Haber Müdürü Ece İçmez’in sorularını yanıtladı.

 Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim biraz kendinizden bahseder misiniz?

Liseyi bitirdikten hızlı bir evlilik süreci yaşadığım için üniversite hayallerimi biraz ertelemek zorunda kaldım. Sonra eşimi desteğiyle otuz yaşında üniversiteye başladım. İç mimar olarak mezun oldum ve böylece iş hayatına atıldım. İş hayatındaki bilgi birikimimi artırmak ve sosyal sorumluluk projelerinde daha aktif rol alabilmek için 2010 yılında İZİKAD’a katıldım. İZİKAD 2008 yılında kuruldu, ben 2010 yılından beri derneğin her kademesinde çalıştım. Önce üyeydim, sonra komitelerde çalıştım, komite başkanlıkları yaptım, genel sekreterlik yaptım. Şimdi de İZİKAD’ta yönetim kurulu başkanlığı yapıyorum.

 

Maalesef ülkemiz ve Dünya Coronavirüs’e teslim oldu. Toplantılarınızı bu süreçte online olarak yürüttüğünüzü ve yeni projelere devam ettiğinizi biliyoruz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Ülkemizde ilk koronavirüs vakalarının görülmesinin ardından yönetim kurulumuz ile birlikte karar alarak toplantılarımızı ve etkinliklerimizi internet üzerinden yürütme kararı aldık ve hala etkinliklerimizi internet üzerinden yapıyoruz. Her ne kadar pandemi dolayısıyla sıkıntılı bir dönem yaşasak da eğitimlerimiz hız kesmeden devam etti. 8. Genç İş İZİKAD projesinde genç girişimcilerimize online eğitimler vererek, projelerine destek olduk ve Temmuz ayında yüksek bir katılımla ödül törenini gerçekleştirdik. Genç girişimcilerin ülke ekonomisi için vazgeçilmez bir değer olduğunu biliyoruz ve elimizdeki  imkanlarla gençlerimizin yanında yer almaya devam ediyoruz. Yine sürdürülebilir projelerimizden olan finansal okuryazarlık eğitimlerine yerel yönetimlerimiz ile birlikte online olarak yapmaya devam etmekteyiz.

İzmir özelinde iş dünyasında bir değerlendirme yapabilir misiniz, İzmirli iş kadınları pandemi sürecinden nasıl etkilendi?

Pandemi süreci tüm iş dünyasını doğrudan etkiledi. Hastalığın yayılımını durdurmak ve bulaşım hızını azaltmak için uzun bir süre işlerimizi evlerimizden yürütmek durumunda kaldık. İzmir sosyal bir kent. Sosyal hayatı hareketli, işleri ile sosyal yaşamı dengeli yürüten bir şehir İzmir. Bu anlamda İzmir eve kapansa da işlerini online olarak yürütme imkanı bulurken, sosyal yaşam büyük sekteye uğradı. İzmir’de yazları Perşembe öğleden sonra kimseyi bulamazsınız, hafta sonu için yazlıklarına, Çeşme’ye yazlık ilçelere giderdi. Bu durum profesyonel iş yaşamı için olumsuz bir durum yaratsa da İzmir’in yaşam kriterleri içinde kendine vakit ayırmak, ailesine vakit ayırmak, sosyal yaşamda bulunmak anlamında güçlü bir yanı olduğunu gösterir. Bu pandemi sürecinde sosyal hayatın sekteye uğraması İzmirliyi fazlasıyla olumsuz etkiledi diyebilirim. Evlerde geçirdiğimiz süre boyunca duruma adapte olmakta zorluk çektik ve biraz motivasyon kaybı yaşadık.

Bu dönemde uzaktan çalışma kaçınılmaz bir durum oldu sizce bu devam edecek mi? İş insanları bu duruma nasıl bakıyor?

Pandemi süreci iş yağış şekillerimizi de değiştirdi. Firmaların bazı departmanları evlerinden de bir aksama yaşamadan işlerini halledebiliyorlar. En azından aşı çalışmaları tamamlanana kadar uzaktan çalışma düzeni devam edecek diye düşünüyorum. Mesela konuk konuşmacılarımızı artık online olarak ağırlıyoruz. Bu bize hem maddi hem de zaman olarak büyük bir avantaj sağlıyor. Daha önce ulaşmak da zorlandığımız, zaman ve mekan uymadığı için ağırlayamadığımız bir çok uzmanı online toplantılar sayesinde evinin salonundan, çalışma odasından evlerimize konuk ettik, bu bize büyük bir kolaylık sağladı.

