Karadenizlileri ilgilendiren kanser haberi
Remzi Kazmaz, devletin Karadenizlilere “kanser tazminatı” ödemesi gerektiğini söyledi.
Karadenizlilerin kanserden ölmesinin kader olmadığını, devlet yetkililerinin Çernobil yalanının bir sonucu olduğunu savunan çevre avukatı Remzi Kazmaz, devletin Karadenizlilere “kanser tazminatı” ödemesi gerektiğini söyledi.
Artvinli Sanatçı Kazım Koyuncu, Trabzonlu Gazeteci Sibel Kalaycı, Rizeli Neslican Tay ve adı duyulmayan yüz binlerce Karadenizli, kanserden ölmeye devam ediyor... Karadenizlilerin kanserden ölmesinin kader olmadığını, devlet yetkilileriniz Çernobil yalanının bir sonucu olduğunu savunan çevre avukatı Remzi Kazmaz, devletin Karadenizlilere “kanser tazminatı” ödemesi gerektiğini söyledi.
Çok acil bir meclis araştırması açılması ve yıllardır Karadenizlilere söylenen yalanların ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Avukat Kazmaz, bu çağrısının gerekçelerini şöyle açıklıyor:
"DEVLETİN BULUT YALANI
Devlet yetkilileri ‘Çernobil bulutları gelirken çıkan rüzgar sayesinde korkunç felaketi ucuz atlattık’ demişti. Oysa rüzgarların yönü değişmekteydi ve Karadeniz başta olmak üzere Türkiye’nin radyasyondan kurtulamayacağı açıkça belliydi. Bundan sonraki gelişmeler kamuoyuyla paylaşılmadı! Kritik 12 günün hava raporları gizlendi.
Yetkililer o zaman bulutların geçtiği tüm illeri açıklamak yerine ‘Sıyırdı geçti, ucuz atlattık’ türünden açıklamalarla içimizi rahatlatmaya çalışmışlardı. Fakat Lawrence Ulusal Laboratuvarı’nın hazırladığı harita bizim yetkilileri resmen yalanlıyor. Harita, Çernobil kazasından 10 gün sonra, radyoaktif parçacıkların yukarı seviye rüzgarları tarafından Türkiye’nin her tarafına yayıldığını gösteriyor!
Avrupa’da yapılan özel meteorolojik analizlerden bugün öğrendiğimize göre, Çernobil’den atmosfere yayılan radyoaktif parçacıklar, yer seviyesindeki basınç merkezleri tarafından komşu ülkelere yayıldı. Kazadan bir hafta sonra radyoaktif gazlar doğuya doğru hareket eden bir alçak basınç merkezi tarafından güneydoğuya yani Türkiye’ye doğru taşınmaya başlandı. Böylece nükleer radyasyon ile kirlenmiş hava parselleri 3 Mayıs 1986 Cumartesi günü Batı Trakya’ya, 4 ve 5 Mayıs günü Batı Karadeniz’e, 6 Mayıs günü Çankırı üzerinden Sivas civarına, 7-9 Mayıs tarihlerinde Trabzon-Hopa arasına ulaşmıştı.
RADYASYON BULUTLARI TÜRKİYE’Yİ DOLAŞTI
1940 yılından bu yana dünyanın hemen her noktasının hava hareketlerinin kayıtlı olduğu ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nin Yörünge Modeli’nden elde edilen veriler bunu ispatlıyor.
Çernobil santralinin tam üzerinde 287 metredeki hava kütlesi Edirne-İstanbul istikametinden Türkiye’ye girerek Marmara ve Ege’yi boydan boya katediyor ve Girit adasının güneyinden Akdeniz’e ulaşıyor. Aynı zaman diliminde Çernobil’in 340 metre yukarısındaki hava kütlesi Doğu Karadeniz üzerinden geçerek Kafkaslara yöneliyor. 830 metredeki bir başka hava kütlesi ise, Batı Karadeniz’den yurda girerek Ankara’yı da içine alarak Mersin üzerinden KKTC’ye kadar ulaşıyor. Kazadan üç saat sonra hareket eden bir başka hava akımı ise, Doğu Karadeniz’den girip Güneydoğu’da genişçe bir yay çizdikten sonra Ermenistan üzerinden tekrar Kafkaslar’a yöneliyor. Kazanın olduğu günlerde açıklandığının aksine, Çernobil üzerindeki birçok hava akımı Türkiye üzerinden geçti.
Bir başka skandal da şöyle: Radyasyon bulutları Türkiye’yi etkisi altına almaya başladığında gezici radyasyon birimleri Sinop-Anamur hattının batısında üslenmişti. Bir başka ifadeyle öteki bölgelerin radyasyona maruz kalmadığı varsayılmıştı. Nükleer felaketi göğüslemeye çalışan Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre başkanlığındaki ekip, o zaman Basra Körfezi üzerinde kararlı bir yüksek basınç sisteminin oluşmuş olduğunu, buradan Anadolu’ya doğru esecek olan rüzgarların Sinop-Anamur hattının doğusunda kalan bölgeyi etki altına alacağını tahmin etmişti. Ama bu olmadı. O rüzgar esmedi. Bu bilgi de kamuoyundan gizlendi.
RADYASYON HARİTASI GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARACAK
Peki şimdi ne yapılmalı? Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Çernobil’den önce uzun ve ciddi bir çalışmayla Türkiye’de 42 ilde doğal radyasyon düzeylerini tespit etmişti. Bu çok büyük bir avantaj. Ölçülen radyasyon değerleriyle bugünküleri karşılaştırmak suretiyle bir yerin radyasyon düzeyinde herhangi bir dış etkiden kaynaklanan artış olup olmadığını görmek mümkün olacak. Bugüne kadar böyle bir çalışma yapılmadı. Bugün Trabzon’da, Rize’de 200 metrelik bir derede bile çok farklı oranlarda radyasyon düzeyleri tespit edildiğini duyuyoruz. Bu harita acil olarak çıkartılırsa, Sinop – Anamur hattının doğusunun ve tüm Türkiye’nin Çernobil’den ne kadar etkilendiği ilk kez ortaya çıkartılacak.
KARADENİZLİ VEKİLLERE ÇAĞRI
Çernobil’in üzerinden bu kadar zaman geçti ama hâlâ nasıl bir felakete maruz kaldığımızı kamuoyuna açıklanan kısımlarıyla biliyoruz. Türkiye ile ilgili gerçekleri zaman geçtikçe uluslararası kaynaklardan öğreniyoruz. Yunanistan, Almanya ve Avusturya’da radyasyon düzeyleriyle ilgili her türlü bilgi halka açıklandı. Bizdeki sır perdesi tam olarak aralanamadı.
Rizeli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Karadeniz illerinin milletvekillerini harekete geçmeye çağırıyorum.”
Odatv.com