Kısa sürede daha nitelikli iş yapma imkanı sağladığı için pandemi süreci bittiğinde dahi bazı departmanlar uzaktan çalışma sistemiyle devam edeceklerdir. Pandemi süreciyle birlikte dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu da gördük. Aslında bu yaşadığımız dönem gelecekle ilgili bize bazı ipuçları veriyor. Dijitalleşmenin hayatımızın orta noktasından yer almasıyla birlikte uzaktan çalışma sistemine göre kendimizi hazırlamamız ve buna göre hareket etmemiz gerekiyor.

 Kadınların iş hayatında daha fazla yer almasının cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına neden olacağını ifade ediyorsunuz sizce bunu sağlamak nasıl mümkün olabilir?

Kadınların iş hayatında daha aktif olarak yer alması toplumsal tabuların yıkılmasına neden olacak. Kadınların iş yaşamında aktif yer alması demek bir diğer anlamıyla ilerlemenin ve kalkınmanın kapısını açacak. Her sektör ve meslekte kadınların yer alması katılımcı demokrasiye katkı koyarak, söz sahibi olmasına vesile olacak. Söz sahibi olmak ve hakların savunuculuğunu yapmak zaten cinsiyet eşitliği anlamına geliyor. Şirketlerin üst düzey yöneticilerinde genellikle erkeklerin yer aldığını görüyoruz ama kadın yöneticilerin de çok başarılı olduğu gözlemliyoruz. Kadınların iş yaşamında yaşadığı sıkıntıların önüne geçmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sağlıklı ve demokratik bir toplum düzeni için her şeyden önce eşitlik olması lazım. Kadınlara imkan verildiği müddetçe giriştikleri her işten başarılı çıktıklarını biliyoruz ve İZİKAD olarak kadınlarımıza ve genç kadınlarımıza elimizden gelen desteği veriyoruz. Çünkü kadının bulunduğu ortamda maksimum fayda sağlanır. Bu yüzden iş hayatında kadının daha fazla yer alması cinsiyet eşitliğine neden olacağını söylüyoruz.

İZİKAD tarafından genç kadın girişimciliğinin desteklenmesi ve İzmir’de teknolojik ve diğer her türlü girişimlerin teşvik edilmesi amacı ile ‘Genç İZİKAD Projesi’ni hayata geçirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi  Başkanı Tunç Soyer de projeye destek vererek işbirliği protokolü imzaladı. Genç İZİKAD Projesi çalışmaları ne durumda?

Genç İZİKAD Projesi ile kız üniversite öğrencilerinin girişimciliğe ilişkin farkındalığı ve yetkinliğinin artırılması ve girişimciliği teşvik ederek, yeni bir kariyer hedefi sunmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda bu yıl 8. Genç İZİKAD projesini tamamladık ve dereceye girenlere ödülümüzü verdik. Bu seneki yarışmamızda mentorlarımızın desteğiyle grup çalışmalarımız tamamladık. Bu projemiz ile genç kadınlara girişimcilik eğitimleri, atölye çalışmaları, mentorlük desteği verip aynı zamanda da karşılıklı bir bilgi alışverişinde bulunmuş oluyoruz. Bu sene yazılım, medikal ve tarım alanında grupların proje hazırlaması bizleri mutlu etti. Her sene daha güzel projeler önümüze geliyor ve gelen projelerin uygulanabilir olması için İZİKAD olarak yönlendirmemizi yapıyoruz. Genç kadınlara destek olmak demek ülke refahına katkı sunmak demektir. Bu anlamda projelerin hayata geçirilmesi adına İzmir Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer’in desteği çok değerli ve anlamlı. Dereceye giren projelerimizi bu sene başkanımıza gönderdik, uygulanabilir buldukları projelere uygulama desteği alacağız, bu da bizi fazlasıyla mutlu etti.

İZİKAD Üniversite öğrencisi genç kızlara burs veriyor. Bu zamana kadar kaç öğrenci burs aldı ve şu an da kaç üniversitesi öğrencisi burs alıyor?

İZİKAD olarak bizim önceliklerimizden biri de maddi durumu uygun olmayan ve başarılı genç kızlarımızı destekleyerek onları eğitim hayatlarını yarıda bırakmalarına engel olmak. Bu kapsamda hem dernek hesaplarında bağış topluyoruz hem de Gülence biblolarımızla elde edilen gelirleri genç kızlarımızın eğitimleri için harcıyoruz. İZİKAD üyesi mimar Ayşe Elçi'nin tasarladığı gülümseyen kız bibloları, bağışçıların desteğiyle genç kızların eğitimine katkı sağlıyor. Derneğimize yapılan bağışların karşılığında Gülencelerimizi takdim ediyoruz. Elde edilen gelirle genç kızlarımızın önündeki maddi engelleri aşmayı hedef aldık.

Türkiye ekonomik açıdan hükümetin söylediğine göre iyi durumda peki sizce Türkiye’de ekonomi ne durumda?

2018 yılından itibaren hissettiğimiz bir ekonomik bunalım içindeyiz. Bu ekonomik bunalımın üstüne bir de pandemi süreci eklenince ekonomik göstergeler eksiyi göstermeye başladı. Pandemi sürecinde hükümet, çeşitli ekonomik destekler açıklayarak iş dünyasının yaralarına merhem olmaya çalıştı. Son açıklanan 2020 ikinci çeyrek rakamlarına göre Türkiye, pandemi sürecinde yüzde 9.9 küçüldü. Türkiye ekonomisinin çok farklı dinamikleri bulunuyor. Yapısal reformlar olarak bahsettiğimiz hukuk, eğitim ve adalet konularında atılacak adımlar ekonomik güven endeksinin yukarıları taşınmasına sağlayacak. Ekonomik güven endeksi arttığı zaman yerli ve yabancı yatırımcı yeniden ülkemize gelecek. Türkiye ekonomisi, şu anda bir dar boğazdan geçiyor ve bunun da üstesinden geleceğimize eminim.

İzmir İş Kadınları Derneği’nin toplam kaç üyesi var ? Gerçekleştirdiğiniz ve devam eden projeleriniz neler?

Şu anda 80 aktif üyemiz bulunuyor ve her geçen gün derneğimize başvurular artarak devam ediyor. Dernek olarak ne kadar çok üyemiz olduğuna değil ne kadar nitelikli üyemiz olduğuna bakıyoruz. Üyelerimizle birlikte toplumsal sorunlara çözüm üretmek ve kadınların sesi olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Vazgeçmeyen Kadınlar Projesi ile kız meslek liselerinde, kızlarımıza kendi hayat tecrübelerimizi anlatıp “biz yaptıysak siz de yapabilirsiniz” diyerek rol model olmaya çalışıyoruz. Böyle kızlarımızın zorluklar karşısında yılmadan çabalamalarını istiyoruz. 2019 yılında da başvurusunu yaptığımız Avrupa Birliği destekli iş hayatında kadın statüsünün güçlendirilmesi ilgili projemizde merkezi İspanya’da olan Akdeniz İş Kadınları Federasyonu’yla birlikte hareket ettik. Proje paydaşımız olan Akdeniz İş Kadınları Federasyonu ve cinsiyet eşitliğinde fark yaratan şirketleri ziyaret ettik. Biraz önce de bahsettiğim Genç İZİKAD projesiyle genç kadınların girişimcilik konularında yanında olmaya çalışıyoruz. Yerel yönetimlerimizin desteği ile üyelerimizin kendi meslekleri ile ilgili birikimlerini paylaştıkları seminerleri semt evlerinde gerçekleştiriyoruz ve Finansal okuryazarlık eğitimlerine yerel yönetimlerimiz ile birlikte online olarak yapmaya devam ediyoruz. İZİKAD olarak ilk projemize KOSGEB projesiyle başladık. Proje e-okul kapsamındaydı ve genç kadınlara, iş hayatında olan kadınlara ya da iş hayatına girmek isteyen kadınlara girişimcilik eğitimleri veriyorduk. Sonra İzmir İl Dernekler Müdürlüğünden bir proje aldık. O da “Dokuma Sanatındaki Çiçekler” adlı projemizdi, orda da hiç mesleği olmayan kadınlara, Karşıyaka Belediyesi işbirliği ile dokuma desinatörlüğü eğitimi verdik.

 İş dünyasında kadınlar arasındaki dayanışma nasıl artırılabilir?

İş dünyasında kadınlar arasında dayanışma, genellikle dernekler aracılığıyla olmaktadır. Dernek içinde gösterilen sosyal sorumluluk çalışmaları ve projeler vasıtasıyla kadınlar, sorunlara vakıf bir hale geliyorlar. Sorunlara vakıf bir hale geldikleri için ister istemez birbirine destek olmak zorundalar. Bu yüzden demokrasi için de dayanışma için de sivil toplum ayağı çok önemlidir. Eğer kadınlarımız sivil toplumda görev almak için çalışmalarını sürdürürse dayanışma da artacaktır.

İstanbul Sözleşmesi hakkındaki düşünceleriniz neler?

İstanbul Sözleşmesi kadınlara yaşam sunan bir sözleşmedir. Sözleşmeden bırakın imza çekmeyi, her maddesini hakkıyla uygulamak gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi bu ülkede kadının yaşamsal haklarının elinden alınmaması için uygulanması gereken bir sözleşmedir. Her gün kadın cinayetleri duyduğumuz bu günlerde sözleşmeyi tartışmaya açmak kadınlar için onur kırıcıdır. Kadınları ölüme sürükleyen iklimi besleyen, kadın katili erkeklere kol kanat geren anlayış bu toplumdan sökülüp atılmalıdır. Kadın katillerini koruyan bu anlayışın toplumdan sökülüp atılması için de sözleşmenin eksiksiz olarak uygulanması gerekiyor. Kadını ikincil insan olarak gören insanlar olduğu müddetçe İstanbul Sözleşmesi’ni daha çok tartışmaya devam edeceğiz. Kadınların her alanda haklarını korumak ve meşruiyetini sağlamak için imzalanan bir anlaşmanın son dönemlerde manipüle edilmesi, yaşadığımız acı olayların en net göstergesidir. İstanbul Sözleşmesi sadece kadına yönelik değil aynı zamanda aile içi, çocuk ve erkekleri kapsayan birçok maddesi de bulunmaktadır. Bu konuda İZİKAD olarak İstanbul Sözleşmesi’nin harfiyen uygulanmasını talep ediyoruz.

Betül Sezgin olarak İZİKAD için hedefleriniz neler ve ne noktadasınız?

İZİKAD olarak kadınlarımızın sorunlarını çözmek ve haklarını garanti altına alarak çalışmak istiyoruz. Bizler sadece iş kadınları derneği değiliz. Aynı zamanda başta İzmir olmak üzere Türkiye’nin sorunlarını dile getiren bir STK’yız. İZİKAD her geçen gün etkinliğini artırarak yola devam etmektedir. Önceki dönem başkanlarımızın girişimleri sayesinde uluslararası alanda faaliyet gösteren bir dernek olma yolunda ilerliyoruz. Yönetim kurulu başkanı olduktan itibaren İZİKAD’ı daha iyi yerlere taşımak için elimizde bütün gücü seferber ediyoruz. Kadınlar, toplumsal sorunlara ön planda olması o sorunu doğrudan politikleştirmekte ve çözüm önerisini de arkasından getirmektedir. O yüzden İZİKAD’ın uluslararası alanda söz sahibi olan ve kadın hakları konusunda akla ilk gelen dernek olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Bu sefer tersten soracağım, İzmirli İş Kadınlarından istekleriniz var mı?

İzmirli iş kadınlarının çalışkanlıklarına ve toplumsal olaylara duyarlılıklarına hayranım. İzmirli iş kadını her zaman kadınlara yön veren ve onların sıkıntılarına çözüm üreten bir konumda bulunmaktadır. Eğer iş kadınları arasındaki dayanışma artarsa kısa sürede daha net adımlar atma şansını elde edeceğiz. Benim İzmirli iş kadınların en büyük beklentim dayanışma örnekleri arttırarak tüm Türkiye’ye örnek olmalarıdır. Çünkü İzmir pek çok konuda Türkiye’ye örnek olduğu gibi kadın hakları konusunda da örnek teşkil etmektedir. İzmirli kadınların azmini yaygınlaştırmak, sorunların daha kolay ve hızlı çözülmesine neden olacaktır.

Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ederim.